Tudor, "Türkiye Ligi çok enteresan, komedi filmlerinde olabilecek penaltılar olabiliyor" dedi. Hakem hataları da sürekli gündemde... Şu an Video Hakem Sistemi (VAR) yok. Bu lig böyle hakemleri sürekli konuşarak sizce nasıl devam edecek?
AHMET ÇAKAR: Görünen o ki Türk hakemlerini, ya da diğer bir deyimle çok kolay manipüle edilen, durumdan çok kolay vazife çıkaran Türk hakemlerini konuşmaya devam edeceğiz.
VAR acilen gelmelidir. Her ne kadar beraberinde bazı problemler getirecek de olsa VAR, aslanı kediye boğdurma olayının bir nebze de olsa önüne geçebilir. Türk hakemliği Avrupa'da Cüneyt Çakır lokomotifliğinde altın çağını yaşarken, Türkiye'de ise maalesef tüm sporseverlere taş devrini yaşatıyor.
G.Saray maçında verilen ve verilmeyen penaltılar, F.Bahçeli Alper'in oyundan atılması, Talisca, Pepe ve Okay'a gösterilmeyen kartlar, Türk hakemliğini maalesef ligimizde oynanan maçlarda rezil bir hale sokmaktadır.
LEVENT TÜZEMEN: Video hakemliğin kapsadığı alan önemli. Eğer kırmızı kart olaylarında video hakemlik devreye girecekse, o zaman oyuncular daha dikkatli olur. Ama VAR, penaltı ya da gol pozisyonları için olacak diye biliyorum.
VAR olsaydı, örneğin, Galatasaray maçında hakem Alper Ulusoy, o penaltıyı veremezdi. Çünkü kararının VAR'dan döneceğini bilirdi.
MURAT ÖZBOSTAN: Böyle sürekli hakemler konuşulursa, lig bir şekilde devam eder ama gerilim hiç düşmez. Tudor'a bu sözleri kim söyletiyor merak ediyorum. Herhalde kendisine Galatasaraylı yöneticiler ve idareciler, "
Sen de çık hakemler hakkında demeç ver. Bak, rakibin hocaları sürekli konuşuyor" diye söylüyorlar… Galatasaray'ın hocası verilen penaltıyı eleştiriyor ama Karabük'ün tartışılan penaltı pozisyonları ne olacak?
Onlar verilmeyince komedi filmine girmiyor mu! Hoca açıklama yaparken, çevresinin gazına gelmesin. İyi gidiyor, sadece takıma odaklansın.
VAR gelse de gelmese de sıkıntılar çözülmez. Şu anda bile her maçta futbolcular 90 dakika boyunca hakeme ağlıyorlar.
Ya biraz susun kardeşim! Bırakın da hakemler işini yapsın. Hatalar var. Ama en azından biraz susalım ve yardımcı olmayı deneyelim bir kez de.
Bakalım o zaman düzelecek mi?
GÜRCAN BİLGİÇ: Oyunu hakemler üzerinden tarif ederek, yıllardır defolarını kapatan teknik adam ve yöneticiler ile bir santim ileri gidemedik. 2008'den itibaren hakemler 'hata' yapıyor. Öncesinde farklı gelişmeler vardı.
Tudor şikayetinde haklı olabilir ama benzerleri kendisi için de çalınacak. Bu hataları bahane olmaktan çıkartıp, takım performanslarını tartıştığımız zaman daha başka olacak. Ama bu oyunun içindekiler bunu istemezler. Y.Malatya-Konya maçında verilmeyen penaltılara bakın.
İki net penaltısı çalınmadı Konya'nın… Üstelik tartışılmayacak pozisyonlardı.
Tudor penaltıyı verdi diye kızıyor, Mustafa Reşit Akçay ne yapsın? VAR sistemi geldiğinde belki futbolu konuşmaya başlarız.
Türk futbolunun kurtuluşu maalesef burada. Takımının oyununu açıklayamayan teknik adam, iki hatalı düdük üstünden kendisini kurtaramaz o zaman.
METİN TEKİN: Yaşanan hakem hataları, bizim için çok da yeni bir şey değil.
Açıkçası ben şu ana kadar farklı bir şey seyretmedim zaten. Ama 'komedi filmleri gibi kararlar' ifadesi de çok iddialı. Hakemler zaman zaman formsuz olacak, bazen büyük hatalar da yapacaklar.
Ancak bunu 'VAR engeller mi?' derseniz, ben çözüm olacağını çok düşünmüyorum. Çoğu kişi destekliyor, bense oyunun doğallığını bozacağını düşünüyorum. Burada önemli olan şu, yapılan hatalarda hakemleri bu kadar sert eleştirmek bir şeyi düzeltmez aksine onları daha da baskı altına alır ve hataları ne yazık ki devam ettirir.
KOCAMAN ÖNCE KENDİNE BAKSIN
Fenerbahçe oynadığı futbolla taraftarını tatmin etmiyor. Aykut Kocaman nerede hata yapıyor?
GÜRCAN BİLGİÇ: Bu sezon aynı maçı
üçüncü kez oynadı Fenerbahçe; ilk ikisi
Vardar'a karşıydı.
Rakip takımın 11 oyuncusuyla defans yaptığı, alan ve koridor kapattığı, tüm oyunu rakibin yapacağı hatalardan çıkartacağı sonuca bağladığı üçüncü maçı Akhisar ile yaptılar. Buna rağmen
oyunu çözecek pozisyonlar üretememek,
kendi ezberleri dışına çıkamamak gibi
bir gariplik vardı Fenerbahçe'de.
Tecrübeli bir takımın ikili-üçlü varyasyonlar ile en azından ceza alanına yüzü dönük şekilde girecek imkanı oluşturması lazımdı. Aykut hoca, çözülemeyen oyuna müdahale
ederken oyunun dengesi yerine takımınkini
tercih ederek hata yaptı. Kapanan rakibi
kenarlardan açamadı, yüksek oynayarak da
aşamadı. Alper hamlesini daha önce yapabilir,
Ozan yerine Topal'dan vazgeçebilirdi.
Tüm bunları yapıp, yine puan da kaybedebilirdi.
Fenerbahçe kadrosu sadece istenen
form seviyesinde değil.
Evet; şapkadan tavşan çıkartan oyuncusu yok ama kadronun ciddi bir form problemi var. Bunlar öngörülen
sorunlardı. Yeni kadronun derslere
ihtiyacı var.
İnişlerin çok sert olması, eleştirileri keskinleştiriyor.
LEVENT TÜZEMEN: Sakatlıklar, cezalılar
bahane gibi görünse de Aykut Kocaman
hala F.Bahçe'nin ideal 11'ini bulamadı.
Kadro istikrarsızlığı F.Bahçe'nin mehter takımı gibi bir oyun oynamasına neden oluyor. Ayrıca Aykut hoca takımının oynadığı
etkisiz futbola kafa yoracağına medya
üzerinden rakip takımlara, hocalara hatta
hakemlere yükleniyor.
Önce Aykut hoca şapkayı önüne koyacak, hatalarını sorgulayacak ve ideal kadrosunu belirleyecek. Sık takım değiştirmek, oyuncuların özgüveni
yakalamasını da zorlar.
METİN TEKİN: F.Bahçe'nin başka bir
oyun oynaması taraftarıyım. Futbolda en
büyük kavram topa sahip olmak değil, etkili
olmaktır.
Sonuç üretme anlamında çok geride kalan bir oyunu var F.Bahçe'nin. O zaman da topa sahip olmanız bir anlam kazanmıyor. Bunlara çok takılmadan güçlü
ve yaratıcı oyunlar seçmelisiniz.
Artık günümüzde kazanan değil, keyif vererek kazanan oyun geçerlidir.
AHMET ÇAKAR: Aykut Kocaman'ın
hem takımı hem de oyun anlayışı çağdışı.
Sonra da 'hakem' diyor.
Ya Aykut hoca, hakem Bülent Yıldırım bence tek hatasını Alper'i atmakla yaptı. İlk yarıda Janssen'i
oyundan atar mıydı, görüntüler çok flu.
Net bir şey söyleyemiyorum ama atmamışsa
da bu F.Bahçe lehine bir durum.
Şimdi Aykut hocaya sormak lazım, senin takımın 83 dakika çağdaş futbol adına hangi doğruyu yaptı? Aslında teşhisi birkaç ay
önce Vardar'ın teknik direktörü koymuştu,
"F.Bahçe yatay oynuyor. Ceza alanına giremiyor.
Biz onları önde kendi ceza alanımızın
önünde karşılayacağız ve pozisyon
vermeyeceğiz" diye. İşte F.Bahçe yatay oynamayı
gelenek haline getirmiş. Valbuena
cansiperane oynayan bir oyuncu ama haftalar
ilerledikçe o da bir kediye dönüştü. Kedinin
önüne yün yumağını atarsanız, dakikalarca
oynar, evirir çevirir. Valbuena bir
şeyler yapmak istiyor, doğal olarak da çok
top kaybediyor. Giuliano'da bir pozitiflik
göremedim. Janssen iki maç oynadı, adamı
Van Hooijdonk yaptılar. Onun ne yapacağı
da soru işareti. Kocaman hakemin vücut
dilinden bahsediyor.
Yok efendim, Bülent Yıldırım daha ilk dakikadan itibaren F.Bahçe'yi doğramaya gelmişmiş! Aykut
hoca vücut dilini falan geçsin de kendi haline
baksın.
Tuhaf söylemler ve tuhaf hareketler içinde. Ruhen sıkıntılı. Aynı Bülent
Yıldırım geçen sene Quaresma'yı atmadı
ama F.Bahçe'ye de öyle kıyakları da var ki
burada yazsam sayfalar yetmez
. Geçen yıl F.Bahçe'yi çok kritik anda Konya'da ipten aldı. Aykut hoca kendine ve takımına çekidüzen
vermeli.
Birkaç hafta sonra oynanacak G.Saray maçında olası bir yenilgide F.Bahçe ligden kopar.
MURAT ÖZBOSTAN: Aykut Kocaman'ın
en büyük hatası sürekli gündemi
değiştirmeye yönelik hakem hataları hakkında
konuşması. Maçın 82.dakikasına kadar
Fenerbahçe, Akhisar ile 11'e 11 oynadı.
Peki ne değişti? 1 tane şutu var. Aykut Kocaman
çıktı maçtan sonra, "Beşiktaş'ı yenmemizin
bedelini ödüyoruz" gibi bir cümle
kurdu.
Resmen algı operasyonu yapıyor. Sen maçı okuyama, koca 90 dakikayı tek
şutla bitir, sonra
Alper'in atılması üzerine maçta alınan kötü sonucu başka bir cepheye yık, böylece işin kolayına kaç.
1
Aykut Kocaman yönetiminde hücumda etkili olamayan Fenerbahçe, Akhisarspor karşısında 90 dakikada tek isabetli şut atabildi.
ASLAN BU İŞİ ÖĞRENDİ!
G.Saray zirvede farkı açtı. Herkes ligin açık ara favorisi diyor. Sizce de öyle mi? Yoksa fikstür avantajını mı yaşıyor?
TÜZEMEN: G.Saray'ın 7 maçta 6 galibiyet, 1 beraberlik alması ve hiçbir uyum sorunu yaşamadan bu zaferleri elde etmesi büyük bir başarı. Çünkü oyuncular saha içinde birbirlerine yardım ediyorlar. Bu başarıları kolay fikstüre bağlamak doğru olmaz. Ortada keyif veren bir G.Saray var. Ama 9 ile 15. haftalar arasında Galatasaray'ın biri içeride, 3'ü dışarıda olmak üzere 4 derbi maçı var. Takım birlikteliği ve oyuncuların aldığı sorumluluk, G.Saray'ın bu derbilerde de kolay teslim olmayacağını gösteriyor. Galatasaray ligin favorileri arasındadır. Beşiktaş ve F.Bahçe'nin önünde ciddi bir form farkıyla olması rakiplerinin psikolojini bozarken Galatasaray'ı da moral açısından avantajlı konuma getirmiştir.
ÖZBOSTAN: Fikstür avantajı olduğu bir gerçek fakat Galatasaray bileğinin hakkıyla 19 puan topladı. Kimse buna şans da diyemez. Daha ligin 7. haftasını bitirdik. Bu puan farklarının önemli olduğunu düşünmüyorum. Galatasaray'ın ligin açık favorisi olduğunu da düşünmüyorum.
ÇAKAR: G.Saray'a açık ara favori demek için çok erken. Müthiş bir fikstür avantajları vardı, çok da iyi kullandılar. Ama diğer takımlara nazaran büyük artıları var. Bir defa her maçı final maçı gibi oynuyorlar. Korkunç coşkulular, ama sahadaki bu ateşli hava centilmenlik sınırlarını zorlamıyor. Bu da onlar için büyük avantaj. Zira müthiş bir istek içinde oynayan takım, zaman zaman rakibe ya da hakeme olumsuz davranabilir. Ama Galatasaray'da bunu görmüyoruz.
BİLGİÇ: G.Saray'ı öne çıkartan özellik kazanması değil, maçlarını keyifli hale getirmesi ve oyunun her anında gol atabileceğini hissettirmesi. Kazanmak bir alışkanlık ve bu kadro bunu nasıl yapacağını anladı. Esas kırılma noktası Karabükspor'un oyunudur. Bu haftaya kadar kapanan takımları, kolayca yendi Galatasaray. Ama önde basıp, ön tarafı geriye koşmaya zorlayan bir takımla karşılaştıklarında, kadronun zaafları da ortaya çıktı. Bu maç deplasmanda olsaydı, galibiyet golü gelmeyebilirdi. Bundan sonraki rakiplerinin elinde yol haritası olacak.
SİNİR BEŞİKTAŞ'I YORAR
Beşiktaş yoğun maç programı nedeniyle yorgun gözüküyor. Herkes gergin.. Beşiktaş ligde bu sezon sıkıntı yaşar mı?
TEKİN: Şimdiden böyle bir fal bakmak kolay değil.
Evet çok yoğun ilerliyorlar. Umuyoruz ki Şampiyonlar
Ligi'nde gruptan da çıkacaklar.
Bu ligi aksatır mı, işte onu gelecek haftalarda çok net göreceğiz. Bunun için 4-5 hafta daha beklemek lazım.
ÇAKAR: G.Saray'ın formu böyle devam ettiği sürece
Beşiktaş sıkıntı yaşar. Geçen yıl şartlar çok rahattı.
Son haftalarda bir Başakşehir mağlubiyeti ile biraz
problem yaşadılarsa da kolay bir şampiyonluk aldılar.
Ama bu sene tablo değişik. Görünen o ki şampiyonluk
yarışı, Galatasaray ile Beşiktaş arasında geçecek.
ÖZBOSTAN: Ağır maçlar oynadılar… Bir yorgunluk
olduğu kesin.
Bu sinirlilik hali takıma da hocaya da zarar veriyor. Güneş, atılmasaydı Trabzon
maçında kulübede olacaktı. Baktığımız zaman oyundan
çıkan kulübede sinirleniyor, sahadaki adam gergin…
Beşiktaş'ın yatışması gerek ve tabii ki Güneş'in
de. Bu mantıkla giderlerse ligde çok zarar görürler.
BİLGİÇ: En zayıf kadrosu buydu Beşiktaş'ın. Ciddi
bir oyuncu kalitesine sahip ve grup, en kötü durumda
bile problemleri çözmekte zorlanmıyor. Oğuzhan,
Atiba ve Quaresma'nın aynı anda olmaması ve
çok çetin-koşan rakiple oynamaları, dengeleri çabuk
sağlamalarını engelledi.
Daha önemli problem gerginlik. Talisca'nın kırmızı kart görmesi gerekirken, hakem tarafından yine atlanması Beşiktaş'ın iki sezondur devam eden yorum yardımının devam ettiğini gösteriyor. Şenol Güneş bu boşvermişliği çözmeli,
çünkü ilk çeyrekte bu görüntülerin sıkça yaşanması,
bundan sonraki maçlarında hakemleri ön yargılı yapacak
ve kartların daha kolay çıkmasına neden olacaktır.
TÜZEMEN: Beşiktaş'ın yaşadığı gerginliğin temelinde
Şenol hocanın rotasyonu düşünmemesi yatıyor.
Güneş'in şampiyon olan kadroda ısrar etmesi ve
o oyuncuları dinlendirmemesi Beşiktaş'ı sinirli bir takım
haline getirdi. Bu sıkıntıları aşmak için, kaliteli
yedek kulübesini de yarışın içine sokmak gerekir.
YARIN:
Kayserispor'un başarısının sırrını neye bağlıyorsunuz?
Alanyaspor'u adeta tek başına taşıyan Vagner Love'ın performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?