14. Dünya Salon Atletizm Şampiyonası Türkiye'de yapıldı. Gelen tepkiler olumlu. Bir bakıma 2020 Olimpiyatları'nın provası niteliğinde olduğu söylenen organizasyonu nasıl buldunuz?
Oyunları kazasız belasız geçirdik. O kadar. Ama oyunlarda bir görkem yoktu. Görkem iki şeyde olur;
1- Salon büyüler seni. Pekin'deki salonda daha hiçbir yarış başlamadan ekranda gördüğümüz zaman büyülenmedik mi? 'Vay' dedik ve ertesi gün bütün gazeteler 'Çin'de öyle bir salon yapılmış ki' haberleriyle doluydu. Mimarından bilmem nesine, inşaatına... Çünkü o salon çarpıyordu. Bu, gecekondu, bir prefabrik... Bir arsanın üzerine örtmüşler, portatif tribün koymuşlar, olmuş sana salon. Bundan öte değil. Katiyen kimse kimseyi aldatmasın! Yani o TRT açılışı yayınlarken resmen yağcılık yapacağım diye bu salonu Başbakan'a mal etti. Ben Başbakan olsam o yayını yapanları oradan kovdururdum. Bunların Başbakan'ın vizyonundan haberleri yok. O Çılgın Proje'yi düşünen adamı gözünüzün önüne getirin. İstanbul'a ikinci boğazı açacak adamı. AKM'nin yerine bütün dünyaya örnek olacak bir kültür merkezini kafasında planlayan adamı düşünün. İstanbul'un gecekondu semtlerini çağdaş, yaşanılabilir uydu kentlere dönüştürmeyi düşünen devlet adamının vizyonunu düşünün… Sonra bu prefabrik... O Başbakan'ın vizyonu bu öyle mi? Ayıptır! Başbakan'ı övdüklerini, Başbakan'a yarandıklarını zannedenler Başbakan'ı zerre kadar tanımadıklarını gösterdiler bu salonu ona mal ederek. Türkiye'de bu dünya şampiyonasının yapılacağı bir salon vardı. Olimpiyatlar için inşa edilen çok amaçlı Sinan Erdem Salonu. Turgay Demirel zamanın yöneticilerini tuzağa düşürüp o salonu basketbola tahsis ettirince, biz de dünya şampiyonasını 'Burada yapacağız' diyerek aldık. Geri vermemize de imkân yok, rezil oluruz. Apar topar bir salon yetiştirmek zorundaydık. Başbakan'ın ve Spor Bakanı'nın bu işteki başarısı kısa zamanda o arsanın üstünü örtmektir ve bu şampiyonanın yapılabilir hale gelmesini sağlamaktır. O kadar! Buna teşekkür et. 'Burası üç ay evvel bir arsaydı ama bugün burada dünya şampiyonası yapabiliyoruz' dersin, tamam.
Ama bir prefabrik gecekonduya 'Bu ne görkemli salon' dedin mi senin Başbakan'ın vizyonundan zerre kadar haberin olmadığı ortaya çıkar.
2- Yarışan atletlerin süperstar olması etkiler, olayı büyütür. Yani ilk anda salon seni çarpar, arkadan da o salonun içinde muhteşem yarışlar olur. Hangi yarış olursa olsun; atletizm, yüzme, basketbol, voleybol, tenis ne yaparsan yap. Mesela Sinan Erdem'de hem salon güzeldi hem de tenisçiler dünyanın en iyi sekiz tenisçisiydi. Öyle yapılıyor çünkü. O senenin klasmandaki ilk sekizi gelip orada oynuyorlar. Dünyanın en iyi kadın tenisçileri geldi oraya. Burada dünyanın en iyi atletleri de yok. Derme çatma bir salon, büyük atletlerin kalkıp gelmediği... Merakla beklediğimiz bir tane yarışma 'Vay ne olacak' yok. Bir atletizm sever olarak ben bir tek gün evimden arabamla 15 dakika mesafedeki salona gitmedim. Televizyon bana yetti çünkü beni oraya götürüp çıplak gözle seyretme arzusu veren bir yarış yoktu. Usain Bolt ile Asafa Powell yarışsaydı 60 metre ben giderdim, bütün dünya da giderdi. Ama iki tarihi dopingci Justin Gatlin ile Dwain Chambers beni oraya götürmez.