ING Basketbol Süper Ligi'nde haftanın en kritik maçlarından birinde Bahçeşehir Koleji, Sigortam.net İTÜ'yü yenerken, Trae Golden da 41 sayı ve 10 asistle galibiyete damga vuran isimdi. ABD'li oyuncunun bu istatistikleri artık veda etmeye hazırlandığımız 2010'lu yıllarda bir ilk olurken, sezonun da en iyi bireysel performansı oldu.
Ligde sayı krallığında 3'üncü, asist krallığında 1'inci ve verimlilik puanında da 2. sırada yer alan Golden, performansını
SABAH'a değerlendirdi.
41 sayı, 10 asist ve 7 ribaunt... Kendi performansın ve İTÜ galibiyeti hakkında ne düşünüyorsun?
Galibiyete ihtiyacımız vardı ve bunu başardığımız için mutluyum.
İyi günümdeydim ve takıma yardımcı olabileceğimi hissederek sorumluluk aldım. Benim için istatistiklerin bir önemi yok, tek önemli olan şey galibiyet ve ortaya koyduğumuz karakter. Bundan da oldukça mutluyum.
FIBA EuroCup ve ligdeki gidişat hakkında neler söyleyebilirsin?
Öncelikle Avrupa'da ilk grup aşamasına oldukça iyi bir performans sergiledik. Lige istediğimiz başlangıcı yapamamışken konsantrasyonumuzu korumamız ve gruptan lider çıkmamız önemliydi. İkinci tura Enisey deplasmanında şanssız bir mağlubiyetle başladık. Orası, bilindiği üzere zor bir deplasman, orada kazanmak bizi birçok açıdan rahatlatabilirdi.
Ardından, ZZ Leiden'ı yendik ve gruptan çıkmak için iddialı olduğumuzu herkese gösterdik. Grubumuzdaki mücadele son haftaya kadar sürecektir, biz de maç maç düşünüp mutlu sona ulaşmak istiyoruz. Lige gelecek olursak...
Maalesef iyi bir başlangıç yapamadık ancak son dönemde hem oyun hem de sonuç anlamında iyiye gittiğimizi düşünüyorum. Elbette hâlâ olmak istediğimiz yerin uzağındayız ancak İTÜ maçındaki gibi istekli olursak önümüz açık.
Sezon ortasındaki koç değişikliği soyunma odasını ve sahadaki performansı nasıl etkiledi?
Stefanos Dedas da Zafer Aktaş da çok iyi hocalar, ikisinin de
farklı stilleri var.
Stef'le işler yolunda gitmediği için şanssızız. Diğer taraftan Zafer Hoca da bizleri motive etmede oldukça iyi ve çok yetkin bir taktisyen.
Buraya geldiğinde işi kolay değildi, takım son sıradaydı ve galibiyetlere ihtiyacı vardı. Hocamızla birlikte özellikle savunmada biraz daha iyi oynamaya başlayınca sonuçlar da gelmeye başladı. Böyle devam etmek istiyoruz.
BU ORGANİZASYONUN PARÇASI OLMAK GÜZEL
Son olarak; Bahçeşehir Koleji'ne ve Türkiye'ye gelmeden önce beklentilerin nelerdi, ne buldun?
Ve bir eğitim kurumu olarak Bahçeşehir Koleji'nin tribünlerinde çok sayıda öğrenci oluyor, bu durum omuzlarınıza ekstra bir baskı yüklüyor mu? Bahçeşehir Koleji'nin harika bir organizasyon olduğunu
duymuştum, gerçekten de öyleymiş.
Burada oyunculardan teknik ekibe kadar herkes birbirini tamamlıyor ve işler büyük bir profesyonellikle yürütülüyor. Bir oyuncu olarak maksimum performans
vermemiz için gerekli tüm şartlar burada
bize sağlanıyor, bunun için herkese
çok müteşekkirim.
Ayrıca, İstanbul gibi muhteşem bir şehirde yaşamak insanı özel hissettiriyor. Bu kulübün
bir parçası olduğum ve İstanbul'da
yaşadığım için kendimi şanslı
hissediyorum.
Bahçeşehir Koleji'nin bir eğitim
kurumu olduğunu ve değerlerini, takıma
katılmadan önce bana anlattılar.
Elbette böyle bir kurumun parçası olmak birçok sorumluluğu da beraberinde getiriyor.
Hem saha içinde hem de saha dışında,
küçük öğrencilere örnek teşkil etmeliyiz.
Maç günleri sahaya çıktığımızda tribünlerde
7'den 70'e birçok insan görüyoruz,
bu insanların yüzüne gülümseme kondurmak
bizim işimiz ve paha biçilemez bir şey.
Umarım onlara layık olabiliyoruzdur.
PLAY-OFF İÇİN HALA UMUT VAR
Sence play-off hâlâ gerçekçi bir hedef mi?
Bence play-off hâlâ gerçekçi
bir hedef. Bu ligi ve
basketbolu güzel
yapan
şeylerden biri de bu... Lige oldukça kötü
başlasak da iddiamız hâlâ devam ediyor.
Hem lig de hem de Avrupa'da maçları
teker teker ele alıp gidebildiğimiz yere kadar
gitmek istiyoruz. Ligde play-off, Europe
Cup'ta da yarı finallere ulaşabilirsek bence
o kötü başlangıcı telafi edip kendimizi başarılı
bir sezon geçirmiş sayabiliriz. Daha
önümüzde uzun bir sezon var,
neler olacak hep beraber
göreceğiz.
MURAT DİDİN 3 SORU 3 CEVAP
1-Shane Larkin Milli Takım'a ne katar? Scottie Wilbekin ile kıyasladığınızda tartıda kim ağır basıyor?
TABII ki Darüşşafaka'nın EuroCup başarısı ve bazı değerli Euroleague galibiyetlerinde Wilbekin'in yüksek skorları dikkat çekiyordu. Bu nedenden Maccabi'ye transfer olabildi. Ama baktığın anda ne kadar taşıyıcı tartışılır… Shane Larkin geçen sezonki Larkin'den çok farklı…
Doğuş'un, Simon'un, Micic'in, Dunston'ın ve Moerman'ın basketbolu bilerek oynayan isimler olması, koçun senin basketbol vizyonuna değer katan tarzının bulunması Shane Larkin'in büyük şansı oldu. Larkin de bunları karşılıksız bırakmayacak Allah vergisi bir şut, çabukluk ve özgüvene sahip. Eğer seçim ikisinin arasında ise Larkin benim tartışmasız adayımdır. Eğer takıma gerekli pozisyonu konuşuyor isek Dunston olamasa bile onun tarzı savunmayı, ribaundu çözecek lider 5 numara çok daha gerekli diye bakıyorum.
2-Euroleague'de 15 maç geride kaldı. Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes'i nasıl değerlendiriyorsunuz?
FENERBAHÇE'NIN galibiyet sayısı 5… Çok kolay kaybettiği üç maçı eklesen artı hanesine eder sana 8 galibiyet… Anadolu Efes, son CSKA Moskova maçındaki şanssız yenilgi ile 3 mağlubiyete çıktı. CSKA'nın ise 5 yenilgisi var. James son topu kaçırsa veya Larkin bir sonrasını soksa Anadolu Efes 2 mağlubiyette kalacak, CSKA ise 6'ya çıkacak. 3'e 5 mi? 2'ye 6 mı?..
2'ye 6 neredeyse bir daha yakalaması zor farktı. Bu da her maçın, her topun müthiş önemli olduğunu gösteriyor.
Ama var olan hava ve yol durumlarına göre sanki Anadolu Efes ilk 4'e ciddi göz kırpıyor; Fenerbahçe Beko'nun da kadroya atletizm katan 2 pivot (biri geldi) eklemesi ile ilk sekize ve hatta daha sonrasına yürümesi bana hiç sürpriz olmaz.
3-Gelelim lige… Pınar Karşıyaka Ufuk Sarıca ile yine zirvede, G.Saray da iyi gidiyor. Ligi nasıl değerlendirirsiniz?
REAL Madrid'i, Barcelona'yı yıllardır taşıyan ACB'deki müthiş denge ve küçük takımların kalitesi. Euroleague'de Olympiakos, Panathinaikos'un son yıllarda üst sıralara çıkamamasının en ciddi nedenlerinden biri de evlerinde diğer takımlarla hiçbir rekabetin olmaması. Bu sezon çok doğru kadro kuran, o inançla kesenin ağzını açan hem Pınar Karşıyaka hem de Galatasaray Doğa Sigorta'nın yanı sıra Tofaş, Bandırma gibi liglerde ekol olmuş takımların güçlü olması ligin ve Euroleague'de mücadele eden diğer Türk takımlarının marka değerinin artması için çok pozitif bir etken.
Dilerim Karşıyaka, Galatasaray ve Tofaş sezon sonuna kadar bu heyecan verici çizgilerinde kalırlar.