Bu hafta Spor Toto Süper Lig'de 7 maç aynı gün ve aynı saatte başladı. Şampiyonlar Ligi'ne direk katılma mücadelesini yakından ilgilendiren maçlarda Galatasaray Elazığspor'a, Beşiktaş ise Sivasspor'a konuk oldu. Bu maçlar için neler söyleyeceksiniz?
Yani artık kimsenin, özellikle yukarıdakilerin herhangi bir oynama arzuları yok. Ben Elazığspor – Galatasaray maçını seyrettim. Büyük takımların içinde Galatasaray en iddialı olması gereken takım. Çünkü boğazına kadar borç içine gömülmüş ve bu ekonomik durum içinde Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan girmek Galatasaray'a nefes aldıracak. Buna rağmen Galatasaray sahada ölü gibi dolaşıyordu. Yani bunlar sezonu kapatmışlar. Yönetimler de kapatmış. Şimdi düşün Galatasaray ile yarışan Beşiktaş. Beşiktaş Kulübü'nün başkanı "Fener şampiyonluk kutlasın" diye demeç veriyor ve de bu hafta Biliç'in uyarısına rağmen ve "Önümüzdeki iki hafta ikincilik yolunda çok önemli maçlarımız var arkadaşlar. Lütfen kendinize dikkat edin. Hele bu gece maç yorgunusunuz. Erken yatın" demesine rağmen saat sabahın 5'inde tabancaların patladığı sabıkalı bir gece kulübünde yakalanan ve de yaralanan adamları alıp Sivas'a maça götürüyor. Beşiktaş maçı 3-0 İstanbul'da kaybetti. Beşiktaş'ı Fikret Orman 3-0 mağlup etti zaten. O Sivas'taki sadece skorun tabelaya yazılması. O adamların hepsine gereğini yaparım ben ibret-i alem için sonra gider orada 5-0 da yenilirim. Ne fark eder! İşte şimdi hem itibar olarak rezil oldular hem de tabelada rezil oldular. Buyur! Hepsini götürdü futbolcuların. Sonra ne oldu? Böyle bir rezalet olur mu ya? Çok ağır bir deyim kullanıyorum ama bunların yaptığı resmen dolandırıcılık! Önce kulübü dolandırıyorlar, eşek yükü ile para alarak sonra beni dolandırıyorlar seyirci olarak maç ya da televizyonun önünde. Bu milyonluk adamları seyredeceğim diye ben program yapmıyorum, başka şeylerden vazgeçip onu seçiyorum. Ama adam sabahın beşinde gece kulübünden çıkıp maça geliyor. Parasını benim ödediğim adam!.. Televizyona verdiğim paralarla alıyorlar o milyonları. Benim kulübe verdiğim paralarla alıyorlar o milyonları. Fikret Orman ya da Ünal Aysal ya da Aziz Yıldırım'ın banknot fabrikaları yok, para basmıyorlar. Ben onları seyretmek için para ödüyorum. Bu para onların cebine giriyor ve onlar o paralarla "Linda" peşinde koşuyor. Adı Linda'ymış, Bu gerizekalı futbolcuları yolan tipler var ya İstanbul'da… Bunlar belli gece kulüplerinde eğleniyormuş. Daha dün sabah öğrendim. Maçtan çıkınca bu azgınlar doğru en çok Linda'sı olan kulübe giderlermiş, o Linda'yı başkası daha önce ayarlamışsa hadi uzaktan onu kesme numarası. Başkasının daha önce kestiği Linda'yı sen de kesmeye başladığın zaman kavgalar, gürültüler, tabancalar... Futbolcu yaşamı bu!.. Ve bu yıllardan beri böyle. Türkiye'de gazeteciler korkak! Bana bugün anlatıyorlar. Roberto Carlos ve Kazım'ın Fenerbahçe'den kovulma sebebiymiş bu alemler. Roberto Carlos, Türkiye'ye gelen en ünlü adam, Drogba'dan da ünlü. Madem biliyordunuz niye yazmıyorsunuz? Türkiye'de medya yok, yönetimlerin hali bu. Biz de bir yandan dolandırılıyoruz bir yandan da taraftarlık, holiganlık uğruna birbirimizi dövüp, öldürüyoruz!
İkincilik için Beşiktaş ile yarışan Galatasaray, Elazığ'ı tek golle geçti. Kasımpaşa yenilgisinden sonra farklı bir kadro ile çıktı Galatasaray. Eboue yabancı kontenjanına takıldı. Kadroyu nasıl buldunuz? Maçın geneli ile ilgili neler söyleyeceksiniz?
Galatasaray futbol falan oynamıyor. Galatasaray artık bırakmış. Mancini için şaşırıyor musun? Mancini ile ilgili söylediklerime ekleyecek hiçbir şey yok. Mancini Galatasaray'ı oyuncak yapmış, Galatasaray'ın başkanı yok. Ünal Aysal'ın futbolla ve de başkanlıkla uzaktan yakından alakası yok. "Galatasaray'ın gelmiş geçmiş en acemi başkanı" diyen Fatih Altaylı'yı mahkemeye verdiler. Mahkemeye verdiklerini de Galatasaray TV'den ilan ediyorlar. Ben de diyorum "Ünal Aysal, Galatasaray'ın gelmiş geçmiş en acemi başkanı" Ben Ünal Aysal'ı Galatasaray'da stajyer bile yapmam. Yani yedek kurulu üyesi yapmam, değil başkan. O kadar kötü bir başkan Ünal Aysal.