FETÖ'nün Türk futbolundaki yapılanması dün A Haber'de yayınlanan
"Gece Ajansı" programında masaya yatırıldı…. Salih Nayman'ın moderatörlüğünde, 5 saati aşan programın stüdyo konukları, FETÖ'nün eski ikinci adamlarından
Latif Erdoğan, gazeteci Cem Küçük ve Turgay Demir, eski hakem Deniz Çoban, eski futbolcular Tanju Çolak, Evren Turhan ve Ümit Karan'dı… Programa ayrıca
eski hakem ve SABAH yazarı Erman Toroğlu ile eski milli futbolcu ve SABAH yazarı Rıdvan Dilmen'in yanı sıra eski futbolcular Semih Yuvakuran, Hakan Ünsal, Mustafa Kocabey ile teknik direktörler Yılmaz Vural ile Giray Bulak da telefonla bağlandı. FETÖ tarafından prestij ve para kaynağı olarak görülen futbol dünyasında yaşananlar en çarpıcı ifadelerle ele alındı.
İşte Türkiye'yi ekrana kilitleyen programda öne çıkan açıklamalardan önemli kesitler:
SEMİH YUVAKURAN: Eteklerini öpüyorlardı
G.Saray'dan
F.Bahçe'ye transfer olduğumda (90-91'li yıllar) birkaç davet aldım. G.Saray'ın içine zaten girilmişti. F.Bahçe'den de beni bir Ramazan günü iftara davet ettiler.
Ben dinimi babamdan ve Kuran-ı Kerim'den öğrendim. Açar Türkçe mealden okur, anlamaya çalışırım. İsmail (Demiriz), Kuran'ı, dini öğrenmek için Eyüp Sultan'a gidiyor.
'Dinimizi öğreneceğim ne önerirsiniz' diyor. Örgütün yakınlarından biri İsmail'e FETÖ'nün kitaplarından veriyor. İsmail bu şekilde grubun içine giriyor. Sonra sohbetlere yavaş yavaş herkes girdi. Milli Takım, Beşiktaş derken, Fenerbahçe kaldı. Onun için de ben arandım. İki kez gittim sohbetlerine. Biri de Kadir gecesiydi. Hocanın arkasında dizildik hepimiz. Namaz kıldık. Herkes önünde eğilip, eteklerini öpüyor. İsmail'e dedim ki,
"Güzel bir insan, dede ama siz farklı görüp şirk koşuyorsunuz." Ondan sonra da çağrılmadım zaten. Onlardan olmayınca, iş bulamıyorsunuz. Kaç tane işim bozuldu.
'Hakan Şükür aradı, oraya o gelecek, bu gelecek' dediler.
Ben devam etseydim bakan bile olurdum. O kadar da iddialı söylüyorum. Hak etmeyen insanlar hak etmediği yerlerde ama Avrupa gol kralı Tanju Çolak iş bulamıyor.
Diploması yetmeyenler, Süper Lig'de PTT'de çalışıyor. Ama biri de çıkıp 'çalıştıramazsın'
demiyor. Denmediği sürece futbol düzelmez. Yaralar çok derin.
RIDVAN DİLMEN: Federasyon yönetimi neden incelenmiyor!
20 yıl önce Türkiye'nin en önemli iş adamları ve siyasileri de Amerika'ya gitmiştir. Bazıları masumane, bazıları korkudan, bazıları menfaatten gitmiştir.
17-25 Aralık'tan sonra ilişkilere bakmak lazım. Kimseden itiraf beklemeyin. İtirafı Nazlı Ilıcak yaptı, '
Bu örgütü yeni anladım' dedi. Ben bu itirafı kabul etmiyorum.
Düne kadar neredeydiniz? 17-25 Aralık'ta bu ülkeyi yöneten insanın Lahey'de yargılanmasını istediler. Cumhurbaşkanımız kulüplerin vergi borçları için talimat verdi.
F.Bahçe'nin 230 milyonluk vergi borcunu 20 milyona, Eskişehir'in 40 milyon olan vergi borcunu 3 milyona düşürdü. 36 ay vade yaptı. Bunu 15 Temmuz'dan sonraki kaostan kulüpler zarar görmesin diye yaptı. 2002'den beri de kulüplere tesisleşmede katkı verdi.
Türkiye gerçekten büyükmüş, vurdular vurdular yıkılmadı. Kulüplere görev düşüyor. 17-25 Aralık'tan sonra maske takanlar varsa bu ortaya çıkarılacak. TFF düğmeye bastı.
Kurumlar denetleniyor ama TFF yönetimi incelenmiyor! Belki mazlumların ahını alıyorsunuz. Belki temsilciler kurulunda hala böyle insanlar var.
ÜMİT KARAN: FETÖ'cü teknik adamlar var!
Takımdaki abiler kim onu bilmiyorum. Bizim dönemimizde kim ne yapıyordu onları biliyoruz. Belki onların içinde de vazgeçenler vardır ama o kadar kolay geçilecek bir durum değil. 'Sen niye şimdi konuşuyorsun' diyorlar. Ben hep konuştum. İlk açıklamam 2003'te "Hakan Şükür'den ağabey olmaz." Birey olarak bunlarla hep mücadele ettim ama yalnız kaldım, yanımda kimse yoktu. Teknik direktörler de bu işin içinde. Dışarısı nasılsa içerisi de öyle. Ben Kürt, Türk ayrımı, Alevi, Sünni ayrımı yapmam ama orada oluyor. Toplumda ne varsa orası da öyle. En güçlü oldukları yer futbol. Biat etmeyen bir insan olarak beni nasıl dışladıklarını biliyorum, içeride neler konuştuklarını bilemiyorum. Ben sadece bana karşı yaptıkları tepkileri görüyorum. 3 Temmuz sürecinde bir tek ben ceza aldım. Tahkim Kurulu bana iki yıl ceza verdi ve bu yüzden şimdi hocalık yapamıyorum. En son bana bu şekilde noktayı koydular. Haklarımı almak için savaşıyorum. Her yolu deneyeceğim.
EVREN TURHAN: PTT, 2 ve 3.Ligi ele geçirmişler
Biz olayların binde birini biliyoruz. İşin içinde olan kişilerin çıkıp, konuşması lazım. Anadolu'da 14 takımda oynadım orada daha çok gördüm. Oyuncularda değil oradaki kulüplerde olay. O kulüplerin imamlarını bulmak lazım. İhbar hattı var, 'bizim toplantılarımıza şunlar geliyor' derler. Olur biter. Dışardan gözlemlememle bu kadar konuyu anlatıyorsam içinde olanlar konuşmuyorlar. Menfaat, güç olayı bitti. Ülke elden gidiyordu. Alt liglerde durum daha kötü. PTT, 2. Lig, 3. Lig, Bölgesel Ligler… Oradakiler konuşamaz. Yüzde 80'inde varlar. Doğu'nun her yerinde oynadım, her yerde gördüm. Sezonda 10 tane maç oynamış adam transfer oluyordu. Anadolu takımlarından biriyle anlaşıyorum, ertesi gün telefon geliyor iş bozuluyor. Sporla ilgili imamları bulmak lazım. Kulüp imamları kim onları ortaya çıkarmak önemli. İş ilerledikçe teknik direktörlere, idarecilere gittiler. Ben de namazımı kılıyorum, dua ediyorum ama içlerine girmeyince gavur insan oluyorsun. Sohbete çağırıyorlar, gitmezsen üstünü çiziyorlar.
TANJU ÇOLAK: Yanal'ın başını bunlar yediler!
İsmail (Demiriz) birden döndü bu işlere girince. Hatta evinin pencerelerini kapatıp öyle yaşadığını duydum. Beni alıp hiç götürmediler. Çünkü benim hayatım, nasıl bir yaşamım olduğu belli. Ben sevgi insanıyım. Yapımız, tarzımız farklıydı. Hakan Şükür milletvekili olduktan sonra "Ya bırakın da biz de milli takımlara gidelim, çalışalım" dedim. Sessiz kalırdı hep. "Abi bakarız" dedi. Ersun Yanal'ın başını Hakan Şükür ve FETÖ'cüler yedi. Hakan Şükür spordaki atamaları yapıyordu. Ertuğrul Sağlam, Emre Belözoğlu, Arif Erdem ve Mutlu Topçu'ya seslenmek istiyorum., Konuşun, susmayın.. Çıkın konuşun..
LATİF ERDOĞAN: Çok para kazanıyordu
Ben başta da
Hakan Şükür için adam olmaz demiştim. Bizim
yapıya da uygun değil diye...
Futbolu bıraktıktan sonra daha
çok
cemaatle özdeşleşti. Para
ilişkileri var bunların.
Hakan çok para kazanan biriydi. Bu
yapı onun parasını içeride-dışarada
idare eden yapıydı. Şöyle
bir örnek vereyim; Sakarya'da
diyelim 50 milyon lira para toplanıyor.
Bu paranın aklanması
lazım.
Hakan Şükür bir inşaat ya da otel işine girse kim ne diyecek! Babasını da Hakan'ı da para örgüte bağladı. Futbolun
toplumdaki gücünden yararlandılar.
Fatih Terim hep bilerek FETÖ'ye Fransız kaldı. Onu etkileyemedik.
DENİZ ÇOBAN: Hakemliği bitirdiler
Hakemligi bırakalı 1 yıl oldu. Hakemliğin bir anayasası vardır. Giden MHK, bu anayasayı kendi istekleri doğrultusunda değiştirdiler. Hakemler terfi ederken, kriterler vardı. Yaş, tahsil, müsabaka performansı, gözlemci notu gibi. Görevden ayrılan MHK,
"43 hakem var ben bunu 22'ye düşüreceğim" dedi. Ciddi bir karardı bu. 9 kişi bir odaya girdi, kim yükselecek, kim düşecek kriterlere bakılmadan karar verildi. MHK'den ayrılanlar gözlemciliğe devam ederler,bunlardan 4-5 tanesinin gözlemcilik başvuruları reddedildi.
Hakemlikte en büyük rütbe FIFA kokartıdır. Bizim ligimizde 4 maç yöneterek FIFA kokartı alan hakemler oldu.
MUSTAFA KOCABEY: Hakan parayla kaçtı
Hakan Şükür milletvekili olduktan sonra geniş yetkilere sahip oldu... Bunlar neydi? Bir takıma hoca seçiyor bir takımın hocasını gönderiyordu. Millete
'Paralarınızı Bank Asya'ya yatırın' dedi.. Kendisi 1.5 milyon doları çekip, ABD'ye gitti.