GÜRCAN BİLGİÇ: 3 puan oyunu
Kolayı zora çevirme ustası bir kadronun üç puanla yoluna devam etmesi gibi ilginç bir ironi ile karşı karşıyayız.
İlk yarıda rakibini bunaltıp, oyunu istediği skora getiren takım ile ikinci yarıda sadece tabelayı koruma peşine düşenlerin aynı oyuncular olması gibi tuhaf bir gerçek de var karşımızda.
Bir türlü giydikleri formanın istediği oyun zekasına ulaşamayan, ancak ellerinden geleni sonuna kadar yapmaya çalışan, sarsak oyuncu sayısının da bir hayli fazla olduğu bir ekip.
Elbette iyi oynamanın değil, kazanmanın gerekli olduğu bir deplasmandı. Bunun karşılığında maksimum konsantrasyon ile beklemedikleri anlarda 2-0 yaptılar. Sonrasında ise çelişkiler başladı.
Top Fenerbahçeli oyuncuların ayağına geldiğinde, iki golden sonrası yasakmış gibi, ne yapacaklarını bilemez, kararsız pozları sergilediler önümüze. Rakibi eksik yakalıyorlar, santraya çıkıyorlar, boştaki oyuncu öne koşu atmıyor. Bekliyor ve rakibin yerleşmesinden sonra yine daha geriye pas yapıyor. O kapasitesiz düşünce sistemindeki tek arzuları gol yememek. Halbuki "bir tane daha atalım" deseler, her riski almış Sivas takımını da geriye koşturmak zorunda kalacaklar.
Aykut Kocaman takımını maça iyi hazırlamış, rakibi çok iyi analiz etmiş ve iki bekinin üstüne oyun kurarak, bekleyen rakibinin kapanma mesafesinde açıklarla vermesine neden oldu. Oyunu sağdan oynamak için zorladılar, golleri ise sol kanattan getirdikleriyle buldular.
Volkan Demirel'in tecrübeli ellerinde eriyen atak çabaları da vardı ev sahibinin. Böylesine bir baskının golü bu kadar geç bulması da Volkan'ın orada olmasından. Sınırlı becerilerin mücadele ile farklılık yaratması bir çabanın ürünü. Ancak bu formatın oynamaktan vazgeçtiğini daha önce de gören, son dakika golleri ile puanlar kaybeden Aykut Kocaman'ın da değişiklik yapmakta, sahadakilerin fikirlerini değiştirmekte çok geç kalması da enteresan.
"Kazanmak yeterli" düşüncesi şu haftaların geçerli bölümü. Doğrudur. Fakat tabelayı koruyalım mantığı küçük takım refleksidir. Bu takım karakteri oluyor. Kaybetmekten de kötüsü budur.
RIDVAN DİLMEN: Volkan, Kameni'den ders çıkarmış
Geç buldu Sivas golü... 70'lerde, hatta 80'lerde bulmuş olsa farklı olurdu. Fenerbahçe'nin süratli oyuncuları yok. Çok düz ama süratli bir oyuncu da olabilir misal ama yoktu. Fenerbahçe puan kaybı için çok uğraştı ama beceremedi. Fenerbahçe iyi başladı, Sivas dengeledi biraz ama ardından peş peşe goller geldi. Soldado'nun üçüncü golü yapamaması ikinci yarının seyrini değiştirdi. Sivas, Robinho'yu oyuna aldıktan sonra riski aldı ve pozisyonlar buldu. Samet Aybaba bence riski biraz daha erken alabilirdi. Emre ile Bifouma geriye dönmedikleri için Hasan Ali ile Şener de hücumlara çok rahat katıldı. Aatif, Sivas'ta usta olarak oynuyordu, şimdi pek risk almadan, takım oyuncusu olarak oynuyor ama topa iyi vuran bir oyuncu. Sezonda 8-10 golü bulmalı.
Sivas da bekleyip kontratağa gideyim diye düşünmüş, Galatasaray'ı, Beşiktaş'ı böyle yenmişlerdi. Hataya zorladılar ama hesaplayamadıkları iki gol yediler. Kontra oynarken bekleri rakip hücumcularla yalnız bırakmamalısınız.
İkinci yarıda roller değişti. Fenerbahçe arkada bekleyip hızlı çıkmak istedi ama topsuz hızlı oyuncusu yok. Toplu da pek yok gerçi... Sivas da öne çıktı. Enteresandır, arkada beklerken 3-4 kere adam kaçırdı Fenerbahçe savunması. Volkan'ın çıkardığı en az 4-5 pozisyon var kısa mesafeden. Fenerbahçe bu dörtlüsüyle iyi bir savunma hattına sahip aslında. Volkan da Kameni deneyiminden iyi bir ders almış, kaleyi bir daha vermek istemediği görülüyor.
Aykut Kocaman, rakipleri kadar şansı olduğunu kendi dünyasında görüyordur ama taraftarda anlamsız bir güvensizlik var. Aykut hoca uzun mesafe hocası... Fenerbahçe'ye baktığımızda ikinci yarıdaki performansı her daim daha fazla... Kendi hatalarından da döndü. Deplasmanda en çok puan toplayan takım Fenerbahçe...
Fenerbahçe'nin içeride 3 maçı var ama artık 'ev sahibi' olmalı. 20 binlere oynanmamalı. İçeride üç maç, Beyoğlu'nda Kasımpaşa deplasmanı, bir de Karabük... 'Onu yenseydi', 'Bunu yenseydi' demenin alemi yok, onu Galatasaray için de diyebilirsin. İtalya hariç Avrupa'da işler çoktan bitti. Renkli, zevkli, heyecanlı bir lig oluyor.
ERMAN TOROĞLU: Sistem değişmeli
Küçükler golleri kaçırıyor, büyükler golleri atıyor, şampiyonluk şansları devam ediyor. Fenerbahçe takımı bildiğiniz gibi... Demir perde ülkesi futbolu oynuyorlar. Yani eski bir sistem, maçlarını da alıyorlar. Galip gelince de kimse sesini çıkaramıyor. Kazanan tüccar her zaman haklıdır. Göze hoş gelme ayrı bir olay. Keyif verme ayrı bir olay. O yok. Kimse de Fenerbahçe'den keyifli futbol beklemesin. Aslında klasik Aykut Kocaman taktikleri bunlar veya oyun şekilleri.
Sivasspor, Kayserispor, Göztepe, Akhisar'ın ligin birinci yarısında oynadıkları futbola bakın, bir de şimdiki hallerine. Rahatlayınca iş bitiyor. Demek ki federasyonun önümüzdeki yıl galibiyete verdiği paranın sezon başı, sezon ortası ve sezon sonu gibi 3'e bölünüp artırılarak verilmesi gerekir. Yani maç cazip gelsin, puan cazip gelsin. Takımlar sermesinler. Ciddi bir şekilde bu işin üzerinde durulması gerekir.
İlk yarıda Fenerbahçe rahat rahat 2-0'ı bulunca ikinci devre "Ben işi götürürüm" dedi. Ama sarı-lacivertliler dün gece özellikle ikinci yarıda rakibe büyük fırsatlar verdiler. Bu şunu gösteriyor 2-0 onları rahata itti. Fenerbahçeli futbolcular için şöyle bir zorluk var: Şampiyonluk ipi onlarda değil, başkalarında. Kendileri oynuyorlar ama ligde son kararı diğer takımlar verecekler.