LEVENT TÜZEMEN: Özlenen Sneijder
Sneijder, "Bu gece sizlere futbol resitali sunacağım. Sadece iyi oynamayacağım, attıracağım gollerle tüm stada kendimi alkışlattıracağım" anlayışıyla çıktı. Eşi Yolanthe'nin maçı locada izlemesi belki Hollandalı yıldızın şovunda etkili oldu. Ama bu sezon Snejder'i hiç bu kadar coşkulu, istekli ve arzulu görmedim. Galatasaray bu sezon ligde ilk kez 5 gollü bir galibiyet alırken bu başarıda 4 gole katkı sağlayan ve maç boyu çok çalışıp koşan Sneijder'in payı büyüktü. Galatasaray'ın duraklama dönemi yaşadığı maçlarda "Dünya yıldızı" Sneijder eğer bu kaliteli oyununu sergileseydi takımını lider yapabilirdi. Özlenen ve beklenen Snejder bir maçın kazanılmasına tek başına etki ediyorsa ve bu formunu korursa Galatasaray'ın zirve yarışında ikinci yarı en etkili silahı olur.
Sneijder'in "Tek adamlık" şovunda en büyük yardımcısı partneri De Jong oldu. Hollandalı Pitbull sahanın her yerine basarken, rakipten fazlasıyla top çaldı, ikili mücadeleleri kaybetmedi ve en önemlisi Snejder'in "Al gol at" şeklinde yaptığı ortaya mükemmel bir kafa vuruşu yapıp golle tanıştı. Hollandalılar'ın dışında Bruma ve Yasin kanatlardan etkili bindirmeler yaptı. Bruma'nın gol için gösterdiği istek ve coşku final vuruşlarındaki beceriksizliğe takıldı. Gol krizini çözen Eren yine final toplarına dokunmak için doğru algı gösteremedi. Ama Eren çalışkanlığıyla ve önde duvar olma isteğiyle göz doldurdu. Eğer İzlandalı Sigthorsson dönemeyecekse yönetim golcü transferini yapmalı. Eren başka golcü olmadığı için sezon başı verimliliğinde değil.
Galatasaray yine bir kafa golü yedi ve Sajad'ın vuruşuna yine Semih engel olamadı. Hakan Balta iyi oynadı. Ancak bu savunma oyuncularıyla G.Saray ayakta kalamaz. Döneceğini duyduğum Denayer savunmaya çabukluk kazandırır ve ayrıca yüksek toplarda yaşanan zafiyeti giderir. Hamit Altıntop'un kariyerine saygım var. Ama Hamit baskıyı yediğinde ayakta kalamıyor ve fizik gücü geriye koşularda el vitesi gibi oluyor. Carole hep önde oynamak istiyor ve hücuma çıktığında geriye çabuk dönemiyor. Linnes solda gösterdiği oyun aklıyla Carole'un önünde duruyor ama ya Riekerink göremiyor ya da birileri takımda "Carole oynasın" diyor...
BÜLENT TİMURLENK: Sneijder'den Z raporu
Geride kalan 16 haftada defansın halini gören taraftarının "İyi ki yokuz" dediği Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi düzeyinde üç futbolcusu var. Muslera, Sneijder ve Bruma. Uruguaylı kaleci sezonun ilk yarısında çok tuttu, genç Portekizli hücumda sırtladı ve maestro Sneijder dün yıl sonu Z raporunu aldı. Hollandalı 10 numara sağlam olduğunda, Beşiktaş ve Fenerbahçe'de karşılığı olmayan bir süperstar. 3 asist yaptığı maçta attığı gol için şiir de yazılır, öykü de... Fenerbahçe derbisinden sonra her hafta "giden" vatandaşı Riekerink'i de korumasına aldı. Daha oyunun ilk 5 dakikasında bir top çalma ve bir presle "Bugün maçı ben alacağım" dedirtmişti zaten. G.Saray, Sabri ve Semih'in basiretsiz futbolundan kurtulursa, ikinci yarıya bu Sneijder ve 4-6-0'da Podolski ile umutlu başlar. Fenerbahçe, Başakşehir ve Trabzonspor maçlarını kaybeden G.Saray, sadece 2-0 öne geçtiği Beşiktaş ya da 1-0 önde olduğu Başakşehir maçını kazanabilmiş olsaydı bugün averajla liderdi. Bu Riekerink ve öğrencilerinin mi başarısı olurdu? Bunu rakiplerin ikinci yarı performansı gösterecek çünkü Galatasaray bu ve bu ekonomik batakta daha fazlası olamaz.
ERMAN TOROĞLU: Teknolojik hakemler, işte bunlar yüzünden gelecek
A Spor'da bazı akşamlar müthiş boks maçları olur. Boks şiddetli bir spor... Ne kadar kızsanız, beğenmesiniz de insan seyrediyor. Boksörler birbirine yumruk attıkça belki de insanlar kendi içlerindekini dışarıya dökmüş oluyor, onu bilemem. İlk yarı oynanıyor, maç kopmamış. Orta alanda Bruma'ya Alanyasporlu Carlos Garcia hareket yapıyor. Alanyasporlu oyuncunun yaptığı hareket sarı kartlık. Bu harekete maruz kalan Bruma, rakibine bir sol kroşe, bir sağ kroşe atıyor.
Yani bizim A Spor'daki boks maçlarındaki müthiş enstantaneler yanında halt etmiş. Yoruma açık değil kesin kırmızı! Şimdi olay burada başlayıp bitiyor. Hakem geliyor, Alanyalı oyuncuya kart göstermiyor, Bruma'ya sarı kart gösteriyor. Bu, şu demektir; "Ben pozisyonu gördüm. Bruma'nın yaptığı hareket sarı kartlık" diyor. Bruma'ya hiç kart göstermese kabul edeceğim. Şimdi bu hakeme soruyorum: Yolda yürürken biri ona Bruma'nın attığı gibi iki yumruk atsa adamdan davacı olur mu, olmaz mı? Maalesef bu sene hakemlerimiz bu!
Benim gördüğüm de şu: Başakşehir gitsin. Ama haddini bilsin çok da fazla gitmesin. Mesela evvelki günkü hakem faciası... Hüseyin Göçek! Başakşehir'in 3 puanı gitti. Başakşehir gitmesin ama Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray da potada kalsınlar. Düşünmek dahi istemiyorum ama görüntü bu.
ORTA OYUNU BU!
Riekerink, okul takımı antrenörüymüş... Öteki Hollanda'dan gelmiş... Diğer ikisi milli takımı çalıştırmış... Hepsi hikaye! Bir orta oyunu oynanıyor, sonunu ben de merak ediyorum!
Şimdi bana şunu söyleyebilirsiniz: Bruma'nın atılma pozisyonunu niye bu kadar abartıyorsun! Alın bakalım Bruma'yı Galatasaray takımından, ne olur? Sanane, hakem olarak Bruma'yı kurtarmaya kalkıyorsun! Sen önce kendini kurtar. Bu hakem Türkiye'deki eyyamcılardan bir tanesi zaten. Kapasitesi bu kadar. Bu ve bunun gibi hakemler yüzünden zaten teknolojik hakemlik gelecek.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Rahatsızlıklar giderilmiş değil!
Alanyaspor, maça 5 dakika süren ofansif bir başlangıç yaptı, ardından Galatasaray devre sonuna kadar oyunu karşı alana yıktı. Kazanma arzusu ve hırsı da bütün futbolcularda görülüyordu. Ancak bu baskıda hücum zenginliği sağlanamadı. Ele geçen iki net pozisyon, rakip defansta Ba ve Gassama'nın kişisel ikramlarından oluştu. İlk golde de duran topta De Jong altı pasta fotoğraf çektirir gibi gol attı. Sonrasında organize gelişen bir Alanyaspor atağında hazırlanışı ve yapılışı çok güzel bir beraberlik golü geldi. Devre sonunda Galatasaray, Gassama'nın kendi kalesine attığı golle soyunma odasına skor avantajıyla gitti. Bu gol belki rakip tarafından kendi kalesine atıldı ama ilk yarıdaki en organize gelişen bir atak sonucuydu.
İkinci yarı sakatlanan Selçuk'un yerine Hamit Altıntop oyuna girdi. Galatasaray önce Wesley Sneijder, arkasından da Eren Derdiyok'un üst üste gelen iki güzel golü ile farkı açtı. Bu gollerde de yine Gassama ve Ba'nın önemli hataları vardı. Sonrasında Alanya iyice disiplinden kopunca, hırslı Galatasaray tam pozisyon zenginliği yaşadı. Bir gol daha gelirken rekor sayıda da kaçanlar vardı. Ama eleştirilmesi gereken bir konu da üç farklı skor avantajındayken, Alanyaspor'un üç net pozisyon bulmasıydı. Galatasaray'da Sneijder dün gerçekten çok iyi oynadı, yere sağlam bastı. Eren Derdiyok eskiye oranla biraz hareketliydi. Bence Galatasaray'ın Josue'den bundan sonra mutlaka faydalanması lazım. Çünkü çok kaliteli bir oyuncu. Bruma, yine çok hareketliydi ama son vuruşlarda ve pas seçimlerinde ciddi eksikleri olduğu yine belgelendi.
Dünkü maçta seyir zevki olarak iki gol bana çok keyif verdi. Biri Alanya'nın tek golü. Diğeri de Galatasaray'ın beşinci golü... Bu farklı skor Galatasaray'ın alışılmış saha içi rahatsızlıkları giderilmiş olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü ben dünkü Alanyaspor'un geri dörtlüsü gibi (başta Gassama ve Ba olmak üzere) son zamanlarda sürekli harakiri yapan bir defans bloğu görmedim. En azından G.Saray, zirve yarışının tam içinde ve moralli bir şekilde ilk yarıyı tamamlamış oldu.
Alanyaspor lige yeni çıkmış bir takım. Bana göre de bugünkü durumları kötü değil. Hüseyin Kalpar, bu işi bilen ve deneyimli bir hoca. Ancak Gassama'ya bu kadar tahammül etmesine anlam veremedim. Bruma'nın rakibini bir boksör gibi dövmesine maçın hakemi Halis Özkahya'nın kırmızı kart çıkarmaması, bir hakem skandalıdır...
ZEKİ UZUNDURUKAN: Gel de gönder!
Lider Başakşehir puan kaybetmişti, İstanbul'da maça gitmeye müsait bir hava vardı, trafik yoktu, ama seyirci de yoktu TT Arena'da.
Oysa sarı-kırmızılı taraftarlar için 'Bugün günlerden Galatasaray' olmalıydı. Belli ki G.Saraylı taraftarların büyük çoğunluğu AVM'lerde yılbaşı alışverişi yapmayı, sevdiklerine hediyeler almayı tercih etmişti.
Yılbaşı öncesi piyasaların canlanması güzel. Ama ortada şampiyonluğa oynayan bir G.Saray var ve o tribünlerin dolması şart. Cumartesi günü Beşiktaş'ı, G.Antep karşısında siyah-beyazlı taraftarların nasıl ateşlediğini gördük. Alanyaspor atakları ile başlayan maçta Vagner Love'u aradı gözler. Ardından tahrip gücü yüksek bir Cimbom sahne aldı. Ba'nın hatası ile Eren'in önünde kalan top ve Selçuk'a yapılan servis, autla sonlanan bir tehlike oldu. Sneijder ve Selçuk İnan dün çok istekliydi. Sneijder'in ceza sahasına kestiği ortaya De Jong müthiş bir kafa vuruşu yaptı ve gol geldi.
Bu golden sonra herkes Galatasaray'dan ikinci golü beklerken Alanyaspor golü buldu. Konuk ekipte N'Sakala gol ortasını yaparken Sabri rakibine sırtını dönüyor.
Sabri'nin yaptığı tam bir amatörlüktü.
İlk yarının son anlarında Gassama, kendi kalesine attığı golle TT Arena tribünlerindeki az sayıda taraftarın içini ısıttı.
Hakem Halis Özkahya, çaldığı her düdüğe itiraz eden futbolculara adeta konferans vererek oyunun hızını kesti.
Sneijder resitali vardı
İkinci yarının hemen başında Yasin'in sürükleyip getirdiği topa Sneijder'in 10 numara vuruşu ile gelen gol, maçın Galatasaray lehine bittiğinin de resmi oldu. Aslında o dakikadan sonra Alanyaspor da TT Arena'da puan çıkaracağına inanmıyordu ve 'Bitse de gitsek' moduna girmişti. Bruma, Sneijder yardımlaşması ve Hollandalı yıldızın, Eren'i görmesi ile gelen 4'üncü golün ardından maça gitmeyen sarı-kırmızılı taraftarın içlerinden 'Ah be bu maçı nasıl kaçırdık?' dediklerini duyar gibi oldum.
Sneijder'in üçüncü asisti yapıp Josue'ye attırdığı goldeki kısa paslaşmalar, büyüleyiciydi.
Dün akşam resmen Sneijder resitali izledik. Hollandalı 10 numara; ligin ikinci yarısında bu performansını sürdürebilirse, Aslan mutlu sona koşar.
Sakatlanan Selçuk'un yerine giren Hamit Altıntop'u hiç beğenmedim.
De Jong ise üstün performansı ile Tolga Ciğerci'yi unutturdu.
Şimdi gelelim en önemli konuya;
Riekerink ile tamam mı, yoksa devam mı?
Ne zor bir soru değil mi? Göndersen bir dert, devam etsen bir dert... Ama göndermek ve yeni bir hoca getirmek sonu yazılmamış bir macera filmi olur.
Riekerink bu takımı şampiyon yapabilir mi? Bu soruya benim cevabım 'hayır.' Ancak stajyer hoca gözüyle bakılan Riekerink, çok puan toplayarak Galatasaray'ı şampiyonluk yarışında tuttu.
Yani başarılı oldu. Kalmayı da hak etti.
SERKAN KORKMAZ: Manidar bir yıl!
Galatasaray 5 gollü bir galibiyetle 2016 yılını kapattı. Fakat 9. dakikada hakem Bruma'ya kırmızı kart gösterebilseydi bu kadar görkemli bir sene finali olabilir miydi bilmiyorum! Yine de 2016 yılında Galatasaray'ın ülkedeki 3 kupadan 2'sini alması ve 2016 yılının sonunda ligin son şampiyonu Beşiktaş'ın 2 puan ardında olması, (liderin de 3 puan gerisinde) Türk futbolu açısından çok manidar.
Son haftalarda bambaşka bir Sneijder izliyoruz… Sneijder, bu yaşında bu kadar ünlü, bu kadar çok kazanan, bu kadar önemli bir futbolcuyken bile kendi performansının üzerine koymasıyla genç Türk futbolcularının da örnek olmalı. Üstelik takımı 4-1 öndeyken kaptanlık pazubandını göstererek arkadaşının gördüğü sarı karta karşı verdiği tepki, (belki bazılarınızın eleştirilerini toplayabilir ama), "Bir takım lideri nasıl olmalı?" sorusuna verilecek en güzel cevaptır.
Yine de 2016'yı lig liderinin 3 puan, son şampiyonunun 2 puan ardında bitiren Galatasaray'ın, faklı kazandığı maçın ardından bile taraftarını memnun eden bir futbol oynadığını söylemek imkansız. Eğer maddi sıkıntılar olmasa G.Saray'ın devre arasında kurtulabileceği kadar çok oyuncudan kurtulup, iki bek, bir stoper, bir orta saha, bir forvet hatta pek çok otoriteye göre bir de teknik adam alması elzem Tabii ki böyle bir şey olmayacak.
Yarışta rakip olan diğer takımlara bakınca bu kadar eleştirilen Galatasaray'ın hâlâ ciddi oranda şampiyonluk şansı olduğu da bir gerçek.
Attığı gol, yediği gol, topladığı puan itibarıyla ligin ilk 16 haftalık bölümünü çok da kötü bir yerde kapatmayan Galatasaray, tüm bu istatistikleri belki de en çok Muslera'ya borçlu.
(Atılan goller hariç) Galatasaray'ın Avrupa kupalarında olmadığını da düşünürsek maddi durumu da göz önüne alındığında çok iddialı transferler yapmayacağı da bir gerçek. Yönetimin, teknik direktör değişikliğine gitmesi de şu an için beklenmiyor.
Öyleyse yapılacak tek bir şey var; Devre arası kampını en iyi şekilde değerlendirmek.
Futbolcuya dayalı bir sistemde takım üzerinde otorite kuramamış bir teknik adamla bu ne kadar mümkün olacak?
Bunu da zamanla göreceğiz.
ERTEM ŞENER: Sneijder'in damarı
Galatasaray ilk yarının son maçında şampiyonluğun şifresini hatırladı. Bazı futbolcular oynar bazı futbolcular oynatır. Sneijder'in şakağında damar şiştiği zaman sarı-kırmızılı takım seviye atlıyor. Hollandalı yıldız hem takımını yönetti hem sezonun en güzel gollerinden birisini attı hem de Selçuk oyundan çıktıktan sonra taktığı kaptanlık bandının hakkını fazlasıyla verdi. Haftalardır 'takımı Sneijder yönetiyor' diyenleri dün geceki performansıyla haklı çıkardı. Yani Galatasaray'ın şampiyonluk şifresi sadece geri kalan 15 maçta olduğu gibi Muslera'nın ellerinde değil dün akşamki Sneijder'in damarında. 5-1 gibi moral ve güven veren skorla ilk yarıyı kapayan Galatasaray'ın sorunu ise her maç gol yeme alışkanlığı. Galatasaray sürekli kafa golü yiyor. Yediği 16 golün 9'u kafayla, hava toplarına çözüm bulunmalı.
Gol sonrası Muslera'nın arkadaşlarına bakarak gülümsemesi 'ben daha ne yapayım' der gibiydi.
Defansı kelebek gibi
Son 7 maçta kalesinde gol gören G.Saray savunması için sevgili Behzat Uygur çok güzel bir yakıştırma yaptı:
"G.Saray defansı kelebek gibi." Katılmamak elde değil. Defans dediğin kovanına yaklaştırmayan arı gibi olmalı, forvetler kaleye yaklaşamamalı.
Sonuç olarak ligin ilk yarısında çok kötü denilen, hocası, yönetimi, futbolcuları sorgulanan hatta tarihinin en kötü Galatasaray'ı denilen takım, liderin sadece 3 puan gerisinde devreyi kapattı.
İkinci yarıda Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi evinde ağırlayacağını düşünürsek Galatasaray taraftarının şampiyonluk için artık umutlanması gerekir. Mayıslar bizimdir sloganına sahip olan bir taraftar grubu isterse ve kenetlenirse Riekerink'i Riekerink Bey değil 'Kupa Beyi' yapabilir. Şunu da ayrı not düşmek lazım. Son 5 maçında 1 galibiyet alan Başakşehir ilk yarıyı lider kapadı. Üç büyükler mi kötü yoksa Başakşehir mi çok iyi? Yoksa "Süper" Ligimizin kalitesinde mi sıkıntı var? Bu soru ise ayrı bir yazı konusu...
SERKAN REÇBER: TT Arena'da 10'un gecesi
Galatasaraylı oyuncular saha dışında yaşadıkları takım içi sorunları bir kenara bırakıp, maça ortak düşünen, birlikte hareket eden, kazanma odaklı fikir birliği ile çıktı.
"Hareket'te birlik olmazsa fikirdeki birlik faydasız" o yüzden maça çok istekli ve coşkulu başlamalarına rağmen yine birlikte hareket edemeyen, top rakipteyken savunma prensiplerini yerine getiremeyen, top ayağındayken bir tek Bruma'nın bire birleri ile hücum etmeye çalışan bir takım görüntüsüne büründü G.Saray. Selçuk inisiyatif alıp, geçiş oyununa hem dikine pas oynayarak hem de topsuz koşularla katılımı ile yakaladığı 2 net gol pozisyonu ve 1 asist ile ilk yarıda özlenen bir performansı sergiledi.
G.Saray'ın yediği golde; topu kaybettiği anda hücumdan savunmaya geçemeyen, kenar ortalarında oyuncusunu bulamayan stoperler neticesinde, tıpkı Osmanlı maçında Webo'dan yediği gollerin kopyasını gördük. İkinci yarı G.Saray adına mükemmel başladı.
Son haftalarda formsuzluğu nedeniyle eleştirilen Eren'in 3. bölgede hareketli oluşu, arkadaşlarına alanlar boşaltması, sık sık ceza sahasının dışına çıkarak oyunun akışına katkıda bulunması ve Gassama'nın kendi kalesine attığı gol öncesi Selçuk'a yaptığı servis maçın en ince hareketlerinden biriydi.
Wesley ipleri eline aldı
Sneijder fiziksel olarak son dönemlere oranla daha diri göründüğü maçta Bruma'ya da alınan önlemler sonrasında ipleri eline aldı. Oyunun her alanında etkili oldu. Pres yaptı, top kazandı.
Zaman zaman sol kanada sıkışıp kaldığı için eleştirdiğimiz Hollandalı bu kez aynı bölgeyi deyim yerimdeyse evi gibi kullandı.
Attığı enfes golün yanı sıra Eren'e yaptığı asist ile galibiyete giden yolda kapıları usta bir çilingir gibi sadece 4 dakika içinde açtı. Bu galibiyet G.Saray'ın bu öz güvenle beraber sağlam bir dönüş yapmasını sağlayabilir. Sevdiğin bir insana sarılarak ayrılırsan dönüşünü iple çekersin.
G.Saray inişli çıkışlı grafiğinin ardından ikinci yarıyı belki de böyle bekleyecek.
EVREN TURHAN: Sneijder'in resitali
İlk yarının son maçında puan tablosundaki yerini korumak ve devre arasında yapılacak takviyelerle sezonun ikinci yarısında daha iyi bir tablo sergileyebilmek adına bu maçta galip gelmek önemliydi. Rakibin açık bir futbol tercih etmesi Galatasaray'ın lehine bir durumdu. Yasin ve Bruma'nın etkisiz olabildiği durumlarda Selçuk ve De Jong'un içeriyi zorlayıp, forvet oyuncularına destek olmaları gerekir ki bu maçta da tam bunu yaptılar. Ve etkili oldular. Sneijder'in ortasında golü atan isim de Jong'tu.
Artık günümüz futbolunda ön libero diye bir mevkii yok nedense bu sadece bizim ülkemize has bir durum. Artık üst düzey takımlarda orta saha oyuncuları ileri-geri etkinlik gösteriyor ve daha güzel bir oyun ortaya çıkıyor doğal olarak. Galatasaray'da Sabri ve Carole olduğu sürece kenarlar rakipler için bir cevher olmakta. Alanyaspor'un golü Sabri'nin tarafından tabi birazda Semih'in adamına uzak olması nedeniyle geldi. Sneijder'in pasında Gassama'nın kendi kalesine attığı golle ilk yarı 2-1 sona erdi. İkinci yarı ancak Sneijder gibi usta bir ayağın atabileceği müthiş golle başladı. Günün yıldızı Sneijder'in asistinde bu sefer de suskun golcü Eren 4. golü atan isimdi. Sneijder'in gecesinde bu sefer Josue golle buluşan isimdi. Alanya gibi açık oynayan bir rakibe karşı 5 golü bulan ve bunun rahatlığıyla oyun üstünlüğünü elinde tutan sarı-kırmızılı oyuncular maçı güle oynaya tamamladılar.
G.Saray'ın bu defans bloğuyla kendi rakipleriyle baş edebilmesi mümkün değil. Bu yüzden devre arasında mutlaka bir stoper ve iki kenar oyuncu takviyesi şart.
MAÇIN EN iYiSi SNEIJDER
Müthiş bir performans gösterdi. Süperdi.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ ABDOULAYE BA
Çok kötü bir maç çıkardı. Gollerde hatası var.