THY Avrupa Ligi'nde ilk perde kapandı. Fenerbahçe Beko lider, Anadolu Efes 4'üncü oldu. Sezon nasıl geçti?
İHSAN BAYÜLKEN: Yola üç takımla çıktık. Darüşşafaka için geçen sezondan sonra biraz ağır oldu ama Anadolu Efes'in 9 yeni oyuncuyla sezona başlayıp bu şekilde bir kimya oluşturması, eski prestijli günlerini taraftar desteği ile yakalaması çok etkileyici idi. Bu sezonun en flaş takımı olabilir. Diğer bir sürpriz de Fenerbahçe'nin bütün bir sezonu domine etmesiydi. Kasım ayında liderliği aldılar ve sezon sonuna kadar zirvede kaldılar. Görev tanımları ve Obradovic gerçeği.. Her yönüyle Avrupa Ligi'nin lokomotifi durumunda Fenerbahçe organizasyonu.
İSMAİL ŞENOL: Bence bu sezonun genelini değerlendirdiğimizde Avrupa Ligi değerlerine bağlı kalan takımların öne çıktığını görüyoruz. Bu sezon 16 takımın 7'si antrenör değiştirdi. Bu hiç alışık olduğumuz bir Avrupa Ligi sezonu değildi. Kendi değerlerini sahaya yansıtan onların arkasından giden takımlar hep başarılı oldu. Burada Barcelona'yı da aynı kefeye koyabiliriz. Pesiç aslında günümüz basketboluna uygun bir antrenör değil ama onun doğrularını sonuna kadar uyguladıkları için kendi başarılarını elde etmiş oldular. Jasikevicius ile Kaunas gibi. 22'nci hafta bittiğinde Zalgiris için 'elendi' deniyordu ve sonra 8'de 7 ile bitirdiler. Bunların hepsini değerlendirdiğimizde, Fenerbahçe ve Anadolu Efes'i de Dimitris İtoudis ile birlikte bunların içine koyduğumuzda kendi doğrularını uygulayan takımların hep önde olduğunu gördük.
Gelelim eşleşmelere. Fenerbahçe- Zalgiris Kaunas. Ve diğer yanda Anadolu Efes-Barcelona.
İHSAN BAYÜLKEN: Şöyle düşünmek lazım. Sezonun orta bölümünü çok iyi oynayan bir takım Barcelona. Bir tarafta da finişi çok iyi yapan bir takım: O da Kaunas. Tabii burada iki takımın da kendi sert basketboları ve düzenlerinin belli olması işleri zorlaştıracaktır. Önemli olan noktalardan biri ev sahibi avantajını elde tutmak. İki takımımız da şu anda maç seçmektense alışkanlıkları ile beraber sonuca gitmeyi başardılar. İkisi de iyi durumda, görev tanımları net, koçların oyunculardan beklentileri de. Oyuncuların takıma katacağı değerler de belli. Asıl daha da güzel olan taraf iki takım da Dörtlü Final'e organizasyon olarak da hazırlar. Bu algı ister istemez hakemleri, Avrupa Ligi organizasyonunu da etkileyecek durumda. Şu anda doğru zaman ve doğru yer, temennimiz tabii ki iki takımımızın da Dörtlü Final'de yer alması.
İSMAİL ŞENOL: Jasikevicius'un antrenörlüğü ile alakalı birçok şeyin Obradovic'e yakın olduğunu görüyoruz. Saha kenarında duruşu, oyuncularına konuştuğu detaylara kadar... Bazı antrenörler genel kurallar çerçevesinde giderler, bazı antrenörler o ufak detayları çok vurgularlar. Jasi o ufak detayları çok vurgulayan bir antrenör. Bence o açıdan bakınca, 'Yeni bir Obradovic geliyor mu, gelmiyor mu?' sorusunun cevabı olabilecek serilerden birisi Fenerbahçe- Zalgiris Kaunas eşleşmesi. Bu seride tamamen iki antrenör dokunuşunu izleyeceğiz. Ama Zalgiris'in oyuncu kalitesi yeterli olur mu ona çok emin değilim. Barcelona sertliği her pozisyondan yapabilen bir takım. Hanga, Oriola, Claver ve Pau Ribas ile beraber bambaşka bir Barcelona görüyoruz. Eğer bu sertliği sahaya yansıtmalarına izin verirsek Efes'in topu iyi paylaşan, bire birler üzerinden iyi yaratan guardların öncelikte olduğu basketbolu sekteye uğrayabilir. Efes'te iki-üç yaratıcı oyuncu aynı anda sahada kalabiliyor. O oyuncuların en iyi oynayabileceği ortamı yaratmak lazım. Ben Efes'in iç sahada sorun yaşayacağını düşünmüyorum.
Oynanan iki maça baktığımızda 80 dakikanın 60 dakikası Efes üstündü. Bu seride ne belirleyici olacak?
İHSAN BAYÜLKEN: Burada tek maçla play off serisi arasındaki farkı çok net bir şekilde göreceğiz. Çünkü her maçın farklı bir hikayesi var. Mesela Jasikevicius ile Obradovic ilk kez seride karşılaşacaklar. İki de çok detaycı ama ana planın yanında anlık reaksiyonları da veren koçlar. Bu da seriyi ilginç kılacak. Şunu da söylemekte yarar var; tecrübe kısmı nasıl olacak? Sezon içinde bir maçta yapılan hatayı telafi edecek fırsatınız oluyor ama şimdi bir topa kaldığı zaman oraları oynamak kısmında şu anda Efes'in daha hazır olduğunu söyleyebiliriz. Sonuç itibarı ile egolarına yenilmeye müsait oyuncular da var, Micic gibi. Bir anda oyun içinde rolden çıkabiliyor. Ana rotasyonunu rakibe kabul ettirecek şekilde oynamak da önemli. Barcelona oyunu normal kuralları içinde oynamaya kalkarsa biz kalite olarak çok yukardayız. Ama agresiflik kısmını öne çıkarıp bizi mental olarak zorlamak isterlerse, o çözülme ile beraber daha kenarda kalmış oyuncularla bir maçı kazanarak seriye hükmetme durumları olabilir. Play-off'ta maçları tek tek düşünerek hareket etmek ana fikirdir. Bunun en kolay yolu da evde kazanma alışkanlığını devam ettirmek.
İSMAİL ŞENOL: Koç çok önemli bir noktaya parmak bastı ama bence onlar da mental olarak bir rakibi kıracak kadar sert değiller. Yani sen orada takım doğrularına sağlıklı bir şekilde bağlı kalırsan Barcelona o hatayı yapar. Mesela Micic egolarına yenik düşer mi diye bazı soru işaretleri var kafamızda ama aynı soru işareti onlar da Heurtel için, Tomic için var. Onlar da bu mental kırılmayı yaşayabilirler. Mesela Efes'in İstanbul'da kazandığı maçta Heurtel ilk periyotta 7 dakika oynadı, Pesiç bir daha oynatmadı. Demek ki sen bu mental kırılmayı rakipte yaratabiliyorsun. Ama bunu yapmak için de Efes'in rotasyonunun değişmemesi lazım. Motum'un sağlıklı bir şekilde dönmesi şart.
BİR TARAFTA AÇLIK, BİR TARAFTA ALIŞKANLIK
Dörtlü Final'de olası bir Fenerbahçe- Anadolu Efes eşleşmesi için ne dersiniz?
İSMAİL ŞENOL: Dörtlü final ilk maçı 17 Mayıs'ta, yani hayalini kurduğumuz maça daha 1 aydan fazla var. Bu serilerden kim ne kadar yıpranarak çıkacak bu önemli. Sağlık durumu çok önemli. Dörtlü Final öyle bir hava ki bir gün önce oyuncuların durumu bile çok önemli. Geçen sene Fenerbahçe'nin Kaunas'ı Ali Muhammed ile eleyeceğini, finali Real Madrid'in Caseur ve Tavares ile alacağını tahmin eder miydiniz? O günün planı o muydu? Değil. Ama o gün öyle bir şey oldu. Bu yüzden o maçları 1 ay öncesinden öngörebilmek mümkün değil.
İHSAN BAYÜLKEN: Fenerbahçe'nin oralarda tecrübesi çok fazla. Artısı o. Dörtlü final havası çok farklı ama Fenerbahçe o havayı teneffüs etmeyi biliyor. Fenerbahçeli oyunculara Kasım ayında "Ne istersin?" diye sorsam, "Bir an önce Dörtlü Final gelsin" derler. Efes büyük bir başarı grafiği ile buraya geldi. Ve bunu taçlandırmak isteyecektir. Bir tarafta açlık bir tarafta alışkanlık var.
EV SAHİBİ AVANTAJI ÇOK DEĞERLİ
Dörtlü Final için favorileriniz kim?
İSMAİL ŞENOL: Dört ev sahibi. Saha avantajı bence öncelikli.
İHSAN BAYÜLGEN: Şu anda play-off öncesi form grafiğini yukarı çekmiş iki takım var. Biri Panathinaikos, diğeri Zalgiris Kaunas. Burada önemli noktalardan biri bu takımların kaybedecek bir şeyi yok. O rahatlık var. Ve genellikle de serilerin ilk maçları çok değerlidir. Oradan bir maçı çaldın mı, o seriyi kontrol etme dediğimiz kısım bu; bir anda her şey daha farklı olur. Sezon içindeki ayarlarla oynamak zorunda kalabilirsin. Yani ben şu anda takımların birbirleri arasında çok büyük detay farkı görmüyorum. Sadece düzen ve oyuncu kalitesinde farklılıklar var. Buralarda koçlar oyuncuların bu değer kazanacağı anları play-off'lara farklı adapte etmeye çalışırsa işin rengi değişebilir. Anadolu Efes'te ister istemez Larkin ve Micic'e çok bağlı bir oyun var. Fenerbahçe'de de Vesely ve Sloukas'a... CSKA'ya döndüğümüz zaman orada bir sürü oyuncu sayabiliyorsuhuz. İtoudis'in orada sezon içindeki gibi Hackett'ı çok fazla oynatması belki Baskonia'nın işini kolaylaştırabilir. Yani Panathinaikos'un ne oynayacağını biliyorsunuz ama Real Madrid'in ne oynayacağını bilemiyorsun. Campazzo ile Sergio Llull çok formsuz. Her şey olabilir ama şu anda görünen bir şey var: Eldeki en değerli şey ev sahibi avantajı.
SEZONUN EN İYİ 5'İ
İsmail Şenol: Calathes-Sloukas-Clyburn-Moerman-Vesely
İhsan Bayülken: Calathes-Higgins-Micov-Moerman-Vesely