Yazarlar Grasshoppers-Fenerbahçe maçını yorumladı

Gürcan BİLGİÇ: Doğru mesaj!

İlk maçın sonucunun verdiği rehaveti de hesaba katmalıyız, Fenerbahçe'nin takım olmak adına yaşadığı sorunları da. En kötüsü ikisinin bir araya gelmesiydi ve Zürih'teki 90 dakika iyi-kötü fikir veremeden bitti.
Devre arasında sohbet ederken, oyunu eleştirelim dedik ama takımın geneline yayılmış, vazgeçmişlik çıktı karşımıza. Van Persie'nin ilk 11 oynamasının mutlak nedeni, maç tecrübesini kazanmak olmalıydı. Stoch'a ise Başakşehir maçındaki hakkı teslim ediliyordu. Plansızlığın içinden üretim yapmak çok mümkün değil. Bir de buna "bir şeyler yapsın" diye beklenenlerin, oyunun sorumluluğunu almaması eklendi.
Ortaya çıkan 15 bin seyirci önünde oynanan, ciddi bir hazırlık maçı oldu. Fakat günün mesajında Advocaat için yazacak satır var mıydı, bilemiyorum. Hala takımı tanımaya, kime güveneceğini keşfetmeye çalışıyor. En az sorunu defansında yaşadığını düşünürsek, elindeki kısıtlı kadro ile orta sahasını daha doğru paslarla oynatması gerekecek.
Van Persie'nin önünde daha en az bir ay var. Formsuzluğunun ötesinde, yürüyecek hali yokmuş gibi kaldı sahada. Yine değişikler sonrasında hareketi ve tempoyu biraz olsun getirdiler. Dakikalar tecrübeyi de devreye soktu. Sakin kalıp, 10 bin gurbetçinin kendilerinden beklediği golleri tabelaya işlediler.
İlk golde Alper'in kaleciyi geçip, filelere yönelen topuna Fernandao dokundu. Golü tamamladı yani. Ve tüm takım Alper'in çevresinde birleşirken, Fernandao garip bir yalnızlıkla kendi sahasına yöneliyordu. Alper'e bile gitmeden. Birkaç dakika sonra Kjaer geldi yanında, kutladı kendisini.
Bu tabloyu doğru yorumlamak gerekiyor. Ortada ya bir yalnızlık var, ya da takımın tavrı. Advocaat'ın da bunu fark etmemesi mümkün değil. Önündeki uzun yolda çözmesi gereken bir sorunu daha olduğunu anlamıştır. Takımını hem kondüsyon olarak geliştirmek, hem de mental olarak bir araya getirmek zorunda.

Metin TEKİN: Fener'e takviye şart!

Fenerbahçe'nin oyununda ilk maçtaki 3-0'ın etkisi var mıydı?
Kesinlikle 3-0'ın belirlediği bir oyundu. Ve en çok göze çarpan da bütün maç boyunca, tamamen bir deplasman mantığında en az 9 kişiyle topun arkasında durarak çok doğru bir savunma kurgusuyla oynamalarıydı. Zaten iki maça da baktığımızda rakibe tek bir pozisyon dahi vermediler. Önde yaptığı işlerden çok dediğim gibi bu maçın özelinde Advocaat'ın öncelikle Avrupa seviyesi maçlarında bu anlayış ile oynayacağıydı.
Fenerbahçe'de iki transfer gündemde... Sizce hangi mevkilerde olmalı?
Fenerbahçe'nin transferde olmazsa olmazı, herkesin ortak kararı olduğu gibi orta saha oyuncusu. Çünkü bu alanda bırakın kalite olarak, sayısal olarak bile yeterliliği yok Fenerbahçe'nin şu anda. Eğer iki transfer yapılabilecekse tabii ki bir kenar oyuncusu da katkı sağlayacaktır Fenerbahçe'ye.. Ama dediğimiz gibi öncelikle bir orta saha oyuncusu.
Evet Grasshoppers maçları çok kolay geçildi ama ligdeki görüntüyü de Advocaat ilk maçta gördü Başakşehir karşısında. O yüzden Avupa'daki kadar Türkiye'deki durumu için de Fenerbahçe'nin bu kadroda orta saha oyuncusu sayısını arttırması gerekir; tek bir transfer olsa dahi.
Fenerbahçe'nin lig ve Avrupa'daki şansı nedir?
Fenerbahçe için lig ve Avrupa'da öncelikle hedef kupayı almak olmalı. Grubu henüz belli değil ama rahat çıkacağını düşünüyorum... Ondan sonra ilerlemek ise başka bir iş... Ama Fenerbahçe kadrosu özellikle beklenen orta saha transferini yapabilirse bu kupa mücadelesini de verebilecek bir kadro.
Dün akşam Beşiktaş'ın çektiği kura da bana göre istenilen ve avantajlı bir kura Şampiyonlar Ligi seviyesi ve takımlarını göz önüne aldığımızda. Çünkü öyle enteresan gruplar vardı ki; düşseniz bırakın hedef göstermeyi hayal bile kuramazdınız. O yüzden Beşiktaş için de gruplardan çıkmak hayal değil bir hedef.
Osmanlıspor'un da Avrupa Ligi'nde gruplardan çıkma adına iş yapacağını düşünüyorum.

Dr. Gürkan KUBİLAY: Dikine ve striker

Maç yazılarını hazırlarken önümde beyaz bir kağıt durur ve ben ona; iki takımın pozisyonlarını, şutlarını, gol girişimlerini yazarım. İlk 23 dakika dolduğunda önümdeki kağıtta hiçbir şey yoktu. Ne pozisyona girebilmişti iki takım, ne de şu atabilmişti!
Van Persie'nin kolay pozisyonda top kayıpları ve hala hazır gözükmemesi dışında göze çarpan da bir şey yoktu. Emenike kenarda idi. 'İsmail oynar' diye beklemiştim ama maç tempo ve pratiği artsın ve de savunma dörtlüsü iyice yerleşsin diye Hasan Ali'yi kesmemişti Advocaat.
Topal ve Ozan'la çift ön liberolu, 4-2-3-1 sistemi aslında bu kadar zayıf bir takım karşısında gereksizdi ama belli ki hoca, Avrupa'da zor maçlarda deneyeceği bu sistemi görmek istiyordu.
Ama oyuncular o kadar dekonsantre idi ki Salih, 3 metre önündeki arkadaşına pas atamıyor, Alper dripling yapamıyordu.
İsviçreliler ise zaten çatlasalar bu skorun altından kalkamayacaklarını bildiği için etkisizdi. Yani maç, bildiğiniz zevksizlik abidesiydi. Pnishi, Alper'e yaptığı hareketten sarı kart görmese ilk 35 dakikada alacak not da olmayacaktı.

FAUL YAPMADAN BİTİRDİ
Hasan Ali baktı kimse bir şey yapmıyor, 38'de yaptı ortasını Van Persie de kaleyi bulmasa da iyi vurdu voleyi. Bir dakika sonra da bir kenar ortasına Tabakovic ile cevap verdi Grasshoppers... F.Bahçe o kadar rahattı ki Avrupa'da ilk kez bir maçın ilk yarısını faul yapmadan bitirdi.
Sakatlık; 52'de Salih-Aatif değişikliği getirdi. Oyunda hiçbir hareket olmayınca, bir de hiçbir şey yapmayan Robin van Persie'nin yerine Brezilyalı golcü Jose Fernandao'yu aldı. İsmail de ilk maçına kavuştu. Karşılaşmanın en iyisi Wiel'in, 10 numara oyuncusu pası önce Alper'in becerisi ile golü Fernandao'ya sonra Topal ara pası ile Stoch'a getirdi. Alper, hücum arkası daha iyiydi. Ancak o dakikaya kadar öne oynayamayan, çalım becerisi olmayan, ceza alanında çoğalamayan F.Bahçe görüntüsü vardı.
Sonuç; İyi bir striker ve dikine oynayacak iki yönlü orta saha şart.

Zeki UZUNDURUKAN: Oyun lideri şart

Letzigrud Stadı'nın tribünleri adeta sarı-lacivert bir çiçek bahçesiydi... Yaklaşık 10 bin Fenerbahçe taraftarının coşkusu görülmeye değerdi.
Sanki deplasmanda oynayan Grasshoppers'tı.
Advocaat, 3 maçlık cezası biten Alper Potuk'u ilk 11'de başlatırken;
Van Persie ve Stoch sürprizlerine de imza attı.
Bu sezon oynanan 4 maçta sahaya ilk 11'de çıkan Emenike ise ilk kez yedek kaldı dün.
Fenerbahçe, turu geçmek için mutlak galibiyete ihtiyacı varmış gibi coşkulu ve hızlı başladı maça. Oysa Kadıköy'de alınan 3-0'lık galibiyet ile tur zaten cepte idi.
Fenerbahçe; Van Persie, Alper Potuk ve Stoch'u topla buluşturmakta zorlanıyor. Bu özel oyunculara yeteri kadar pas ve orta gelmeyince, gol pozisyonu üretmek de şansa kalıyor.
Özellikle Van Persie oyunda kaldığı 67 dakika içinde hazır bir görüntü çizmedi. Oysa Pereira da gitmişti.
Artık bir mazereti kalmamıştı.

VAN PERSİE ŞAŞIRTIYOR
Fenerbahçe taraftarı, bugüne kadar Van Persie'ye gösterdiği sabrı, başka hiçbir yıldıza göstermemiştir herhalde.
Bundan sonraki maçların birinde ya Van Persie golleriyle patlayacak; ya da Fenerbahçe taraftarı sabrı bir kenara bırakıp patlayacak...
İlk maçta tur zaten gelmişti. Advocaat'ın Fenerbahçe'yi test etmesi açısından önemliydi karşılaşma.
73'te İsmail Köybaşı'nın oyuna girmesi de bunun göstergelerinden biriydi.
Doğru da yaptı Hollandalı teknik adam. Denemeden, test etmeden, zorlamadan zoru başaramazsınız...
Yine de Advocaat, bu takımın başında 10 maça çıktıktan sonra ancak ideal bir kadro oluşturabilir.
Van Persie'nin yerine giren Fernandao'nun attığı gol ve ilk maçın yıldızı Stoch'un fileleri havalandıran vuruşu Fenerbahçe'yi gruplara taşırken, Grasshhoppers'ın maç direncini de yerle bir etmişti.

YARATICI OYUNCU AZ
Herşeye rağmen bu takımın bir saha içi liderine ihtiyacı var. Fenerbahçe'yi sahada yönetecek, aklı olacak, üçüncü bölgeye top taşıyacak, kilit maçları kazandıracak bir maestro şart. Fenerbahçe böyle bir oyuncu transfer edebilirse takımın oyun kalitesi ve seyir zevki de üst düzeye çıkar.
Yoksa Fenerbahçe, geçen sezonki performansının üzerine çıkamaz.
Çünkü Fenerbahçe'nin kadrosunda yıldız ve kaliteli oyuncu, evet fazla. Ama yaratıcı oyuncu sayısı az...
Teknik direktörünüz Advocaat olsa bile, hocaların sihri bir yere kadar... Büyük maçlar, büyük yıldızlarla kazanılıyor...
Fenerbahçe için Avrupa Ligi yeni başlıyor bir anlamda. Gruplardaki maçlar daha zorlu geçecek. Çünkü daha dişli rakiplerle mücadele edecek Fenerbahçe... Bu takımın Avrupa Ligi'nde yolu açık... Çünkü Advocaat'ın Fenerbahçe'ye çok şey katacağına inanıyorum...

Hakkı YALÇIN: Futbolsuz tur

Turu İstanbul'da geçmiş Fenerbahçe'den futbolsuz bir İsviçre macerası.
Anahtar sözcük 'turu geçmek' olduğu için, Fenerbahçeli futbolcuların kabuğuna çekildiği bir başlangıç.
Özellikle ilk yarım saatte ilk maçtaki 3 farklı galibiyetin yorgunu bir takım görüntüsü.
Gece boyunca her şey istediği gibi gitti hatta bir galibiyet de geldi ama.
Bir futbol tutulması yaşandığı da gerçek.
Yalan değil, sıradan bir rakip karşısında sıra dışı bir sonuç beklemesek de, futbol adına çok daha fazla güzellikler bekledik.
İki takım arasındaki kalite farkı bunu emrederdi çünkü.

***

Gecenin artılarını ve eksilerini tartarsak.
Formaların teriyle futbolun gecedeki yeri arasında bir firari günlüğü yazılabilir.
Futbol kaçaklarının başına da Ozan Tufan yazılır.
Ozan'ın yanına da; yemek filmleri çeken bir aşçı görüntüsü yazılırsa kimse alınmasın..

***

Futbolsuz geçen dakikaları gecenin içinden silersek.
Geriye ne kalır?
Sadece elde edilen tur!
Atılan iki gol.
Ve maçın 37'nci dakikası.
Bu dakikada Mehmet Topal, Hasan Ali, Van Persie üçgeniyle biten bir pozisyon var.
Gol olmasa da çok pas yapmanın ve finalde Van Persie'yi uygun biçimde buluşturmanın adı, futbolun gülümseyen fotoğrafıydı.
"Şipşak!"

***

Bu da şunu gösteriyor.
Topa sahip olup, kanatlarını harekete geçirdiğinde Van Persie'deki hareketlenme katsayısı da artıyor.
Ne yazık ki, Van Persie'nin son vuruş ustalığına bereket katacak bindirmeler ve pozisyon üretimi dün gece çok azdı. Van Persi'den sonra gelen goller sakın ola gerçekleri yanıltmasın.

***

Fenerbahçe'nin pozisyonu hazırlayıp işleme koymak arasındaki düşünce hızı geçen yılın çok gerisinde.
Bunun sebebi orta alan.
Orta alanda bazen canlı bağlantı kesiliyor da, bant yayına geçiliyor sanki.
Salih çalışkan ama sadece enerjik olmak yetmiyor.
Yaratıcılık da lazım.
Alex'in şişirdiği balonları, Salih'in şişirdiği toplara tercih ederim.

***

Savunma kendi halinde.
Ama kanatlar yeterli sayılmaz.
Mehmet Topal'ı yine tırnak içine aldım, Kjaer'i disiplinli asker olarak not ettim.

***

Tazelenmiş hayallerin UEFA yolcusu olarak tur geçildiyse de.
Futbol adına ürküten deliller orta yerde duruyor. "Kötü futbola hüküm giymiş" bir takım olarak.

***

Dün izlediğimiz Fenerbahçe ile özlediğimiz Fenerbahçe arasındaki boşluk nasıl dolar? Bunu da "yamalanmış" teknik adamların becerisine bırakmak gerekir.

İlker YAĞCIOĞLU: Güle oynaya Avrupa Ligi'ne

Fenerbahçe güle oynaya Avrupa Ligi'ne kaldı. Sarı-lacivertliler, sanki Kadıköy'de oynadı maçı. Stadın tamamına yakını Fenerbahçe taraftarıydı. Grasshoppers taraftarının maça ilgi göstermemesi rakip takımın sonucu kabullenmiş olduğunun da göstergesiydi aslında. Bu maçın teknik analizini yapmak çok yersiz olur. Çünkü Grasshoppers Fenerbahçe'ye rakip olabilecek, Sarı-Lacivertli takımı zorlayacak bir ekip değil.

TRANSFER ŞART
Ancak genel anlamda baktığımızda Fenerbahçe orta sahasındaki eksiklik açıkça görülüyor. Bu bölgeye transfer yapılması şart. Ozan Tufan, Salih Uçan ve Mehmet Topal üçlüsü Fenerbahçe'ye ofansif yönden yeterli gelmiyor. Bu açıkça belli. İlk 11'de sahaya çıkan Alper çalışkandı. Stoch'un gol atması onun açısından çok önemli elbette. İlk 11 için çabaladığını bizle beraber Teknik Direktör Dick Advocaat da görüyordur.

VAN PERSİE GÜÇSÜZ
Van Persie istekliydi bir iki de pozisyonu var ama fiziksel olarak güçlü değildi. Hollandalı hocanın Van Persie için özel bir program hazırlaması onu gerçek gücüne kavuşturması şart. Van Der Wiel atakları başlatan isimdi. İlk golde katkısı büyüktü. Mehmet Topal orta sahada çalışkandı. Topal ikinci golde Stoch'a çok güzel bir ara pası verdi. Salih'in sakatlanmasına sebep olan pozisyon bence kırmızı kartlıktı. Ancak hakem pozisyonu göremedi.. Fener Avrupa Ligi'ne kalmayı başardı şimdi rakipleri beklemek kaldı.

MAÇIN EN iYiSi MEHMET TOPAL
Çalışkandı. ikinci golü hazırlayan isim oldu.

MAÇIN EN KÖTÜSÜ TABAKOVİC
Çok etkisizdi. Sahada hiç bir şey yapmadı...