Trabzonspor'un gerçeği; sistem takımı olmak değil aksine bir var oluş mücadelesinin gereğidir. İçerisinde
şampiyonluklardan ziyade adil, eşit ve hiçbir ideolojiye kendini teslim etmeden yürümek vardır. Trabzonspor'u var edenlerin gayesi buydu. Ama bugün Trabzonspor'un var ettikleri başta söylediğim gerçeğin çok uzağındalar!
Sisteme meydan okuduğunda Trabzonspor'un orta sahasını kimse geçemiyordu. Şampiyonluklar kendiliğinden geliyordu. Federasyonu da hakemi de saha dışı etkenleri de saha içinde yerle bir ediyordu. Ne zaman ki sistem takımı olmaya başladı, hem saha içinde hem de saha dışında yenilgiler kaçınılmaz hale geldi. Bu başkalaşımın sonuçlarından en bariz olanları 3 şampiyonluğunun milyonların gözünün önünde çalınmasıydı. Ama en son 3 Temmuz'da yakalandılar. Lakin sistem yine '
çalanları' korudu; sistemin içerisinde bir '
öteki' gibi duran Trabzonspor'u yine yok saydı! Hakkını savunabilmek için doğru dürüst duramadı. Bir avuç taraftarın mücadelesiyle bu noktaya gelen şike süreci, şimdi bilinmezliğe doğru yol aldı. Oysaki mesele Trabzonspor değildi. Mesele kupa da değildi. Mesele küme düşürmek de değildi. Melese ülke futbolunun karanlık ellerden temizlenme fırsatıydı. Temiz futboldu. Güzel oyundu. Adaletti... Trabzonspor'un ne geçmiş yönetimleri (1984'ten bu yana) ne de bugün görevde bulunanlar, hiç ayrım yapmadan söylüyorum şu kulübü doğru yönetemediler. Çok basit şekilde uygulanacak projelerle yeniden eski günlere dönmek mümkündü. Başarılamadı. Kendi şirketlerinde 1 liranın hesabını yapan yöneticiler "
gözbebeğimiz, üst kimliğimiz" dedikleri Trabzonspor'da milyonlarca doları batırmakta sakınca görmediler. Kendi evine yetecek kadar ekmek alan yöneticiler -
örnek olsun diye söylüyorum- Trabzonspor'un sadece sol bölgesine 6 futbolcu alıp, 37 milyonu çöpe atmaktan kaçınmadılar! Daha niceleri var, saymakla bitmez de gelelim bugüne... "
Bana benzeyeceksin", "
Bırakacaksın şike işini" diyorlar sana... "
Ben de sizinleyim" demen yetmiyor. Onlar gibi düşüneceksin onlar gibi şikenin üzerini kapatacaksın. Yapmazsan, doğruyorlar işte! Geçirmiyorlar o lokmayı boğazından! Ne federasyona yönetici vermen ne binasını basman ne de hakemleri odasına kapatman çözüm değildi. Birilerini tehdit edip korkutarak sağlanacak adalet Trabzonspor'a değil bu konuda uzmanlaşmış olan ve bu amaçla bütün medyayı kullanmakta hiçbir beis görmeyen karanlık mihraklara yakışırdı. Görüyorsun işte, bütün güçleriyle üzerine geliyorlar. Hem Trabzonspor'un hakkını afiyetle yiyorlar hem de '
haklı' duruma geçiyorlar. Mesele başkaydı başkan! Bunu anlatamadık size, ekibinize. Tam teslimiyet istiyorlardı! Bak, yaşayarak öğrendin. En acı yüzüyle hem de... Bugün bağırmanın anlamı yok! Siz sistemin çarklarını kırmak yerine sistemin içine girerseniz, o sistem seni ya kendine benzetir ya da yok eder. Bugün Trabzonspor'a bunu yapıyorlar. Bilmiyorum farkında mısın?