1993 yılında Akdeniz Oyunları'nda şampiyonluk, 2002 Dünya Kupası'nda da 3'üncü olan kadro yer aldığını ifade eden Özalan, "Arada 10 yıla yakın bir süre var. Demek o yılda temeller iyi atılmış, başarıya giden taşlar güzel döşenmiş. Buraya geldikten sonra oyunculardan üzerine basa basa isteyeceğim tek şey var, Millî Takım'ı kulüp takımlarının üzerinde görmeleri gerekiyor. Millî Takım bir oyuncunun ulaşabileceği en üst mertebedir ve oyuncular da mutlaka bunun farkında olmalı. Oyuncuların buraya isteyerek, koşarak gelmesi ve o coşkuyu yaşaması gerekiyor. Biz de futbolculuk dönemimizde çok önemli derbiler oynadık ama gözümüz kulağımız her zaman Millî Takımlardaydı. O coşku ve heyecanı hiçbir zaman kaybetmedik. Ben Ümit Millî Takım'da bu konuda bir eksilme görüyorum ve bu duyguları yükselttiğimiz takdirde başarılı olacağımıza inanıyorum" ifadelerini kullanıyor.
"TECRÜBELERİMİ GENÇ OYUNCULARLA PAYLAŞMAK İSTİYORUM"
İngiltere Premier Lig ve Almanya BundesLiga gibi Avrupa'nın önemli liglerinde forma giyen ve buralarda edindiği tecrübeleri genç oyunculara aktarmak istediğini vurgulayan Özalan, "Oyunculukta kazandığım tecrübe oldukça farklı ve pek çok oyuncuda da yok. Hem Türkiye'de hem de yurt dışında çok kaliteli teknik adamlarla çalıştım. İngiltere'de çalıştığım hoca İngiltere Millî Takımı'nın da teknik direktörlüğünü yapmış olan Graham Taylor'dı. Orada David O'Leary ile de çalıştım. 1974'te Dünya Kupası'nı kazanan Alman Millî Takımı'nın önemli oyuncularından Wolfgang Overath, Köln'de başkanlığımı yaptı. Dünyanın farklı yerlerinde edindiğim bu tecrübeleri şimdi genç oyuncularla paylaşmak istiyorum. Futbolun teknik ve taktiğine bakacak olursak dünyanın her yerinde üç aşağı, beş yukarı aynı şeyler uygulanıyor. Ben farkı belirleyenin iletişim olduğunu düşünüyorum. Özellikle oyuncularla teknik adamlar arasındaki iletişim. Ümit Millî Takım'daki görevimde iletişim konusunun üzerine çok fazla düşeceğim. Eğer oyuncunuzdan iyi performans almak istiyorsanız ona güvendiğinizi göstermeniz ve onun da size güvenmesini sağlamanız şart. Tabiî ki futbol günden güne çabuklaşıyor, kuvvetleniyor, oyuncu da hem mental hem de fiziksel anlamda çabuk ve kuvvetli olmak zorunda. İşin antrenman boyutunu eksiksiz yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın ama benim asıl üzerinde duracağım şey mental boyut olacak. Biz Türk milleti olarak çok yetenekliyiz ama bu yeteneğimizi sahaya yansıtmakta sıkıntılar çekiyoruz. Oyuncu-hoca iletişimindeki hafif aralığı kapattığımız zaman çok daha iyi yerlere geleceğimize inanıyorum. Tabiî ki antrenman, tabiî ki taktik, tabiî ki maç kondisyonu ama hepsinden önemlisi iletişim ve moral değerlerin yükseltilmesi olacak" şeklinde konuştu.
"KENDİ HEYECANIMI ONLARA DA GEÇİRMEK İSTİYORUM"
Göreve geldiğinden beri A Millî Takım Teknik Direktörü Mircea Lucescu ile her gün görüş alışverişinde bulunduklarını söyleyen Özalan, "Oyuncularımızın maç eksiklerini nasıl kapatabileceğimizi konuşuyoruz. Yurt dışındaki oyuncularla çok sıkı iletişim halindeyiz. Marsilya'da 1998 doğumlu sonradan oyuna girip süre alan Yusuf Sarı'yı ülkemize kazandırmak için çaba harcıyoruz. Hem kendisi hem de ailesiyle iletişim halindeyiz. Sol ayaklı, her iki kanatta da oynayabilen, çok yetenekli bir oyuncu. Türk vatandaşlığı meselesini hallettik. Fransa'ya gidip hem kendisi hem de ailesiyle birebir iletişime geçeceğim. Onlara Millî Takımımızın atmosferini anlatacağım. Türkiye'deki oyuncularımızla da bu anlamdaki irtibatımız süreklilik arz ediyor. Her hafta maçları izliyor ve sonrasında soyunma odasına inip oyuncularımızla görüşüyorum. Bu sohbetlerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kendi heyecanımı onlara da geçirmek istiyorum. Kamptan kampa temas kurmak yerine onlara her zaman Millî Takım oyuncusu olduklarını hissettirecek bir faaliyetin içinde olacağız" diye konuştu.
"BİZİM SEYİRCİYE VE SAHA İÇİNDE MOTİVASYONA İHTİYACIMIZ VAR"
Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu'ndaki kalan iç saha maçlarını Anadolu'da oynamak istediklerini belirten Alpay Özalan, "İşimiz zor ama zoru başarmak da bizim milletimize has bir şey. Ben buna inanıyorum. Oyuncularım da inanıyor. Beş maçımızı da kazanmamız gerekiyor. Bunu başarabilecek güçteyiz. Kalan son beş maçımızın üçü içerde, ikisi dışarıda. İsveç'le Alanya'da oynayacağız. Diğer maçlarımızı da Anadolu'da oynatmaktan yanayım. Bizim seyirciye ve saha içinde motivasyona ihtiyacımız var. İstanbul'da futbola doyulduğunu düşünüyorum" dedi.
"İSTİKLAL MARŞI ÖYLE OKUNUR"
İsviçre karşılaşması öncesinde İstiklal Marşı'nı okumasıyla gündeme gelen Özalan, "Biz Millî Takım'la 14-15 gün kampa gidip kulüplerimize döndüğümüz gün yine Millî Takım'ı özlemeye başlar, önümüzdeki kampı iple çekerdik. Arkadaşlık ortamımız o kadar iyi, Millî Takım'da oynama arzumuz ve isteğimiz o kadar güçlüydü. Ben Millî Takım'da teknik, taktik ve sistemden önce coşkunun gelmesi gerektiğine inanıyorum. Millî maç coşkuyla oynayarak kazanılır. O coşkuyu sahada yaşayacak oyuncu benimle olacak. Amacım hem ülkemi prestij olarak başarıya ulaştırmak hem de yukarıya oyuncu taşımak. Herkes millî maçlarda İstiklal Marşımızı nasıl okuduğumu izlesin. O marşın öyle okunması gerekir. O duyguyu hissetmeniz gerekir. Bunu oyunculara tekrar kazandıracağız. Şöyle bir avantajım olduğunu düşünüyorum; biz başarılarla dolu bir tarihe sahip jenerasyonun parçasıyız. Oyuncularıma bunları kolaylıkla anlatabilirim. Çünkü hepsi yaşanmış olaylar. Yani hayal satmayacağım. Bu konunun üzerine çok fazla düşeceğim. Oyuncular şunu bilsin; benim için Süper Lig kulübüyle 3. Lig kulübü oyuncusunun arasında bir fark yok. Yeter ki oyuncu o mücadeleyi versin, bizim coşkumuzun bir parçası olsun."
"ÜLKEMİZE BORCUMUZU BAŞARIYLA ÖDEMEK ZORUNDAYIZ"
Türkiye'de bir çok yeni stat yapıldığını ve bu statlardaki tek eksiğin başarı olduğunu söyleyen Özalan, "Statlarımız mükemmel. Rakibimiz Almanya'ya oranla teknolojisini daha yüksek ve yeni statlara sahibiz. Cumhurbaşkanımızın özel ilgisi sayesinde futbola çok büyük yatırımlar yapıldı. Bu harika statlardaki tek eksik başarı. Kendimi futbolcuların yerine koyuyorum ve böyle güzel statlarda başarıya ulaşamamanın ayıp olacağını düşünüyorum. Bize bu kadar özen gösteren büyüklerimize ve ülkemize borcumuzu da başarıyla ödemek zorundayız" dedi.