"Türkiye bana iyi geldi. Türkiye'deki arkadaşlarımı da gördüm. Gelme amacım çok özlediğimden ve de G.Saray derbisi var. Anlamı ve önemi var bu derbinin benim için. Uzun süredir planlarımdaydı. Kardeşimle geldim. Hem derbiyi izleyelim hem de gezelim istedik. İmza gününü de yapalım dedik. Yani hepsi birlikte… "
"Ayrıca gelme sebeplerimden biri de Taffarel. Lugano ile bir program çektik Brezilya'da. Yine aynı kanal için program çekeceğim. Taffarel ile de bir söyleşi yapacağım."
"Oyuncular gelse de farklı isimler olsa da tarih vardır, yaşanmışlık vardır. Tarih anlatılır. G.Saraylılar geçmiş dönemden gelmiş skorların ağırlığını hisseder. Kulaklarının arkasında birileri hep 'Kadıköy'e gidiyoruz' der. Yaşananlar soyunma odasında hatırlanır, nesilden nesile anlatılır."
"G.Saraylı oyuncular 'Bu sefer son olacak. Yenmemiz lazım' diyerek hazırlıyor. F.Bahçe ise bu seri sürecek şeklinde düşünceleri var. İki taraf da soyunma odasında bu motivasyonla olur."
"İki takımı da çok takip edemiyorum Brezilya'da. Güncel durumlara bakamıyorum. Tahmin yanlış olur. İki teknik adam da tansiyonu hesaplayacak iki insan. Umarım herkes futbola doyar. Kaliteli ayaklar var herkes zevk alır. Bu maçta çok fazla duygu oluyor. Duygu bize derbiyi anlatır."
"İki tarafın da eşit avantajı şudur; iki hoca da camialarını iyi tanıyor. Üzerlerindeki baskıyı hisseden insanlar. İki hocanın da avantajı bu. Ama elbette F.Bahçe daha avantajlı. Tarihsel süreç ve saha avantajı onlardan yana."
"Maçı statta izleyeceğim. 6 sene önce ayrıldım. Artık Brezilya'da yaşıyorum. Benim derbi ya da maçın sonucuna, seçim sonucuna etki edeceğimi düşünmüyorum. Amacım gezmek eğlenmek. Skora, seçime etki edebilmek aklımdan geçmez. Oynarken de buna etki edebileceğimi, düşünmedim. F.Bahçe benim bir parçam. İnsanlar bunu etkileyeceğimi düşünmesin. Bu etki gücü bende yok. Saha içine etki ederim saha dışına değil."
"Kardeşimle geldim. Derbiyi hiç izlememişti. Bu bir fırsattı. Oğlum Felipe de büyüdü. Arkadaşlarına internetten izletiyor beni ve derbileri. Biraz daha büyüyünce onu da getireceğim. F.Bahçe-G.Saray derbisini hep yaşadım ama içeride."
"Alex de Souza tezahüratı duyduğumda… (Duygulanıyor) Bütün çektiklerimi hissettiren sahneler onlar. Oynarken o kadar çok işinize odaklanıyorsunuz ki… Futbolu bırakınca anlıyorsunuz gerçekleri. Çektiklerimizin değerini gösteriyor o tezahüratlar. Hayal ettiklerimizin karşılığı oluyor. 41 yaşındayım ve bu tezahüratlar beni artık daha çok duygulandırıyor."
"Futbola dönüş planlarım var. Ama hangi pozisyon olacağının kararını vermedim. Saha içi mi dışı mı bilmiyorum. Ama şu anda saha içi gibi görünüyor. Futbolcuları seviyorum. Yenilikleri ve gelişimi takip ediyorum. Somut gelişmeleri de önümüzdeki günlerde paylaşacağım."
"2 senedir tenise merak sardım. Kızım Maria tenisçi olmak istiyor. Ona eşlik etmek için tenis dünyasını tanımaya başladım. Bu da bilgi dağarcığımı geliştirdi. Bir spor dalında daha uzman olmaya çalışıyorum. Teknik direktörlük için de bu önemli bir şey.
Kızıma antrenman disiplini, hiyerarşiye uymak gibi şeyleri öğretiyorum. Bir yoldaysanız, evden köstek görmemeniz gerekir."
"Oğlum Felipe, Neymar ve Ronaldo'yu izleyip onları taklit ediyor. E tabii ki beni de taklit ediyor. Benim o yaşlardaki halime de çok benziyor."
"Geldiğimde üzerimdeki tişörtün bu kadar konuşulması ilginç. Kendimi teknik direktör tarzı olarak defans veya ofans olarak söyleyemem. Takıma göre değişir. Bence teknik direktör elindeki malzemeye göre hareket etmeli. Ama camia büyüktür. Sizi iter. O zaman öyle hareket etmeli. Camianın durumunu görmek gerekir. Tişörtüm büyük takım tişörtü. Büyük takımda çalışırsam taktiğim bu olur."
"Lig'de kazanmak, G.Saray ve Beşiktaş'ı yenmek gibi. Bunları başarınca işinizi yapmış sayılıyorsunuz. Bu kültürel bir durum.
Ben oynarken Avrupa'ya yönelik bir proje görmedim ne F.Bahçe'de ne de rakiplerde. Üç takım da Avrupa'da başarılı olabilecek takımlar. Lokal başarılar tatmin etmemeli. Milli takım için daha uzun vadeli projeler gerekli."
"9 senelik buradaki kariyerimde anlayamadığım şeyler gençlerin neden oynamadığı. Bazı örnekler vardı. Semih vardı sonra… Recep Niyaz vardı. Şans bulabilirler. Ama kültürel etkenler çok etkili oluyor. Cesaret gerekiyor, arkalarında duracak sabır gerekiyor. Cesaret ve sabır yoksa bu tür oyuncular oynama şansı bulamaz. Can Arat da bir örnekti. Israr edilmeli.
"Cengiz F.Bahçe'de oynayabilir miydi? Ben size söyleyeyim futbol kültürü olarak oynayamazdı. Kalitesi olmasa zaten Roma'ya gidemezdi. Ben ayrıldığımda Salih yeni şans buluyordu. Roma'ya gitti ve döndü. 5-6 senelik periyotta düzenli olarak oynamasını ne etkiledi? Kaliteli bir oyuncuydu. Neden olmadığını araştırıp derinlere inmek gerekiyor. 14-15 yaşında yetenekli bir oyuncu vardı Muhammet Demirci. Şimdi nerede diye sorunca bilmiyoruz, birbirimize bakıyoruz."
"Giuliano ve Talisca karşılaştırmamalı. Giuliano kenarda oynayıp içeri girer. Tarz olarak farklılar. Talisca daha serbest. Aynı mevki gözükseler de farklılar. Karşılaştırma yapılmamalı. Brezilya'nın hocası Tite ikisini de tanıyor. Giuliano'yu çağırdı. Giuliano testlerden geçti sıra Talisca'da. Dünya Kupası'na kadar herkesi görecek."
Seçimle ilgili olarak gelmedim. Fenerbahçe gibi bir kulübün aslında bu tür gereksiz diye adlandırdığım mevzularla uğraşmaması gerekiyor. Ben Brezilyalı biriyim ve bir oyum bile yok. Bir taraf olsam düşüncemi zaten söylemekten çekinmem. Bu seçimde oyum bile yok, yurt dışında yaşayan biriyim. Fenerbahçe'nin çok daha birleştirici etkenlere odaklanması gerekiyor, ayrıştırıcı etkenlere değil. Dolayısıyla bunlar her duyduğumda beni güldüren şeyler. Umarım iki taraf da birleştirici etkenlerle camiayı toparlar.
"Keşkelerim yok. İmkânım olsaydı ayrılma sürecinin neden böyle olduğunu bilmek isterdim. İçimde bir fırtına vardı ayrılırken.
Bu benimle mezara kadar gitse bile dersler çıkardım. Olmasaydı diyeceğim şeyler var ama ders çıkardım bunlardan. Benim için geride kaldı. Kalbimde kötülük barındırmam.
Ayrılış görüntülerimde bile ahenk var. Kötü ayrılsak bile pozitif anları hatırlamak benim için daha önemli. Anılarımı tazeleyip döneceğim. Ardında bir şey yok."