F.Bahçe'nin 2 sezon önce 3. Lig ekibi Gölcükspor'dan transfer ettiği İsmail Yüksek, performansıyla yıldız gibi parlıyor. Yapılan transferler sonrası kiralık gönderilecekler arasında yer alsa da teknik direktör Jorge Jesus'un takımda tuttuğu ve enerjisiyle Portekizli çalıştırıcının orta sahada prensi olan İsmail, Stefan Kuntz tarafından A Milli Takım'a ilk kez davet edildi.
23 yaşındaki orta sahayı, Gölcükspor'da teknik direktörlüğünü yapan ve eski bir futbolcu olan Taner Gülleri, SABAH SPOR'a anlattı:
İSMAİL İLE GURUR DUYUYORUM
Görevdeyken birçok takıma bu kadar yüksek potansiyeli olan bir oyuncuyu izlemesini tavsiye ettik.
İsmail, o dönemde Türkiye'de 1999'lu isimler arasında en parlayan futbolcuydu. Bu seviyelere çıkabileceğini biliyordum, benim için sürpriz olmadı. Alt ligden Fenerbahçe'ye gitmek kolay değil. Ayağına gelen fırsatı çok güzel bir şekilde değerlendirdi.
Emeği geçen bir hocası olarak sonuna kadar gururlanıyorum. Kaliteli ve çok tempolu bir oyuncu. Orta sahada 8, 10 ve 6 numarada oynayabiliyor. Hatta kanatlarda da forma giyer.
ARADAKİ FARKI HEMEN KAPATTI
Oyuncu yetiştirme konusunda bir sıkıntımız yok. Alt liglerden her sezon en az 5 futbolcu üst liglere çıkıyor.
Kendi evlatlarımıza daha çok önem verirsek fazlasını da yetiştirme potansiyeline sahibiz. İsmail, 3. Lig'den gelmesine rağmen zaman içerisinde Süper Lig ile arasındaki farkı kapattı. A Milli Takım orta sahası çok değerli bir ismi kazandı.
İsmail'in önü açık, Ay-Yıldızlı formayı da gururla taşıyacak ve yine kendini kanıtlayacaktır. Milli forma ona çok yakışacak.
EMRE MOR'U DA GELİŞTİRDİ
TIPKI İsmail Yüksek gibi Emre Mor da Jesus ile yeniden doğdu. 68 yaşındaki çalıştırıcının defansif özelliklerini geliştirip takım oyununa daha yatkın hale getirdiği Emre, bu sezon Süper Lig'de Fenerbahçe formasıyla en fazla top kapan oyuncu oldu (8). Jesus, daha önce çalıştırdığı takımlarda orta saha futbolcusu
Nemanja Matic, forvet
Gabigol ve kanat oyuncusu
Angel Di Maria gibi isimleri parlatıp birer yıldız haline getirmiş, 3 oyuncu da yaptıkları açıklamalarda başarılarında büyük payın Jesus'a ait olduğunu söylemişti.