Fatih Terim'in Türk sporuyla ilgili dile getirdiği sorunları biliyorduk. Ancak Fatih Hoca, ilk kez Türkiye'yi, belge sayılabilecek bilgilerle yüzleştirdi. Sorunları tespit etmek, çözüm üretmenin başlangıcıdır. Bu maddelerden ikisine dikkat çekmek istiyorum. Ben futbolu sokakta öğrendim. Türkiye'de birçok yıldız da sokaklarda yetişti. Gençlere futbol oynayabilecekleri semt sahalarını yeniden yaratmalıyız. Brezilya sokak futbolunu devam ettirdiği için sürekli yıldız üretip ve pazarlıyor. TFF ve Terim, devletle işbirliği yaparak semt sahalarının yeniden yaratılması için yardım talep etmeli. Futbolun içinden gelen, Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan da bu talebe fazlası ile destek verecektir. Bir başka durum da altyapıda oynayan küçük yaştaki çocuklar, öncelikle futbolun bir eğlence olduğu anlatılarak yetiştirilmelidir. Ne yazık ki altyapılarda görev yapan hocalar piyasa yapmak adına genç beyinleri, yarışmacı felsefenin içine itiyor. Bu da Fatih Hocanın dediği gibi yarışmacı konumuna gelen çocuk başarılı olamadığı için zihinsel travmadan kurtulamıyor. Bu yüzden kulüpler altyapılarındaki genç beyinleri futbolun bir oyun olduğunu anlatarak eğitmeli...
İSKENDER GÜNEN: GEÇ BİLE ...
Görünen o ki her şey güllük gülistanlık. TFF'nin çok daha önce böyle bir kararı hayata geçirmesi gerekirdi. Sezon başı bu karar hayata geçse kulüplerin hiç değilse kadrodaki yabancılardan faydalanma şansı vardı fakat 5+3 olduğu için yabancılar paraları verilerek gönderilmek zorunda kalındı!Belli kriterlerin gerekliliği şart. Yoksa ülkemiz yabancı oyuncu müzesine döner. Bu kararda eksik kalan yer ise 14 yerli oyuncudan sadece birinin alt yapıdan gelecek olması. Bu sayı artırılmalıydı. Olumlu yansıyacak. Çünkü artık Türk oyuncular da rekabet için kendilerini geliştirmek zorunda kalacak.
GÜRCAN BİLGİÇ: TEMBELLERE VEDA
Kesinlikle önünü açacaktır. Artan maliyetler oyuncularımızı paraya endeksledi ve yabancı sınırlaması, kalite yetersizliklerine rağmen birçok yerli, önemli paralar kazanıp, Süper Lig'de oynadı, hala oynuyor. Kulüplerin sahada 11 yabancı kullanma olanaklarıyla beraber bu oyuncuların büyük bir kısmı bir alt lige gidecekler. Oradaki parayı beğenmeyenler Avrupa'nın orta düzey liglerine transfer olacaklar. Türkiye'de çok kazanıp tembellik yapıyorlardı. Artık çok çalışıp çok kazanmak durumundalar. Milli Takım'ın haline baktığımızda grup üçüncülerinin bile gittiği Avrupa şampiyonasına katılamıyoruz. Ve bu süreçte yabancı sayısını da kısıtladık ama yine de oyuncu yetiştiremedik. Demek ki sorun eğitimde! Artık buranın düzenlenmesi gerekiyor. Altyapı hocalarını daha kaliteli, daha iyi eğitim alır hale getirerek genç çocukları sistemin içine katmalıyız. Buradaki çarklar işlediğinde Milli Takım'ın da oyuncu problemi kalmayacak. Sorun yabancı sayısında değil, altyapıdaki eğitim kalitesinde
ÖMER ÜRÜNDÜL: ASIL SUÇLU...
Tartışmaya açık bir karar ve benim felsefeme uymuyor. Bence sistemi olmayan futbolumuzda aşama kaydedebilmemiz için çok sayıda Türk'ün oynaması gerekiyor. Bu karar alınırken "Türk futbolcuların transfer ücretleri çok yükseliyor" denildi ama bunu yükselten zaten kulüpler. Bir uygulama hakkında karar alınırken üç sene içinde böyle çelişkiler yaşanmaması lazım. Önce 6+2, sonra 6+0, sonunda 5+3 ve şimdi ise tamamen serbest! Galatasaray , UEFA şampiyonu olduğu zaman 3 yabancısı vardı ve aynı jenerasyonla Milliler, dünya üçüncüsü oldu. Bir karşıt örnek de İngiltere'den: Premier Lig dünyanın bir numaralı ligi, yabancı sınırsız ama futbolda ekol sahibi olan İngiltere milli takımı başarısız!
ERMAN TOROĞLU: YERLİ MALI!
Bu iki soruya yanıt vermek yerine tüm olayı bir fıkra üzerinden anlatacağım: Adamın biri 35 yıllık evliymiş. Güzel bir şekilde 30 sene devam eden evliliğin son 5 senesinde adam Rus bir kadına gönlünü kaptırıyor ve evliliklerinin son 5 yılı böyle devam ediyor. Bunu fark eden eş, boşanma davası açıyor. Mahkemede hakim önce kadını dinliyor: "Evliliğimiz 30 sene çok güzel gitti. Ama ne olduysa son 5 senede oldu. Eşim 5 senedir bir Rus'la beraber. Artık ayrılmak istiyorum." Ardından hakim adama söz veriyor: "30 sene güzel bir evlilik geçirdik. Ama son 5 senedir bir Rus'la beraberim. Eşim kendisini aldattığımı söyledi. Ama eşim beni 30 senedir kadınım diye aldattı." Bu fıkra yerli futbolcuların kulağına küpe olsun.
AHMET ÇAKAR: İHANET
Bu karar, Türk futbolunun bitiş kararıdır. Önümüzdeki yıllar bu kararın Türk futboluna ne kadar olumsuzluklar getireceğini tüm spor kamuoyu görecek. İlk etapta yerlilerin çok şişmiş fiyatlarını düşürecek gibi görünse de daha sonra bu karar vasıfsız, manasız, abuk subuk birçok yabancının liglerimizde oynamasına neden olacak. Üstelik bütçeler çok daha fazla aşınacak. Kötü niyetli idareciler, sahtekar menajerlerle iş birliği yapıp kulüpleri soyacaklar. Bir gün gelecek İstiklal Marşı okunurken sahadaki 22 futbolcunun 15-16 tanesi farklı milletlerden olacak. Bu karar, altyapıların fişini çekmektir. İdareciler altyapıya eğiliyormuş gibi yapıp TFF'nin talimatlarını yerine getirecekler ama aşağıdan bir oyuncu yetiştirip onu önce oynatıp sonra büyük rakamlara satma eğilimine hiç gitmeyecekler. Sakın Türk halkı biraz sonra söyleyeceğim laflarla kandırılmasın: Türk futbolcu gitsin yabancı ülkede oynasın. Bir kez Türk futbolcular vergi vermiyor. Kulüpler yüzde 15 stopajla işi bitiriyorlar. Yurtdışında oynarsa aldığı paranın yarısını o ülkeye vergi olarak ödemek zorunda kalacak. Verginin eşit olmadığı yerde serbest pazar ekonomisi olabilir mi? Bu iş tabii ki idarecileri mutlu edecek. Menajerleri çoktan etti bile. Bu kararın altına imza atmak Türk futboluna ihanettir.