Maç kazanmak ya da kaybetmek değil mesele.
Fenerbahçe'nin ışığı sönüyor. Parıltısını kaybediyor.
Caydırıcılığını, çekim gücünü kaybediyor.
Gelecek nesilleri kaybediyor.
Geçmişinde milyonları peşinden sürükleyen kahramanlar yerine artık, vasata, sıradana mahkûm ediliyor.
Beğenmeyen, eleştiren de hain ilan ediliyor.
Yıllardır elden çıkarmaya çalışıp da ancak kiralık verebildiği ve artık kiralık müşteri dahi bulamadığı topçulardan medet umuyor.
"Ben ne dersem olur. Ben her şeyin en iyisini bilirim" zihniyeti, artık bu kulübü taşımıyor. Tek kişinin vizyonu, bu kulübe artık dar geliyor. Yetmiyor.
O vizyona sığmaya çalışırken de 109 yıllık kulüp küçülüyor, unufak oluyor.
Düşünün!.. Fenerbahçe taraftarlarının kendi arasındaki fay hatları, artık ezeli rakip taraftarla olduğundan çok daha derin, çok daha haşin. "Başkancı"lar ve "muhalif"ler bir masada oturup konuşamaz hale geldi.
Camia, yüksek gerilim hattına döndü. Sinerjinin yerini mutsuz, asık suratlı bir ruh hali aldı. Ve o negatif elektrik tüm camianın kılcal damarlarına sirayet ediyor. Enerjisini emiyor.
İnsanlar mutsuz... İnsanlar gergin… İnsanlar bıkkın… Memleket işgal altındayken de 3-0 gerideyken de başkanı ve yöneticileri hapisteyken de "ümidin" eksik kalmadığı yerde artık umutsuzluk hâkim…
Mali bilançodan sportif başarısızlığa kadar…
Fenerbahçe formasını rüyasında görse ter basacak adamlara saçılan milyonlardan, facia kadro mühendislik hatalarına kadar…
Camiadaki bölünmüşlükten, tribünlerdeki küskünlüğe kadar her şeyden sorumlu olup da bu denli müeyyideden muaf, bu denli özeleştiriden uzak olmak, bunca hataya rağmen hâlâ ve ısrarla "haklı" olmak, insanoğlunun kolay kolay anlayacağı bir durum değil.
Hamasi sloganlarla, aşırı romantizmle, komplo teorileriyle, geçmişin hayaletlerine kılıç çekip, her krizde yeni cepheler açma stratejisi artık iflas etmiştir.
Fenerbahçe için sorun "2-3 nokta transferle" çözülebilir olma noktasını çoktan geçmiştir.
"Şampiyonluğun ne önemi var, olmasak ne olur" zihniyetiyle, "Kafamı bozmayın 10 yıl daha başkan kalırım" öfkesiyle, "Ben yaptım oldu" dayatmasıyla gidilecek yol, varılacak bir liman kalmamıştır.
Kopan bağların onarılma şansı yoktur.
Bundan sonrası, yıllar içinde onca emekle yaptıklarını, bizzat kendi eliyle yıkmaktır.
Bu taraftar yeterince acı çekti. Bedel ödedi.
Bundan sonrası insafsızlıktır…
Bundan sonrası tufandır…