SÜLEYMAN SEBA'YI YANLIŞ BİLGİLENDİRDİLER
Süleyman Seba'nın başkanlığının son döneminde de yönetime tepkileri olmuştu taraftarların. Hatta 'Ahmet Dursun Seba gitsin' diye bir slogan ortaya çıkmıştı. Hala da konuşulan bir slogandır. Bu slogan tam olarak nasıl ortaya çıkmıştı?
Ahmet Dursun diye bir futbolcu olmasaydı öyle bir slogan oluşmazdı. İnsanlar o anlığına bir şey söylediler ve insanların diline, kulağına kolay geldi.
Sloganın ilk çıkış maçı hangisiydi hatırlıyor musun?
Net hatırlamıyorum ama Antalyaspor maçı olabilir. İnsanlar biraz balık hafızalı ve geçmişi çok çabuk unutuyorlar. Serdar Bilgili'yi bile bütün stadın küfredip gönderdiğini söylüyorlar halbuki öyle bir şey olmadı. Hatta ben evde öğrendim Serdar Bilgili'nin küfürden dolayı istifa ettiğini. Numaralı tribünden 15 kişi bireysel olarak küfretmiş, onun üzerine çekip gitmiş. Yani stattan herhangi bir şey olmadı. Kendisinin iş yeri de Beşiktaş'ta, çoğu zaman da karşılaşıyoruz.
1998 kongresinde Süleyman Seba 'Ben 2 sene daha rica ediyorum sizlerden, ondan sonra bırakacağım' diyor ve ayakta alkışlanıyor. Nasıl ki Yıldırım Demirören'e internetten, şuradan buradan saldırı başladı ve bu statta son buldu, Süleyman Seba döneminde de aynısı oldu. Birçok şey baskı oluşturdu o dönemde de. Tribüne gelenler gidenler, herkes bir şey söylüyordu ve inanılmaz boyutlara çıktı tepkiler. Takım bayağı kötü gidiyordu. İsim vermek istemiyorum ama hep kapalının ortası suçlandı, Çarşı'ya hep bir şeyler söylendi. Ben küfür edildiğini falan hatırlamıyorum Süleyman Seba'ya. Hep yanlış bilgi bunlar. O dönem Beşiktaş Basketbol Takımı küme düşmüştü. 'Basketbolu düşüren yönetim gider' diye bir tezahürat vardı, kapalının herhangi bir yerinden çıkmıştı. Çarşı ile falan alakalı bir yer değildi. Herkes yapar eder ama kumu temizlemek bize kalır ya hani, bu onun gibi bir şey. Nasılsa o dönemlerde yapılan yapılmış, şu anda o dönemlerden bugüne sen varsın, insanlar o yüzden sana ateş ediyor kafasında.
Biz o zaman 29-30 yaşındaydık, söz sahibi değildik. İnsanların üzerine devamlı bir şey isnat etmek doğru değil. O zaman belki öyle gerekiyordu, o zamanki futbol takımının yapısı vs. irdelenmesi gereken olaylardır. Her başarısız başkandan sonra 'Ah Süleyman Seba neredesin!' cümlesi bence gerçeği yansıtmıyor. Dünya literatüründe kimler geldi geçti; De Gaulle'ler, Kennedy'ler, Mao'lar, Mussolini'ler… İyi ya da kötü, bunların hepsinin bir devri vardı. Yani kalkıp da suç isnat ederek 'siz yaptınız' demek doğru değil. Halbuki hep yalan. 'Siz' dediğiniz nerede? 3 kişi mi, 5 kişi mi, bin kişi mi, tüm camia mı? Sayın Süleyman Seba'nın da bu konularla ilgili aradaki bazı kişiler tarafından yanlış bilgilendirildiğini tahmin ediyorum. Süleyman Seba bizim derneğimize gelen, oturup çay içtiğimiz biri insandı. Ne oldu da böyle bir anda…
Gerçi çekildiğini açıkladı ama Serdal Adalı'nın adaylık için adının ilk geçtiği anda ne düşündünüz? Sonuç olarak şike soruşturmasının sanıklarından biri...
Devletin önde gelenlerine, kurumlara danışılmıştır diye düşünüyorum. Tek başına karar verip de çıktığını zannetmiyorum. Mutlaka danışmıştır avukatlara, hakimlere ve öyle çıkmıştır. Bugün Sadri Şener'in de davası devam ediyor ama başkan sonuçta...