Terim'in gönderilmesinin hemen ardından 'Mancini' isminin ortaya çıkması ve 5 gün içinde İstanbul'a gelmesi de ilginç...
Bana sorarsan, kişisel kanaatimi söylüyorum: Mancini'nin ayağına
Bülent Tulun'un gitmeleri, Mancini'nin İstanbul'a gelmeleri, sabahlara kadar süren toplantılar
hepsi hikaye...
Mancini ile prensip anlaşması, Fatih Terim görevdeyken yapılmıştı. 'Sırf Fatih Terim gitti, hemen ardından Mancini geldi' denmesin diye bir
tiyatro oynanıyor. 'Fatih Terim'den sonra Mancini ile temasa geçildi' şovu yapılıyor Galatasaray camiasına ve Türk kamuoyuna...
Bonuslar hariç yıllık 4.5 milyon euro'luk bir ücretten bahsediliyor. Rekor bir rakam... Türkiye ve Galatasaray'ın şartlarını düşündüğünüzde bu rakamların verilmesi normal mi?
Spor Bakanı,
"Kulüpler Yasası'nın çıkması için kulüplerin çalışmasını bekliyoruz" diye kamuoyunu
aldatmaya devam ediyor. Bugünün kulüp başkanları ve yöneticileri, Kulüpler Yasası'nı çıkarırlar mı!..
Ünal Aysal geldiği zaman Galatasaray'ın borcu neydi, bugün ne!..
Yıldırım Demirören, Beşiktaş'ı batırdı gitti, üstelik şimdi kendi verdiği paraları da geri istiyor! Neden; geç kulübün başına, milyonlarca borca sok, kabul edenler-etmeyenler; edilmiştir! İbra ol git...
Hiçbir sorumluluğun yok ondan sonra... Yarın olağanüstü kongre yapılır, Ünal Aysal kaybolur gider, başkası gelir, Ünal Aysal
bir kuruş ödemek zorunda değil. O zaman Mancini'ye bu kadar parayı vermesin! Drogba'ya, Sneijder'e verdiği gibi...
Gazetelerde adı geçsin, 'manşet olsun' diye Galatasaray camiasının parasıyla
hovardalık yapıyor! Bunun Anadolu'da güzel bir lafı vardır ama şimdi yeri değil...
Olağanüstü kongre kararı alması, ilk yönetimindeki muhalif sesleri kesip atması, Terim'i kovması üzerine, 'Diktatör' benzetmesi yapıldı.
'Diktatör' demek kadar aptalca bir şey olmaz. Çünkü diktatör o diktayı kaybettiği anda kellesini de kaybeder. Ünal Aysal, hiçbir şey kaybetmeyecek.
Diktatör ötesi Ünal Aysal...
'Yönetim Kurulu' diye toplanmış
kafa sallayıcıları var. 'Terim'in gönderilmesi kararı ittifakla çıkmadı' deniyor, niye biri çıkıp konuşamıyor Koskoca Galatasaray Yönetim Kurulu'nda!.. Yakın arkadaşım
Özkan Olcay dahil, Galatasaray'ın şu anki yönetimindeki en kıdemli yöneticisi o... Galatasaray'ı en iyi bilen adam o...
'Hayır! Ben itiraz ettim. Ben sonuna kadar direndim' niye diyemiyor! Çünkü diyenleri Ünal Aysal'ın nasıl
kapıya koyduğunu biliyor.
Sedat Doğan benim kardeşim... Tanıyamıyorum! Ben Sedat Doğan'ı çok iyi bir liseli olarak tanırdım meğer
en dazlak liseciymiş! Seneler senesi benden bile gizlemiş. Ünal Aysal'ın karşısında
hazır ol vaziyette duruyor Sedat! Bütün yönetim öyle... Bir kişi çıkıp konuşmaz mı ya!..
Türk spor tarihinin en uyumlu yönetimi!
Ne alakası var dikta ile!.. Ünal Aysal kızıyormuş. Ben de söylüyorum; 'Diktatör değil.' Çünkü ödeyeceği bir tek hesap yok maddi-manevi... Canı istediği zaman şapkasını alır gider. Galatasaray Kongresi onu kovduğu zaman da gene şapkasını alır gider. Çünkü Kulüpler Yasası yok.
Spor Bakanı da hala bekliyor ki bu yasadan başı derde girecek yöneticiler o yasayı çıkarsınlar! Yok ya... Herkes bir
aldatmacanın içinde...