Alex krizi sonrası çıktığı sınavda, Kocaman döneminde Avrupa'daki ilk doyurucu sonucu aldı Fenerbahçe. Ama hem saha içinde hem de dışında "post Alex" dönemi için kafalar hâlâ karışık.
"Herkes Alex'le Aykut Hoca'yı konuşuyor, bize dokunan olmaz" tembelliği yerini, "Artık deniz bitti, Alex gibi efsaneyi gözden çıkaran bize ne yapmaz"
ciddiyetine bırakmıştı Almanya'da…
Takım, maçın belli bölümlerinde de olsa rakibi presle çıkarmıyor, baskı yediği anlarda da alışılmış panik tuşuna basmak yerine pasla çıkmayı deniyordu. İyi de ne kadar büyük olursa olsun tek bir oyuncunun valizini toplaması bir takıma bu kadar etki edebilir mi?
Taze kriz adamı, Alex'in kankası Christian başta, sezon başından beri ayağını sürüyerek oynayan futbolculardaki bu marjinal değişim beraberinde soru işaretleri de getiriyor…
1) Sahadaki tablo "Alex takımın altını oyuyor" tezini çürütüyor. Alex'le bir olup Aykut Hoca'nın kuyusunu kazmak isteyen bir futbolcu grubu, bu maçta da "şakacıktan oynar", hocayı hepten bir cenderenin içine sokardı. Ama tersi oldu…