Muşlu bir ailenin dokuz erkek çocuğundan en küçüğü olan Mehmet Zeki Çelik, ailesinin göç ettiği Bursa'da doğdu ve futbol altyapısını da Bursaspor'da aldı. Hem Genç Millî Takımlar hem de iki sezondur formasını giydiği İstanbulspor'daki performansı onu A Millî Takım'a taşıdı. Güçlü fiziği ve öne çıkışlardaki başarısıyla modern sağ bekten örnekler sunması sayesinde sadece Türkiye'nin değil, Fransız takımlarının da dikkatini çekmeyi bilen Mehmet Zeki Çelik, TamSaha dergisinin Nisan sayısına açıklamalarda bulundu.
Ailesinin 1995'te Muş'tan Bursa'ya göçtüğünü, babasının inşaat ustası, annesinin de ev hanımı olduğunu dile getiren Mehmet Zeki Çelik, "9 erkek kardeşin en küçüğüyüm. Ağabeylerimin hepsi futbol konusunda yetenekliydi. Ama aile şartları o dönemde futbolcu olmalarına izin vermemiş. Bana nasip oldu. En küçük olmanın faydasını gördüm" dedi.
Küçüklüğünden beri yaşıtlarına göre iri bir çocuk olduğunu kaydeden Mehmet Zeki Çelik, forvet oynamak istediğini ancak hocalarının en baştan kendisini defansa çektiğini söyledi. Çelik, "Küçüklüğümden beri yaşıtlarıma göre iri bir çocuk oldum. Forvet oynamak istiyordum ama hocalarım en başından itibaren beni defansa çekti. Stoper olarak düşünüyorlardı ama ben sağ bek oynamayı istedim. Çünkü burada görev yaparken çok daha fazla hücuma çıkma fırsatı buluyorum. Bursaspor beni Yeşil Bursa'ya göndermek istedi. O kulüpte 3-4 sağ bek olduğu için oynama şansımın düşük olduğunu söyledim. Ferda Cevizci Hocanın beni çok istediği Nilüferspor'a gittim. Sürekli hücumu düşündüğüm için hoca bana çok kızardı. 3'üncü Lig'de oynadığım o dönemde savunmayı öğrendim. Futbolla yatıp kalkıyorum. Maçları takip ediyorum. Kendi analizlerimi izliyorum. Çalışmaktan asla yılmam. Fiziğimi daha da geliştirmem lazım. Takımdaki ağabeylerim bana eksiklerimi söylüyor. Bazen bozuluyorum ama doğru söyledikleri için yapacak bir şey yok. Hedeflerim doğrultusunda daha çok çalışıyorum.
Nihaî hedefim Avrupa'ya gitmek. Çünkü fiziğime ve tempoma güveniyorum. Oyun bilgimi ve zekâmı geliştirirsem bunu başaracağıma inanıyorum. Bundesliga'ya yakıştırıyorum kendimi. Zaten izleyen kulüpler de var ve bunu bilmek beni daha da teşvik ediyor. Rakiplerden de çok şey öğreniyorum. 1'inci Lig'de oynamanın bana büyük bir katkısı oldu. Hücumda daha fazlasını yapmam gerektiğini öğrendim. Bu lig zor ama çok keyifli. Kendimi yavaş yavaş Süper Lig'e hazırlıyorum.
Dil gerçekten çok önemli. Özel bir hocam var. Yeni başladık. İlk olarak İngilizceyi öğreneceğim. Sonra gittiğim ülkeye göre dil öğreneceğim. Onun dışında özel fitness hocası tuttum. Onunla birlikte fiziğimi geliştirmek için çalışıyorum. Liseyi bitirdim, üniversiteyi açıktan okumaya devam edeceğim" diye konuştu.
"YALÇIN KOŞUKAVAK MODERN FUTBOLUN ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİNDEN BİRİ"
İstanbulspor ile 2016 yılında yollarının kesişmesi ile ilgili de konuşan Mehmet Zeki Çelik, "Yalçın Koşukavak hoca beni izlemiş ve menajerimle görüşüp direkt istemiş. Ancak Bursaspor beni vermek istemiyordu. Niyetleri Yeşil Bursa'ya göndermek veya U21'de kalmamı sağlamaktı. Ancak ben kalmak istemedim. Gözüm daha yukarılardaydı. Yalçın hoca çok ısrar etse de transferim 1-2 ay sürüncemede kaldı. O arada bir de sakatlık geçirdim ama Yalçın hoca sağ olsun beni sakat sakat aldı. Çünkü bana inanmıştı. Forma da verdi. Aslında çok gerideydim. Bu durumu maçlarda ben de hissediyordum hocam da hissediyordu. Bana tam 10 maç tahammül etti. Sonra fiziğim oturunca her şey daha iyiye gitmeye başladı. Yalçın hocamın da Ecmel Faik Sarıalioğlu başkanımın da bugüne gelmemdeki katkısı çok büyüktür. Çok uğraştılar benim için.
Yalçın Hoca bütün oyuncularıyla çok yakından ilgilenen bir teknik adam. Çok samimi bir insan. Herkese ağabey gibi konuşuyor. Kendisini geri tutmuyor. Soğuk değil. Başarı da bence onun bu sıcak tutumundan kaynaklanıyor. Onu çok seviyor ve kendisinden çok şey öğreniyoruz. Yalçın hocanın, modern futbolun önemli temsilcilerinden biri olduğunu söyleyebilirim.
Geçen sezon bizim takımımız gerçekten de 2'nci Lig'e göre ağır basıyordu. Rakiplerimizden kalite olarak üstündük. Takımımız lige fazlaydı bence. Zaten bunu da göstermiş olduk. Takımda herkes şampiyonluğa inanıyordu. Nitekim de kupa geldi. Bu sezon ligi tanımadığımız için zorlandık biraz. Futbol seviyesi yüksekti. Bir-iki oyuncumuz dışında kimse ligi tanımıyordu. Sonradan toparladık. İlk hedefimiz aslında düşmemekti. Sonradan galibiyetler aldıkça takım forma girdi. Devre arasından sonra dörtte dört yaptık. Güçlü rakipleri yendik. Bazı düşüşlerimiz de oldu. Sezon sonuna kadar hedefimizden kopmadan mücadelemizi sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.
"AVRUPA'YA GİTMEDEN ÖNCE..."
Fransa'nın Lille takımının kendisini iki kez izlemeye geldiğini ifade eden Çelik şu ifadeleri kullandı, "Üçüncü gelişlerinde ise beni transfer etmek istediklerini söylediler. Ama öncelikle dil problemimi çözmek istiyorum. Bir de Avrupa'ya gitmeden önce Süper Lig tecrübesini de kazanmam gerektiğini düşünüyorum. Belki direkt de gidebilirim gerçi, belli olmaz. Çağlar Söyüncü de Altınordu'dan Almanya'ya gitmişti. Böyle bir örnek de var. Ama Süper Lig'den de beni isteyen takımlar oldu. Açıkçası biraz kafam karışık. Ne yapacağımı tam bilmiyorum. Sezon sonuna doğru düşüneceğim. Şu an maçlar devam ediyor ve ben de işime yoğunlaşmak istiyorum. Talep edilen bir oyuncu olmak çok güzel. Hedefim İstanbulspor'un menfaatleri doğrultusunda; yönetimimiz, başkanımız ve hocamızın da uygun görmesi durumunda büyük kulüplerde ve Avrupa'da forma giymek."
FİZİĞİM GUARDIOLA'YA BENZİYOR"
Kendine örnek aldığı oyuncular ile ilgili da konuşan Mehmet Zeki Çelik, "Manchester City'de Kyle Walker var. Onu daha önce Tottenham'da oynarken de izliyordum. Guardiola kendisini üçlü savunmada stoper olarak da oynatıyor bazen. Aynı şekilde Yalçın hocam da beni zaman zaman bu şekilde değerlendiriyor. Fiziğim de ona benziyor zaten. PSG'de Thomas Meunier var. Eskiden Maicon vardı. Dani Alves'in hücum özelliklerini çok beğeniyorum. Onları izliyor ve örnek alıyorum. Aslında her oyuncuyu takip ediyorum ve hepsine çok büyük saygım var. Sadece defansif değil, ofansif oynamayı da çok seviyorum. Her yönümle sahada etkili olmak amacındayım" dedi.