İkinci yarıda anlık çıkışlar yapan Kasımpaşa maçın bütününde çöküntü halindeydi de... Onları elden ayaktan düşüren gerçekleri, sadece kendilerinin değil. Fenerbahçe'nin gücünün ürettiğini söylemek gerek. Çünkü dünkü Fenerbahçe'yi misafir etmek gerçekten zordu!
Gürkan Kubilay: Akıllıbahçe
Ligin maç başına en çok şut atan iki takımının maçıydı. Sahada son 3 maçta gol yemeyen bir Fenerbahçe vardı. Fenerbahçe maça bir an önce gol atmak için çıkmıştı. Öyle ki ilk 10 dakikada bunalttı Kasımpaşa'yı... Özellikle kornerlerde canını sıktı rakibinin. Formu giderek artan Diego ve diğer oyuncular bu maçta en çok şut seçeneğine başvurdu. 15. dakikada tüm takım olarak gelip, Diego'nun Kuyt'a attırdığı klas golün habercisiydi bu baskı... Golden sonra İsmail Kartal ile beraber, özellikle son maçlarda en iyi yaptığı işi yaptı. Yani alan savunmasını, 30 metrede, çok adamla ve doğru pozisyon alarak uyguladı. İki kenar adamı Kuyt ve Alper, Selçuk ve Raul ile birlikte, geriye çekilerek destek verince Kasımpaşa, Scarione'nin kişisel becerisi ile bulduğu pozisyon dışında pozisyon bulamadı. Fenerbahçe'de Egemen ve Alves önlerinde Topal ve Emre olmayınca, aralarına bir ön libero alarak çıkmak yerine, doğrudan oyuna çıkmayı tercih ettiler. Kasımpaşa ise Fenerbahçe oynamasına izin vermeyince Babel ile ayakta kalmaya çalıştı.
Gökhan'dan müthiş asist
İkinci yarı çok arkaya yaslandı Fenerbahçe. Bu da Kasımpaşa'ya Castro ile 2 pozisyon buldurdu. Volkan başarılıydı. Raul sakatlandı. Yerine giren Hasan Ali'den başlayan atakta Gökhan, müthiş bir asistle maçın adamı Kuyt'a attırdı ve Fenerbahçe kontrolü tekrar ele aldı. Caner noktayı koydu. Sonuç; F.Bahçe eksiklerini bilerek, İsmail Kartal'ın istediği gibi Kasımpaşa karşısında oldukça akıllı oynadı. Rakibine fırsat vermedi ve 4. maçında da gol yemedi ve ligin en önemli şampiyon adayı olduğunu bir kez daha gösterdi.
Gürcan Bilgiç: 'Kaldığımız yerden' dedi
Son iki maçında "şampiyon" gibi oynayıp, ligin çok önemli iki ekibini silmişlerdi sahadan. Bu kez adı "deplasman" olan bir derbide, Kasımpaşa önünde,"saatin çalışmasını" izleyecektik. "Tik - tak"lar yelkovanı, ileri mi? geri mi taşıyacaklardı? Çok bekletmediler. "Kaldığımız yerden" diyerek oyunu, rakibi ve skoru avuçlarının içine alarak yürümeye başladılar sahada. F.Bahçe takım olarak oynamayı bildiğini, koşunca daha farklı olduğunu, önemli oyuncularıyla da kalitesini gösteriyordu. Kadro karakteri olarak ligin en ofansif ekiplerinden olmasına rağmen, Şota'nın talebeleri gelemiyorlardı F.Bahçe kalesine. İlk tehlikeyi yaratmaları için neredeyse bir saat geçmesi gerekti.
ENDER BİR GOL
Maçı çözen golün, sırasıyla sahadaki beş yabancıya değerek filelere gitmesi ender rastlanacak bir olay. Alves, Meireles'e verdi. O; Emenike'yi kaçırdı. Diego gelen pası, Kuyt'a aktardı ve şut ile gol geldi. Sonrasında tempoyu düşürmeyi tercih edip, Emenike'nin oyununa geçtiler. Ama farkı ikiye yine organize bir atakla çıkardılar.
Bu aşamada Emenike kendine "niye" diye sormalıdır. Sow'un Afrika günlerinde, yerini garantileyen Nijearyalı'nın takımın parçası olmayı hala tercih etmediğini izliyoruz. F.Bahçe'nin ritminin altını çizen en önemli gösterge ise eksikleri. Mehmet Topal, ilk on birin aslında en kritik ismiydi. Emre ve Sow'a, ikinci yarıda Meireles de eklendi.
SAAT GİBİ ÇALIŞIYOR
Yüzde kırklık değişime rağmen, beklenti ve performans ibresinin değişmemesi, aksine; ibrenin hep yukarıyı göstermesi de, ciddiyetin belgesi. Üç maçlık kritik seride, saat çalışıyor. "Tik - tak" ve yine "tik"...
Gözleri ve kulakları haberlerde "yeni transfer" sorgulayanlara, İsmail Kartal ve oyuncuları en iyi cevabı verdiler. Yol devam ediyor... Not : F.Bahçe, misafir takım tribününü kendi kombine sahiplerine passolig üzerinden rezerve ettirdi.
Toplu bilet satımının yasaklayan yasanın etrafından dolaşıp, deldiler. Fenerbahçe'yi, Kasımpaşa'da, Aziz Yıldırım'ın izin verdiği Fenerbahçeliler izleyebildi.
En yüksek not 8 Dirk Kuyt
En düşük not 3 Alpaslan Öztürk
Rıdvan Dilmen: Rakipler için kabus!
F.Bahçe devre arasından sonra acaba ritmini kaybeder mi diye kafalarda soru işareti vardı. Ciddi oynayarak, 20-25 dakikalık vasat oyun hariç çok iyi oynayıp önemli bir galibiyet aldı. Fenerbahçe iyi başladı maça... 11 dakikada 5-6 korner kullandı.
Gole gelirsek; o mesafeden üst iç vurmanız lazım. Kuyt, ayağının tam içiyle vurdu, ayağının içiyle bu kadar sert vurabilmek zor. O dakikalarda kenardan merkeze doğru gelmişti. Golün başlangıcı da önemli. Emenike biraz daha inebilirdi.
Meireles son anda dürttü.
Emenike doğru yere verdi aslında. Golden sonra Fenerbahçe'nin 2. bölgedeki kalabalık duruşu, ilk yarıda yetenekli Kasımpaşa'ya pozisyon vermedi.
Aslında Kuyt'ın attığı goller diziliş golleri değil. O kadar disiplinli oyuncu ki.. Kuyt hep ölü yerlerden çıkıyor. Arka direkte, ön direkte, ceza yayı üzerinden her yerden pozisyona girebiliyor. Yetenek Kuyt'tır... Sağ tarafta oynarken santrfor arkasından gol atabilmektir. Kasımpaşa da yetenekli ama hedefsiz bir takım.
İnce hareketlerle maç yapsalar Babel, Kuyt'ı 5-0 yener...Ama önemli olan yeteneği icraata dökmektir. Fenerbahçe'nin hiç kimsede olmayan bir özelliği var... Öyle iki tane beki var ki, bek mi, forvet mi santrafor mu ne oldukları belli değil! Rakip takımlar için bela bir bekleri var... Rakip için böyle beklerle oynamak hiç kolay değil. Rakip olarak sürekli kovalamak zorundasınız.
Her türlü özellikleri var.. Rakiplerine hükmediyorlar. "Ben sizi değil, siz beni tutacaksınız" diyorlar...
Bu bekleri kullanabilecek önemli oyuncuları da yoktu Fenerbahçe'nin.
Emre, Mehmet Topal ve Sow gibi... Başlarken 3 tane, Meireles'in de çıkmasıyla ilk 11'de 4 oyuncun yok. Buna rağmen Fenerbahçe yüksek konsantrasyon ve taktiksel tecrübeyle galibiyete uzandı.
F.BAHÇE'NİN 3 AVANTAJI
Ligimizde çok yüksek tempolu oynayan takım yok. Diğer takımların handikapları ekonomik oynayamıyorlar.
Fenerbahçe'nin pas kültürü var mı? Var... Skor olarak öndesin, pas yaparken sürpriz oyuncularla atak yapabiliyor mu? Yapıyor... Pas yaparken sürpriz oyuncularla gol atabiliyor mu? Atıyor... Bu özellikler Fenerbahçe için çok büyük bir avantaj...Kasımpaşa tehlikeli takım, jübile maçı izliyormuş gibi görünse de golü bulabiliyor.
Hünerli oyuncuları var. Ancak hedefleri yok ve pek hesap sorulan bir takım değil. Sarıyer tarzı bir takım.
Erman Toroğlu: Kasımpaşa'nın utanması lazım
Saha çamurdu, hava soğuktu, hakem penaltımızı vermedi! Bunlar teknik adamların ve futbolcuların yenilgi sonrası söylediği cümleler. Dün gece Kasımpaşa'nın teknik adam olarak da futbolcu olarak da söyleyeceği tek bir kelime yok. Eğer "Biz profesyoneliz"diyorlarsa yedikleri önlerde yemedikleri de arkalarındaysa da F.Bahçe karşısında yaptıkları mücadeleden ve oynadıkları oyundan utanmaları gerekir.
İyi oynayamayabilirsin ama iyi mücadele etmeye mecbursun! Aslında bu maçın neticesi sahadaki mücadeleye ve oyun anlayışına göre 7-0,8-0 bitmesi gerekirdi. F.Bahçe oyuna ciddi başladı. Forvetteki en uç adamdan itibaren pres yaptılar. Bunun neticesinde göstere göstere aldı. Kasımpaşa ismi Türkiye'de telaffuz edildiğinde hırçın, istediğini koparan, kabadayı semt olarak bilinir. Ama Kasımpaşalı futbolcular dişleri dökülmüş ihtiyar nineler gibiydiler. Demek ki futbolcuların rahatları yerinde onları zorlayan da yok.
Dün bir gerçek daha gözüktü; Emreli F.Bahçe mi, Diego'lu F.Bahçe mi? Bence kesinlikle Diego'lu Fenerbahçe. Tabii burada İsmail'in işi çok zor. Emre sakat olduğu zaman zorlanmaz da Emre oynayacak hale geldi mi İsmail hoca ne yapar? Dün akşam F.Bahçe takımında tenkit edilecek hiçbir şey bulamıyorum. Çünkü maçın direksiyonu aldılar karşılaşmanın sonuna kadar gittiler. Şunun arkasına sığınamazsınız; "Kasımpaşa oynamadı." Oynasalardı kardeşim! Tutan mı vardı?
Hakeme bir çift lafım var; Volkan topu elinden kaçırıyor, hiç dokunan yok. Hakem orada kendine vazife çıkarıp F.Bahçe lehine bir faul çalıyor. Daha hakemliğin ilk yıllarında bu kadar şeytan olmaya kalkma! Dün gece F.Bahçe'nin sana ihtiyacı yoktu. Eğer çok yardım etmek istiyorsan büyüklere, yardıma muhtaç olduğu maçlarda omuz verirsin (!)
K.Paşa'lı futbolculardan İlhan ile Diego karşı karşıyalar. Diego durmadan formayı çekiyor. Sen de seyrediyorsun. Hani sarı kart? Nasihatle maç idare edilmez.
Not: Dün G.Antep-Balıkesir maçında futbol cinayetine şahit oldum. 90+5''te bir hava mücadelesinde eğer faul varsa Antepli oyuncu yapmıştı, Halis Özkahya yine eyyam düdüklerinden birini çalarak Balıkesir'in aleyhine faul verdi. O top da gidip gol oldu. Sonrasında sahada yaşananlar rezalet! Peki Balıkesir kaybettiği bu puanla küme düşerse ne yapacaksın?