Gençlik ve Spor Bakanı
Suat Kılıç,
UEFA Disiplin Kurulu'nun
Fenerbahçe Futbol Takımı'na Avrupa kupalarında verdiği seyircisiz oynama cezasının kendilerini derinden üzdüğünü ve yaraladığını ifade ederek, sarı-lacivertli kulübün UEFA nezdindeki girişimlerinde, haklarının korunması yönünde tavırlarını ortaya koyacaklarını söyledi.
Point Otel'de düzenlenen ''Uluslararası Spor Zirvesi''nden ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Kılıç, bir soru üzerine Fenerbahçe'ye verilen cezaya ilişkin değerlendirme yaptı. Fenerbahçe'ye UEFA nezdinde yapacağı girişimlerde Bakanlık olarak destek vereceklerini kaydeden Bakan Kılıç, şöyle konuştu:
''Bir Türk takımının aldığı ceza, nedeni her ne olursa olsun bizi derinden üzer ve yaralar. Hele ki bu maç Avrupa kupaları yolunda kritik bir maçsa ve Avrupa kupaları yolundaki kritik bir maçı kendi sahamızda seyircisiz oynamak mecburiyetinde kalıyorsak, bu daha da yaralayıcı ve üzücü bir durum. Fenerbahçe mücadelesine devam edecektir. Türkiye Futbol Federasyonu, Fenerbahçe'nin UEFA nezdindeki girişimlerine destek verecektir. Bu anlamda Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak biz de bu süreçlerde Fenerbahçe'nin haklarının korunması yönünde tavrımızı ortaya koyacağız.''
-''6222 sayılı kanun, müştereken uygulanması gereken bir kanundur''-
Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair çıkarılan 6222 sayılı kanunun harfiyen ve cidden uygulanması konusunda tüm taraflara kararlı ve ısrarlı çağrılarda bulunduklarını hatırlatan Bakan Kılıç, kanunu tek başına polisin uygulayamayacağını kaydetti.
Kanunun yönetmeliğini çıkardıklarını hatırlatarak, bunun tüm kesimlerin müştereken uygulaması gereken bir kanun olduğunu vurgulayan Suat Kılıç, şöyle konuştu:
''Bu kanunu tek başına savcıların ya da hakimlerin uygulaması da mümkün değil. Polisiyle, savcısıyla, federasyonuyla, kulübüyle, taraftar dernekleriyle birlikte tüm kesimlerin müştereken uygulaması gereken bir kanundur. Bu kanunun yönetmeliğini çıkardık ve resmi gazetede yayımladık. Bu yönetmelikte Futbol Federasyonu'na, futbol kulüplerine, taraftar derneklerine düşen görevler var. Bugünden tezi yok tüm tarafların, gerekirse Spor Genel Müdürlüğü'nün koordinasyonunda bir araya gelmeleri ve kanunun uygulanmasıyla ilgili hassasiyetleri bir daha ve yeniden gözden geçirmeleri lazım. Bir kişinin bir camiayı bu kadar zor durumda bırakmasına kimsenin seyirci kalmaması lazım. Ben bunu dediğimde 'Polis ne güne duruyor, kanunu uygulasın' diyenler var. Polis tek başına bu kanunu uygulayarak başarı sağlayamaz. Kulüpler ve taraftar dernekleri de artık üzerine düşen görevi yerine getirmek zorunda.''
-''Tüm taraflar yönetmeliği okursa, sayfalar dolusu madde var''-
Suat Kılıç, kulüplerin işi daha çok devlet tarafına atarak ''6222 sayılı kanunu biz uygulayamayız, böyle bir yetkimiz yok'' dedikleri ifade edilerek yöneltilen soru üzerine de, yönetmeliklerde herkese düşen görevin açıkça belirtildiğini bildirdi ve şunları kaydetti:
''Tüm taraflar bu yönetmeliği alır okurlarsa, sayfalar dolusu madde var orada. Taraftar derneklerine, kulüplere, Futbol Federasyonu'na, Spor Genel Müdürlüğü'ne düşen görevler var. Eğer ki herkes görevlerinin gereklerini yerine getirirse ortada problem kalmayacaktır. Kimse demiyor ki, 6222 ile alakalı soruşturmayı kulüpler açsın. Kulüplerin elbette ki soruşturma açma yetkisi yok. Ancak 6222'nin sahadaki, stadyum dışındaki uygulamasıyla ilgili, taraftar derneklerine vazifelerinin hatırlatılmasına yönelik gereklilikleriyle ilgili olarak kulüplerin de yapması gerekenler var. Bunlar yapılmalı. Yazıktır, günahtır. Fenerbahçe bir Türk takımı. Maliyetler ortada. Avrupa kupalarında Türkiye'yi temsil etmesi, başarılı olması, hem kendi puanını hem Türkiye'nin puanını artırması toplumsal beklentiyken, sorumsuz bir kişinin ya da grubun tek başına yaptığı eylemle bir camiayı bu kadar güç duruma sokmasına hiç kimsenin seyirci kalmaması lazım.''
-Gençlik treni-
Bu arada, Gençlik Treni'nde artık kızların ve erkeklerin ayrı seyahat ettikleri yönünde bir açıklaması olduğu hatırlatılan Bakan Suat Kılıç, Gençlik Treni başladığından itibaren kızlar ve erkeklerin hiçbir zaman bir arada seyahat etmediklerini belirterek, şöyle konuştu:
''Geçen yıl yaz aylarında 200 bin gencimizi programlara aldık. Bu yıl 500 bin hedef, önümüzdeki yaz 1 milyon. Ya 3-5 bin kişiyle bu işi sınırlandıracaksınız ve karma yapacaksınız, ya da hedefleriniz milyonluksa, güvenliklerini sağlamak üzere tekin ve emniyetli bir şekilde ailelerin emanet ettiği gençleri, aynı şekilde ağırlayabilmek ve beklentilerine cevap verebilmek üzere bir program yapılacaksa ve sayı milyonlara ulaşacaksa da bu tür önlemler almak kaçınılmaz. Bizim yaptığımız tamamen kendi güvenliğimizi ve çocuklarımızın güvenliğini sağlamaya yönelik tedbirdir. Yılın 52 haftası var, bizim programlar 1 hafta devam ediyor. Bu işten rahatsız olanlar varsa kalan 51 hafta, herkesin dilediği gibi geçirebileceği ve kullanabileceği bir 51 haftadır. Yılın bir haftasında biz programlarımızı bu şekilde açıyoruz. Arzu eden katılır, arzu etmeyen katılmaz. Benim gördüğüm kadarıyla kızlarımızın bu işten bir rahatsızlığı yok. Çünkü yüzde 30 olan katılım oranları yüzde 51'e ulaştı 2012 yaz aylarında.''