Usta kalem Hıncal Uluç, geçtiğimiz haftaya damgasını vuran spor olaylarını sabahspor.com okuyucuları için değerlendirdi.
Uluç;
"Belediye 4-2 kazansın ve bu ikinci sarıdan, kırmızılar, Belediye aleyhine çıkarılmamış olsun. Cüneyt Çakır, Türkiye'de bir daha hakemlik yapabilir miydi?
Fenerbahçelilere birinci sarı kart çıkarmak, 'Çocuklar bundan sonra her şeyi yapmakta özgürsünüz' demek... Özgürlük beratı...
Türkiye'de Fenerbahçe aleyhine olduğunda hakemlik yaptırmazlar sana... Sıkıyorsa Saracoğlu Stadı'nda 'kırmızıyı göster' bakalım. Kritik bir skorda 'Penaltıyı çal' bakalım... Bitirirler seni... Cüneyt Çakır gayet iyi biliyor ki Fenerbahçe'ye kırmızı kartları çıkartmazsa en fazla kulağı çekilir.
İlk devre 3-0, 4-0 bitseydi Kocaman bugün yoktu.
Aykut Kocaman hayat boyu, milli takım hocalığına gelmeyeceğini biliyor. Gelebileceği en iyi yer Fenerbahçe hocalığı...
Ben Beşiktaş'ın yerinde olsam sahaya çıkmam ve arkadan da Tahkim'e, CAS'a giderim arkadaş!..
Beşiktaş'ta yönetim yok. Guti memleketine gidiyor, sevgilisiyle resmini twitter'a koyuyor. Alay ediyor, resmen dalga geçiyor. Beşiktaş yönetimi ne yapıyor?"
Fenerbahçe, İstanbul Büyükşehir Belediye'yi 4-2 mağlup ederek liderliğe yükseldi. Belediye ilk yarı etkiliydi ama ikinci yarı çözüldü. Maçta tartışılan pozisyonlar da vardı. Maç ve Cüneyt Çakır'ın yönetimiyle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Belediye'nin etkili oyunu yok ilk yarıda... Gördüğüm en kötü Fenerbahçe savunması var. Top çıkaramıyor, ayakta duramıyor, gedikler veriyor yani Belediye gibi bir takım böyle bir savunmayı nasıl delik deşik etmez, anlamak mümkün değil. Ben bu kadar laubali, bu kadar gayrı ciddi, bu kadar ruhsuz oynayan bir Belediye görmedim ki senelerdir ne diyorum sana: "Bu Belediye sadece büyük maçları oynar. Çünkü büyük maçlarda televizyon ve medya oradadır. Kendini göstermek ister Abdullah Avcı, kendini göstermek ister Belediyeli futbolcu... Hayret!.. Afyon yutmuş gibiydiler...
Normal bir Belediye, mesela Galatasaray'ın karşısındaki Belediye böyle bir ilk yarıda dörtlerdi. Ama o kadar ruhsuz ve kötü oynadı ki Belediye; maçı Fenerbahçe'nin kazanacağı ortaya çıktı. Neden; çünkü böyle ölü gibi geden maçlarda Fenerbahçe'nin usta ayakları, bir an bir gol pozisyonu buluyor ve değerlendiriyor.
İlk devre 0-0 bitince, maçı Fenerbahçe'nin alacağı ortaya çıktı. Çünkü Fenerbahçe, Belediye değil. Fenerbahçe bir yerde pozisyon bulur ve golü atar. Üç tane attı, bir tane değil... Ama sonra iki gol var. Ama o iki gol de Belediye'nin attığı değil, Volkan'ın yediği goller.
Cuma akşamı milli takımımızın kalesinde Almanya'ya karşı böyle oynayacaksa Volkan, yandık. On tane falan yeriz...
3-0'lık skor en çok Volkan'ı etkiledi. Maçtan düştü. İnanamadım!..
Maçın üzerindeki en tartışılması gereken adamı Cüneyt Çakır... Ama medyamız, iş Fenerbahçe'nin lehine olduğu için bu konuları tartışmıyor.
Bir tek Ahmet Çakar... Ahmet Çakar da "Kulağını çekerim" diyor. Yani 'Cüneyt bu defa kulağını çekerim.' 'Seni severim, iyi hakemsin ama hımm' dersin ya yakınına!..
"Kulağını çekerim" dediği pozisyonlar ne? Maçın birinci yarısında Orhan Şam'a çok net, ikinci sarıyı göstermemesi!.. Fenerbahçe skor 0-0'ken on kişi kalacak. Çok daha net bir pozisyonda, Gökhan Gönül'e 85. dakikada ikinci sarı kartı gösteremedi. O sırada skor 3-2 ve sular seller gibi geliyor Belediye... Fenerbahçe paniklemiş, Belediye de 'Puan alayım' diye bastırıyor. Cüneyt Çakır o sırada Gökhan Gönül'e kırmızı kartı göstermiyor.
İkinci sarıdan, kırmızılar, sadece o maçı etkilemiyor, Fenerbahçe'nin ondan sonraki maçını da etkiliyor. Bu iki adam eksilecekken, hayır bu iki adam sonraki maçta da takımdaki yerini alacak.
Fenerbahçe'ye karşı özellikle Saracoğlu'nda hakemler, ikinci sarıyı gösteremiyorlar. Bu biline biline Cüneyt Çakır, iki Fenerbahçeliye, maçın çok kritik anında iki kırmızı kartı göstermiyor; bir tek yorumcu, "Kulağını çekerim ha..." diyor. Bu kadar...
Şimdi tabloyu tersine çevirin; Belediye 4-2 kazansın ve bu ikinci sarıdan, kırmızılar, Belediye aleyhine çıkarılmamış olsun. Cüneyt Çakır, Türkiye'de bir daha hakemlik yapabilir miydi? 'Fenerbahçe maçına verilir miydi?' falan demiyorum; Cüneyt Çakır Türkiye'de bir daha hakemlik yapabilir miydi? Bu medya Cüneyt Çakır'ı bitirirdi. Kulak çekenler, kelle alırlardı. Erman Toroğlu'nda satır yoktu, neredeyse...
Birçok yazarda ve gazetede yoktu.
Hayır; ben hakemleri söylüyorum. Yazarlar zaten yazmıyor... Geçiniz... Ama Erman Toroğlu da Ahmet Çakar da Türkiye'nin tarihine geçmiş önemli hakemler. Televizyon tarihine de geçmiş önemli hakem yorumcuları... Bir tanesi yazısına 'Ne yaptın, Cüneyt Çakır' diye giremiyor. 'Bu kararsızlığınla hem bu maçın hem de Fenerbahçe'nin gelecek maçının sonucunu etkiliyorsun...' diyemiyor!.. 'Birinciyi cart diye çıkarıyorsun da ikincide niye elin tutuluyor' diye soramıyor!
8. dakikaydı, Orhan Şam'a ilk sarı kartı çıkardığında... "Vay anasını" dedim ben... Ama sonra aklıma geldi ki Saracoğlu'nda, Fenerbahçelilere birinci sarı kart çıkarmak, 'Çocuklar bundan sonra her şeyi yapmakta özgürsünüz' demek... Özgürlük beratı... 'Abartıyorsun' diyen örnek versin bana...
Bu lafı her zaman söylüyorum, bir kere daha söylüyorum; akıllı hakem çaldığı düdükle ve gösterdiği kartla yanlış yapmaz. Göstermediğin kart ve çalmadığın düdük esastır. Çünkü 'Görmedim' der sıyırırsın. Hele Saracoğlu Stadı ve Fenerbahçe aleyhine olunca hiçbir şeyi görmüyorsun zaten...
Kocaman'ın kadrosunu nasıl buldunuz? Topuz ön liberoda, Orhan sağ bekte, Gökhan Gönül sağ açıktaydı. Caner yedek, Stoch ilk 11'deydi.
Şaşırdım. O da öyle 'Ben bir deneme yapayım' demiş. Yani karşısındaki Belediye, Belediye olsaydı devre 3-0, 4-0 bitseydi Kocaman bugün yoktu.
Maç sonrası iki teknik adam milli takımla ilgili mesajlar verdi. Kocaman, "İyileştirip milli takıma gönderiyoruz. İnşallah sakatlanıp dönmezler" derken, Terim ise "Milli Takım olunca boynumuz kıldan ince. Milli Takım'a hizmet ülkeye hizmettir" dedi. İki açıklamayı karşılaştırdığınızda nasıl bir sonuç çıkartıyorsunuz?
Sonuç açık. Fatih Terim, milli takım hocasıydı. Fatih Terim o şapkayı giymiş, o işi yapmış ve milli takımda çok da büyük başarılara ulaşmış bir hoca... Milli takım hocalığının, ne olduğunu biliyor. Fatih Terim futbolcusuna 'Aman sakatlanmadan gel... Hatta icap ederse kaytar, oynama' demez.
Aykut Kocaman hayat boyu, milli takım hocalığına gelmeyeceğini biliyor. Gelebileceği en iyi yer Fenerbahçe hocalığı...
Aykut Kocaman'ın "Biz iyileştirip gönderiyoruz, sakatlanıp geliyorlar" sözleri aslında kendi futbolcusuna; 'Sakatlanmayın ha!.'
Tabii bunda Gökhan Gönül'ün sakatlığı başta olmak üzere Fenerbahçe ile milli takım doktorları arasında yaşanan tartışmaların da etkisi var.
Milli takımlarda sakatlanmayan futbolcu var mı dünya üzerinde? Arjantin'de, Brezilya'da, İspanya'da... Milli maçlar üstelik takır takır oynanan maçlar.
Mesela Türk futbolcusu için Almanya maçı, Avrupa pazarına çıkış maçı... Türkiye-Almanya maçını bütün dünya seyredecek çünkü... Çocuk da onun bilincinde oynayacak tabii... "Aman ben bu maçta sakatlanmayayım, kenarda kaybolayım sahada" diye değil. "Beni görsünler bir Alman takımına, Bayern'e gideyim" diye düşünecek.
Milli takım Almanya ve Azerbaycan ile karşılaşacak. Deplasmanda oynadığımız iki maçı kaybetmiştik. Sahamızda sonuç alır mıyız?
Türkiye Futbol Federasyonları, en sonunda da Mehmet Ali Aydınlar federasyonu da birbiri ardına aldığı kararlarla Türk futboluyla ve milli takımla ilgilerinin olmadığını gösteriyorlar. 6 yabancı sahada, transfer de serbest. 5 hasbelkader yerli adam oynattın mı bitiyor!.. Nasıl Milli Takım yapacaksın? Bir de böyle "Aman milli takımda sakatlanmayın" diyen hocalar da var!..
Federasyonun, diğer ülkelerin aksine pazartesi gününe maç koyması tepki çekti. Quaresma'yı milli takıma göndermek zorunda kalan Beşiktaş'ın Gaziantep maçının ertelemesi talebi de kabul edilmedi.
Pazartesi gününe maçın konulması tamamen bir gaflet!.. Adamın oyuncusu gidiyor ya!.. Beşiktaş'ta kaç tane Quaresma var? Galatasaray, 'Pazar günü oynuyor' diye, Fenerbahçe 'Cumartesi günü oynuyor' diye bütün adamlarını oynatıyor; Beşiktaş 'Pazartesi oynuyor' diye adamlarını oynatamıyor.
Fener, Galatasaray kazandı, Beşiktaş kazanamadı ne olacak? Bu puan farkıyla Beşiktaş şampiyonluğu kaybederse ne olacak?
Ben Beşiktaş'ın yerinde olsam sahaya çıkmam ve arkadan da Tahkim'e, CAS'a giderim arkadaş!..
Ne olursa olsun bir eşitsizlik söz konusu ki Quaresma, Beşiktaş'ın en büyük silahı...
Portekiz Federasyonu, Quaresma'yı çağırdığı zaman Türkiye Futbol Federasyonu 'Ben göndermiyorum, lig maçım var' diyebiliyor mu? Diyemiyor. Çünkü Portekiz'in elinde kapı gibi FIFA'nın kararı var. Bunu bile bile Beşiktaş'ın maçını 'pazartesi gününe koymak' ne demek? Bu Federasyon tarafsız olduğunu nasıl anlatacak?
Gaflet, dalgınlık. Birisi farkında değil işin ama bunun bedelini niye Beşiktaş ödeyecek? Hafta arasında bir sürü maç oynuyorsun. Beşiktaş'ın Antep maçını da hafta arasında bir yere koyarsın biter gider.
Beşiktaş'taki 'Guti' kriziyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Carvalhal, silmiş gözüküyor İspanyol yıldızı. Doğru mu yapıyor sizce yoksa Guti, Beşiktaş'ta oynamalı mı?
Beşiktaş'ta yönetim yok. Tablo bu... Beşiktaş Avrupa maçı oynarken Guti memleketine gidiyor, sevgilisiyle resmini twitter'a koyuyor. Alay ediyor, resmen dalga geçiyor. Beşiktaş yönetimi ne yapıyor?
Tevez 'Oyuna girmiyorum' dedi mi, demedi mi belli değil; yer yerinden oynuyor. Maçı seyrediyorum seyirci "Go home Tevez", "İstemiyoruz seni" diye pankartlar açıyor. Yönetim hemen toplanıyor, 2 maç ceza veriyor. Yani 'Antrenör oynatmıyor' diye değil; 'Ben sana ceza verdim arkadaş, 2 maç yoksun' diyor yönetim. Guti bütün bunları yaparken Beşiktaş yönetiminde çıt yok!..
'Ben seni kadro harici bıraktım. Bundan sonra A2 takımıyla antrenman yapacaksın. Gelmezsen notere tespit ettirir, mukaveleni feshederim. Ocakta da seni satıyorum' de ki Guti'yi kaybettin hiç olmazsa geri kalanlara 'Burada bir yönetim var' mesajı verebilesin.
Her şey zavallı antrenörün üstüne yıkılmış. Carvalhal oynatmıyor. Kimi oynatmıyor: Beşiktaş ile dalga geçen bir adamı. Ben de oynatmam. Ama benim arkamda yönetim olmalı...
İki tane kötü sonuç olsun Carvalhal'ı gönderirler, Guti'yi koluna bandı takıp sahaya çıkarırlar 'kaptan' diye...
Hani her şeye karşı Çarşı'sı vardı Beşiktaş'ın!.. Nerede Çarşı?
Çok ilginç bir olay... Dünyada örneği yok. Ben bunca yıllık gazetecilik hayatımda böyle bir şeyi görmedim. Üç maymunu oynayan bir yönetim kurulu var başkanından başlayarak; Görmem, duymam, söylemem.
Adam dalga geçiyor Beşiktaş ile arkadaş ve sen buna eşek yüküyle para verdin ve vermeye de devam ediyorsun. Sonra nasıl disipline edeceksin Quaresma'yı, Simao'yu, ötekini berikini!.. Nasıl disipline edeceksin!.. 'Adam sizinle dalga geçerken sustunuz, bana nasıl ceza veriyorsunuz efendiler!' demezler mi Beşiktaşlı futbolcular?