Roberto Rosetti, EURO 2008'deki Hırvatistan maçımızın hakemi, 1 yılı aşkın bir süredir TFF'nin Merkez Hakem Kurulu Danışmanlığı görevini yürütüyor. Dünya hakemliğinin büyük şöhretiyle Türkiye'deki çalışmalarını, hakemliğimiz hakkındaki düşüncelerini ve üzerinde yoğunlaştığı VAR sistemini Tam Saha Dergisine anlattı.
1 yılı aşkın süredir Türkiye Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu Danışmanlığı görevini yürütüyorsunuz. Geriye dönüp baktığınız zaman Türkiye'de geçen süreyi bize nasıl anlatırsınız? İstediklerinizi yapabildiniz mi?
Şunu peşinen söylemem gerekir ki, Türkiye Futbol Federasyonu hakemlik için çok fazla şey yapıyor. Hakemlere kaynak açısından önemli olanaklar ve kolaylıklar sağlıyor. Türkiye Futbol Federasyonu eğitim materyalleri açısından, fiziksel kolaylıklar açısından çok büyük imkanlara sahip.
Geçen bu periyotta Türk hakemliği sizce ilerleyebildi mi?
Eğitimler paralelinde teknik olarak da gelişimlerini sürdürüyorlar. Şüphesiz her zaman geliştirilecek bir taraf muhakkak vardır. Her gün çok sıkı çalışıyoruz. Çünkü Türk futbolu çok fazla heyecan içeriyor. Türk futbolu dünyada hakemler için en zorlu liglerden bir tanesi.
Daha önceki bir röportajınızda, "Yeni Cüneyt Çakır'lar çıkarmak istiyorum" demiştiniz. Bu hedefinize ulaşabildiniz mi?
Gerçekten çok iyi genç hakemler var. Cüneyt Çakır şu anda dünyanın en iyi hakemlerinden birisi. Bu seviyeye gelmek çok kolay değil. Ama bazı genç hakemler bu potansiyele sahipler.
Daha önce 2 yıl Rusya Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı yaptınız. Rus futbolu da gelişim içerisinde. Oradaki futbolu nasıl yorumlarsınız ve ülkemiz futboluyla aradaki farklar nelerdir?
Benim zamanımda Rus hakemleri dramatik bir şekilde geliştiler. Türk hakem yapısını Rusya ile mukayese edersek çok daha güçlü. Daha fazla hakemimiz var ve daha güçlü bir yapıya sahibiz. Futbolun yüksek olmasıyla beraber hakemlerin seviyesi de yüksek burada.
Hakemlerimiz sürekli eğitimden geçiyorlar ve TFF kendilerine profesyonel hakemlik sayesinde önemli imkanlar sağladı. Ancak tüm bunlara rağmen zaman zaman hakemlerimiz verdikleri kararlarla çok tartışılıyor. Saha içerisinde yapılan hataları siz nasıl yorumluyorsunuz?
Dünyanın her tarafında hakemlerin hata yaptığını görüyoruz. Hatalar futbolun bir parçası. Oyuncular hata yapıyor. Teknik adamlar hata yapıyor. Menajerler hata yapıyor. Bizim görevimiz bu hata sayısını azaltmak. Ve biz bu hedef için her gün çok çalışıyoruz.
Türkiye Futbol Federasyonu, video hakemlik için (VAR) önemli bir atılım içerisinde. Bu sistemle ilgili sizin görüşünüz nedir?
Futbolun istediği bir şey VAR Teknoloji pek çok spor dalının içerisinde Herkes daha fazla adalet için uğraşıyor. Gerçekte VAR hakemlere yardım sistemi değil, futbol için bir sistem. Amaç hakem hatalarını futbol için azaltmak. Sadece maçın kaderini değiştiren açık ve ortada olan hatalar için var bu sistem Biz futbolun heyecanını öldüremeyiz. Bu heyecanı öldürmemek için de sadece çok açık hatalar için VAR söz konusu Felsefemiz "en az müdahale, en çok yarar sağlamak."
Video hakemlikte çok tartışılan konulardan birisi de masa başındaki hakemle sahadaki hakemin video üzerinden farklı kararlarda olabilme durumu Böyle bir durum yaşanırsa sizce ne olmalı?
Mesaj çok açık Hakem her zaman sahada karar veren kişidir. En son kararı her zaman hakem vermelidir. VAR sadece çok açık ve belirgin hatalar içindir Tartışmalı pozisyonlar için değil Gri alana giren olaylar için değil Sadece ve sadece açık olarak hatalı olan pozisyonlar için var bu sistem VAR gelecekte de hataları ortadan kaldırmayacak.
Siz dünyanın en başarılı hakemlerinden birisiydiniz. Uzun yıllar bu işi yaptınız ve halen farklı yollardan da olsa futbolun içerisindesiniz. Bu kadar tecrübenizle, teknolojinin futbolun içerisine bu kadar girmesini nasıl karşılıyorsunuz?
Hakemler böyle bir şeyi kolaylıkla kullanmaktan dolayı çok mutlu. VAR bir çeşit sigorta Paraşüt gibi Eğer VAR'ı uygun bir şekilde kullanabilirsen, büyük olaylardan sakınabilirsin.
MHK Başkanı Yusuf Namoğlu ile nasıl bir ilişkiniz var?
Mükemmel Yusuf Namoğlu ile mükemmel bir ilişkimiz var. Birbirimize mükemmel bir saygı duyuyoruz. Kendisi FIFA'nın ve UEFA'nın teknik direktiflerini takip ediyor. Öngörülü ve dürüst bir insan. Birlikte çalışmaktan çok mutluyum.
Türk medyasının hakemlere bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Avrupa ile kıyaslar mısınız?
Biliyorsun ki ben İtalyanım İtalyanlar da çok heyecanlı ve hakem kararları üzerinde duruyor. Biz neredeyse aynı seviyedeyiz. Spor medyası da futbolun önemli bir parçası. İtalya'da ve Türkiye'de futbol bir din gibi. Medya da bunu çok sıkı bir şekilde takip ediyor. Elbette çok profesyonel gazeteciler var; daha az profesyonel gazeteciler var. Dolayısıyla bilgileri süzerek en doğru bilgileri almamız lazım gelecek için.
Önümüzdeki yıl Rusya'da 2018 Dünya Kupası düzenlenecek. Cüneyt Çakır'ın da "final" hedefi var. 2011 yılında yayımlanan Nessuno parla dell'arbitro adlı kitabınızda da anlattığınız gibi 2010 Dünya Kupası'ndaki Arjantin-Meksika maçında Tevez'in ofsayttan attığı gol sebebiyle finali kaçırmış bir hakemsiniz. Bu tecrübeyi yaşamış biri olarak "final" hayali kuran başarılı bir hakeme neleri önerirsiniz?
Böyle kötü bir şeyi bana hatırlattığın için çok da kibar birisi olduğunu düşünmüyorum (gülüyor). Bu durumda seni de çok sevemeyeceğim (gülüyor). Bu bizim hayatımızın bir metaforu. Çok güzel, fantastik anlarımız olduğu gibi kötü anılarımız da var hayatın içerisinde. Muhtemelen ben bir ofsayt için finali kaçırdım. VAR olsaydı belki de final şansını yakalardım. Elbette iyi anlarla ve kötü anlarla yüzleşmemiz lazım daha iyi bir gelecek için Benim genç hakemlere tavsiyem alçak gönüllü olmaları, çok sıkı çalışmaları, bu çok güzel işi sevmeleri. Her zaman da doğru yönü bulmaları gerekiyor.
2008 yılındaki Avrupa Şampiyonası'nda Türkiye'nin penaltılarla Hırvatistan'ı yenerek yarı finale çıktığı tarihi maçı yönetmiştiniz. O karşılaşmayı nasıl hatırlıyorsunuz?
Benim kariyerimin en mücadeleci ve enteresan maçlarından bir tanesiydi. Büyük bir maçtı, büyük heyecan vardı. Çok âdil bir maçtı. Maç öncesi, maç esnası ve sonrasıyla benim için çok büyük bir hatıraydı. Bu maçtan sonra da final maçını aldım (gülüyor). Bu finali söyleme ama öbür finali söyle Yaptığımı değil, kaçırdığımı sor o da güzel (gülüyor).
Geçmişte yönettiğiniz ve unutamadığınız maçlar hangileri?
İtalya'daki ilk Serie A maçımı unutamam. 16 yaşındayken yönettiğim ilk maç. Ve ben o maçta düdüğü nasıl çalacağımı bile bilmiyordum. Hakemlik genç çocuklar için çok iyi bir eğitim süreci. Yalnız kalmak, sorumluluk almak ve cesur olmak konularında hakemlik, çocukları eğitir.
İstanbul'u yakından tanıma fırsatı buldunuz mu? Burada nasıl bir hayatınız var?
Dünyanın en iyi şehirlerinden birisi İstanbul. Fakat burada olduğum zaman hakemlikle ilgili çok çalışıyoruz. Şu ana kadar olmadı ama bundan sonra olur İstanbul gezmesi.
İtalya'ya döndüğünüz zaman neler yapıyorsunuz?
Şu aralar VAR projesi ile çok meşgulüm. Serie A proje lideriyim. Dünya Kupası için FIFA'nın proje lideriyim. Şu anda bu büyük meydan okuma için çok sıkı şekilde çalışıyoruz. İnanıyoruz bu projeye Futbolda adalete inanıyoruz. Futbola yardımcı olmak istiyoruz. FIFA Başkanı Infantino projeye inanıyor. Pierluigi Collina projeye inanıyor. Biz gelecek aylar için tam manasıyla yoğunlaştık.
Daha önce mankenlik teklifi aldığınızı ancak kabul etmediğinizi söylemiştiniz. Halen böyle teklifler geliyor mu?
Eskiden çok gençtim ama şimdi 50 yaşındayım. Artık böyle teklifler almıyorum. Bu sezon bunları düşünecek halim yok (gülüyor). 60 yaşında bu teklifler gelirse belki kabul ederim.