Fenerbahçe ve A Milli Takım'ın oyuncusu Ferdi Kadıoğlu, performansıyla büyülemeye devam ediyor. Ay-Yıldızlı formayla Almanya maçındaki iyi oyununu Galler karşısında da sürdüren milli sol beki,
Borussia Dortmund, Bayern Münih ve
İnter'den gözlemcilerin izlediği dış basında yer alırken, başarılı oyuncuyu uzun süredir
Arsenal, Ajax, Milan ile Napoli'nin de uzun süredir takip ettiği biliniyor. Sezon başında Arda Güler'in serbest kalma maddesinin olması dolayısıyla pazarlık şansı olmayan Fenerbahçe için bu kez durum farklı.
Kariyer planlamasında Avrupa olan Ferdi'nin serbest kalma maddesinin olmaması, yönetimin elini güçlendiriyor.
SONRAKİ SATIŞTAN PAY
Sezon sonunda dev kulüpleri birbirine düşürmesi beklenen 24 yaşındaki sol bek için 20 milyon Euro'dan az gelen her teklifin reddedilmesi kararı alındı.
Ayrıca sarı-lacivertliler, geleceğinin çok parlak olduğunu düşündüğü oyuncunun sonraki satışından da pay alma hesapları yapıyor. Deneyimli futbolcunun sözleşmesi, Haziran 2026'da sona erecek.
DEĞERİNİ 12'YE KATLADI
Hollanda ekibi NEC Nijmegen'den 2018 yılında 1.4 milyon Euro'ya Fenerbahçe'ye transfer olan Ferdi Kadıoğlu, güncel piyasa değerini 17 milyon Euro'ya kadar yükseltti. Sarı-lacivertli ekipte 166 karşılaşmada 15 gol, 20 asistlik performans sergileyen 24 yaşındaki oyuncu, Türk Milli Takımı'nda da 15 maçta 1 gol kaydetti.
CENGİZ ÜNDER KENDİNİ BULDU
Fenerbahçe'nin 15 milyon Euro'luk rekor bedelle transfer ettiği ancak eylül ayının ortasında sakatlanan Cengiz Ünder, sahalara bir türlü istenilen seviyede dönememişti. Milli arada Montella'dan izin alıp Samandıra'da çalışmalarını sürdüren yetenekli oyuncunun kondisyon seviyesi de beklenilen düzeye gelmeye başladı. Yıldız oyuncu, İsmail Kartal'ın görev vermesi halinde pazar günü Karagümrük maçında sahada olabilecek.
SORU: A Milli Takım'ın EURO 2024'te nasıl bir performans sergilemesini bekliyorsunuz?
BÜLENT TİMURLENK
Bu takım hayal kurduruyor
Grupta Hırvatistan, hazırlık maçında ise Almanya'ya karşı oynanan futbol, takım ruhu ve teknik direktör Vincenzo Montella farkı, EURO 2024 için elbette hepimize çok fazla hayal kurdurtuyor. Ancak unutmayalım, EURO 2020'ye son Dünya Şampiyonu Fransa'yı Konya'da devirip Paris'te berabere kalarak katılmış ancak turnuvayı çok kötü oynamıştık. Bunda elbette bir yıl erteleme ve pandeminin de etkisini yok sayamayız.
A Milli Takım'ın omurgasında Abdülkerim'in yanındaki stoper, santrfor ve arkasındaki yaratıcı oyuncunun kim olacağını bize Montella, mart ayındaki hazırlık maçlarında gösterir diye düşünüyorum. Çağlar ve Arda Güler'in bu takıma katılması çok önemli.
Santrforda da 1 numaralı isim, Bertuğ olacak gibi duruyor.
İSKENDER GÜNEN
Montella öz güven getirdi
Şurası bir gerçek ki ilk kez gruplardan birinci olarak çıkma başarısı gösterdiler. Stefan Kuntz ile başlayan ve Vincenzo Montella geldikten sonra farklı bir görüntüde olan A Milli Takım'ı kutlamak gerektiği düşüncesindeyim. Avrupa Şampiyonası'na ikinci torbadan giriyoruz. 3. ve 4. torbalarda da çok güçlü takımlar var.
Bizim en büyük kazancımız ise genç ve yetenekli oyunculardan kurulu bir kadro ile Avrupa Şampiyonası'na başlamamız. Montella ile beraber oyuncuların öz güven ve performans artırdıkları da bir gerçek.
Eğer Avrupa Şampiyonası'nda gruptan çıkma başarısı gösterebilirsek çok daha üst hedefleri gerçekleştirebilecek bir yapımız olduğunu düşünüyorum. Montella'nın kadroyu çok fazla değiştirmeden istikrarlı bir yapıyı sahaya sürmesi gerekir.
ALİ GÜLTİKEN
Bize artık rakip fark etmez
Almanya'da olabilmek duygusal anlamda Türkiye açısından doyurucu bir durum.
Kendimizi yuvamızda hissedeceğimiz bir yerde olacağız. Bunun takıma muazzam bir katkı sağlayacağına inanıyorum. Arkamıza çok güzel bir rüzgâr aldık. Grup maçlarında elde ettiğimiz son neticeler; Almanya'yı deplasmanda yenmiş olmamız, Milli Takımımızı psikolojik olarak çok iyi bir seviyeye getirdi.
Bunun finalde çok güzel yansımaları olacaktır. Elbette her şeyin yanında bir diğer konu da çekilecek kurada çıkacak rakipler olacak. Bugünkü ruh halimize ve Milli Takımımıza baktığımızda aslında kim gelirse gelsin bizim için önemli değil noktasında hissediyoruz. Bu da çok güzel bir şey.
Gruplarda neler yapabileceğimizin mesajını da hem hissediyoruz hem de veriyoruz.