Sezon başından beri performansınızı nasıl değerlendirirsiniz?
Biz bu sezon yeni bir takım kurduk. Tabii ki istediğiniz kadar iyi takım kurun bir takım zorluklar yaşıyorsunuz. Oyuncuların birlikte oynamaya alışmaları için bir süre gerekiyor. Biz bu konuda oldukça şanslıydık. Ya da doğru tercihler yaptığımızı söyleyebilirim. Çünkü bu aşamayı çok hızlı bir şekilde atlattık ve hem Avrupa Ligi hem de lige oldukça iyi başladık. Tabii ki ilk etapta bizim için Avrupa Ligi çok önemli. Uzun yıllardır, basketbolda Avrupa'da bu işi en ciddi yapan, en fazla kaynak ayıran, altyapıdan oyuncu çıkaran, NBA'e oyuncu yollayan bir kulüp Anadolu Efes. Ama yaklaşık 20 yıldır Dörtlü Final göremediği için önceliği biz Avrupa Ligi'ne verdik.
Sezon başında hedefimiz ilk sekizdi. Neticede geçen sezon sonuncu olan bir takımdan bahsediyoruz. Ama bugün geldiğimiz noktadailk dördün içine kalabilir miyiz diye planlar yapıyoruz. Bunun dışında Avrupa basketbol otoritelerine göre de Avrupa Ligi'nin en keyif veren basketbolunu oynayan takımız. Bu durum da bize keyif veriyor. Oyuncular da oynadıkları basketboldan keyif alıyorlar; izleyenler de... Onun için bugün geldiğimiz nokta çok iyi. Ama tabii ki önümüzde 10 tane daha maç var.
İddialı açıklamalar yaptınız. Bu çıtayı yükseltmedi mi?
Ben hayali açıklamalar yapmam. Sezon başında bu takımı kurduğumuzda "Şampiyon olacağız, final oynayacağız" diye açıklama yapmadım. Play-off iddiasındaydık ama kurduğumuz takımın oynadığı basketbol, sahadaki mücadelesi ve taraftarın bize gitgide artan inancı, Avrupa basketbol kamuoyunun takımla ilgili düşünceleri ve tabii ki takımın havasını görünce ben de havaya girdim. Bir hocayı havaya sokan takımdır. Ve zaman içinde şunu düşünmeye başladım: Ben şu anda Avrupa Ligi'nin bütün takım istatistiklerinde ilk iki üç takımdan biriysem, en iyi basketbol oynayanlardan biriysem ve ligin ilk yarısında oynadığımız maçlarda şu an ligin en büyük favorisi Fenerbahçe'yi yendiysem, Real Madrid'e 15 sayı öndeyken son saniyede maç kaybettiysem, o zaman Dörtlü Final'e kalırsam onlar kadar ben de şampiyonluğu düşünürüm.
FENERBAHÇE'YE TERS BİR TAKIMIZ AMA BU DEMEK DEĞİL Kİ DAHA İYİ TAKIMIZ!
Takımı kurarken nelere dikkat ettiniz?
Diyorlar ki: Neden Ergin Ataman hep Fenerbahçe'den bahsediyor? Fenerbahçe'yi yenmek için plan yapıyor? Şimdi, Fenerbahçe şu anda Avrupa'nın en iyi takımı. Fenerbahçe'nin üzerine çıkabilirsem Avrupa Ligi'nde şampiyon olurum, Türkiye'de şampiyon olurum. Basketbolda bir gerçek var. Son 4 yılda Avrupa Ligi'nde Dörtlü Final oynayan tek takım Fenerbahçe, 3 final oynadı birini kazandı. Türkiye'de son 3 yııln şampiyonu.
Takım kuruluşuna gelince... Biz sezon başında takımı kurarken Fenerbahçe'ye ters nasıl bir takım kurarız; o planlarla yola çıktık. Önümüzde bir Fenerbahçe gerçeği var. Vesely'si Datome'si, Kalinic'i, Sloukas'ı ile yıllardır aynı iskeletle oynayan Avrupa'nın en iyi oyuncularının ve Avrupa'nın en iyi hocasının olduğu bir takım var.
Bizim en üst hedefe ulaşmamız için bu takımı yenmemiz lazım. Onun için takımı kurarken Fenerbahçe'yi nasıl yeneriz diye düşündük, ona göre bir kadro kurduk. Nitekim bu sezon oynadığımız üç maçın ikisini kazandık, birini uzatmada kaybettik. Demek ki F.Bahçe'ye ters bir takımız ama bu demek değil ki daha iyi bir takımız. Ama her zaman için kazanma şansımız var; onları iki kere yenmemiz tesadüfi bir olay değil. Planlanmış bir kadro ürünü.
BAŞARI İÇİN İYİ KADRO KURMALISINIZ
Sezon başı Broekhoff, Calathes, Singleton isimleri anıldı sizinle... İstediğiniz kadro kuruldu mu?
Sezon başı her mevki için bir liste yaptık. Bu listede bazı noktalarda birinci tercihlerimizi aldık; mesela Beaubois. Bazı noktalarda da ikinci ve üçüncü tercilere yöneldik. Evet, doğru Broekhoff'u istiyorduk ama olmayınca ikinci tercihimiz Anderson'u aldık. Uzun mevkiinde eski oyuncum Lasme de bizim tercihlerimizden biriydi, o Panathinaikos'a gitti. Hemen o zaman Tibor Pleiss'e gittik, o da ikinci tercihimizdi. Şöyle söyleyeyim; ilk üç tercihlerimizi aldık ve bunu yaparken de transferin en başarılı takımı olduk. Biz bu kadroyu 10 milyon dolarlık bir bütçe ile kurduk ki bu şu anda ilk üçteki ve arkamızdaki takımlara baktığımızda ciddi bir başarı. Barcelona, Armani Milano veya önümüzde Fenerbahçe, CSKA Moskova, Real Madrid gerçeği var. Biz 10 milyon dolarlık bir oyuncu bütçesi ile aralarına girmeyi başardık. Bunun büyük kısmını da takımda belki de en az verim alabildiğimiz oyuncuya verdik: Larkin. Burada yönetim de büyük fedakarlık yaptı ve biz de bütçeyi iyi kullandık. Ama Avrupa Ligi'nde şöyle bir gerçek var: Başarı için iyi takım kurmak zorundasınız.
MİCİC'İN ÇIKIŞI SÜRPRİZ OLDU
Shane Larkin hayal kırıklığı yarattı ama Vasilije Micic büyük çıkış yakaladı. Nasıl yorumluyorsunuz?
Micic bizim için sürpriz bir transferdi. Zalgiris'te oynarken çok iyi takip ettik onu. Ve Micic'i biz işin gerçeği Larkin'in yedeği olarak aldık. Birinci guard olarak almadık; hem 1 numarada hem de iki numarada Larkin ve Beaubois'i dinlendirecek bir oyuncu olarak transfer ettik. Ama öyle bir çıkış yakaladı ki, belki de genç olması ve bizim sistemimiz ona çok uydu artı hiçbir zaman isimler, pasaportlar ve yaş benim için önemli değildir. Benim için oyuncunun sahadaki performansı önemlidir. Böyle olunca da Micic, Shane'in önüne geçti, yani takımın lideri oldu ve özgüveni de arttı. Tabii ki bundan Larkin de rahatsız oldu; bu da bir gerçek. Ancak sporda bunlar var. Micic formayı hak ederek aldı.
19 SENE SONRA BAŞARACAĞIZ!
Şu anda play-off'a çok yakınız ve ilk 4'e kalabilirsek bu bizim için bir avantaj olur. Dörtlü Final'e kalmayı başarabilirsek ki bu Efes tarihinde en son 19 sene önce olmuş bir olay. Avrupa Ligi'nden bahsediyorum, Suprolig'den değil. Gerçek Avrupa Ligi'nde 2000 yılında, 19 sene önce Dörtlü Final'de Obradovic'in çalıştırdığı Panathinaikos'a kaybetmiştik; o sene de şampiyon olmuşlardı Selanik'te. O günden beri Anadolu Efes'in Avrupa Ligi'nde yani Avrupa'nın en üst düzey takımlarının katıldığı ligde bir Dörtlü Finali yok. Yani bizim için Dörtlü Final oynamak çok büyük bir olay ve bunu başarırsak ben şahsen şampiyonluğu düşünürüm çünkü takımıma çok güveniyorum.