Bir dönem Fenerbahçe'nin yıldız oyuncuları arasında olmayı başaran şu an İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da forma giyen başarılı futbolcu Can Arat Sabah.com.tr'nin sorularını yanıtladı.
Mütevazı ve disiplinli hayatı ile futbol camiasında yerini koruyan savunma oyuncusu kariyerinden ve beklentilerinden bahsetti… İşte röportajımızın ayrıntıları…
Röportaj: Marilla ERÇİK / SABAH İNTERNET
Bu yıl İBB ile anlaşman sona eriyor. Tekrar Fenerbahçe'ye dönme gibi bir olasılığın var mı?
Kulübümle şu an için herhangi bir transfer görüşmesi yapmadım. Önceliğim tabi ki İstanbul Büyükşehir Belediyespor… Sonuçta profesyonel bir oyuncuyum ve mücadele etmem gerekiyor. Fakat sakatlıklar yaşadım ve kendimi yeteri kadar gösteremedim. Tekrar Fenerbahçe'de oynamayı çok isterim ama bunun şu an için mümkün olabileceğini sanmıyorum. Performansımı yeterli ölçüde sergileyemediğim için, herhangi büyük bir takımda olmam zor görünüyor. Son zamanlarda daha çok forma giyme şansı buldum. Yavaş yavaş kendime geldiğimi düşünüyorum. Son haftalar ne gösterir bilemem ama fizik olarak kendimi daha iyi hissediyorum. Tekrar İBB ile sözleşme yenilemezsem başka bir kulüple kariyerime devam edebilirim.
İBB'nin büyük takımlara karşı oynadığı maçlarda genelde üstünlüğü var. Ancak diğer takımlara karşı oynadığınız mücadelelerde bunu çok göremiyoruz… Sence neden kaynaklanıyor bu?
Aslında biz istikrarlı bir takımız. Zorlu bir döneme girdik, önümüzdeki haftalarda hem şampiyonluğa giden hem de dipte düşmemeye çalışan takımlarla maçlarımız var. Bizim için her maç ayrı bir önem taşıyor. Tabi ki futbolun bir gerçeği var, büyük takımlara karşı oynadığınız zaman daha fazla motive oluyorsunuz. Dünya futbolunda da bu böyledir… büyük bir takımda oynayan x bir futbolcu Anadolu takımlarından biri ile oynadığı zaman maça ekstra motive olacaktır. Bu yüzden küçük büyük ayrımımız yok elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyoruz. Büyük takımlar için önemli olan küçük sayılan maçları kazanmaktır. Yani rakiplerini geçmen için o küçük takımları da yenmelisin.
Sence milli takımda olmanın en büyük nedeni neydi ?
Kariyerim boyunca pek çok hoca ile çalışma şansım oldu. Hepsinden bir şeyler öğrenmeye çalıştım, öğrenmeye açık bir futbolcuyum. Hoca faktörü çok önemli… Cristof Daum zamanında Fenerbahçe'de çok fazla forma giyme şansım çok olmadı. Tüm sezon boyunca sadece 25 dakika oynadım ama milli takıma seçildim. Bunun nedeni de Duam'la yaptığım antrenmanlardı… Maç atmosferini bize yaşatan antrenmanların olması beni geliştirdi.
Aragones döneminde Fenerbahçe'den gönderildin… Bir kıyaslama yaparsan Abdullah Avcı ve Aragones arasında nasıl bir yorumda bulunursun?
Şu an Türkiye'nin en iyi teknik direktörlerinden biri ile çalışıyorum. Abdullah hocayı dışarıdan değil yakından tanımak gerekir. Futbolcularıyla arasındaki bağın ne kadar kuvvetli olduğu ortada ve biz bunu daha ileri seviyede yaşıyoruz. İstediğimiz konuyla ilgili sohbet edebiliyoruz. Ama Aragones ile bu kadar iyi olduğumuz söylenemez. Sonuçta arada bir kültür farkı vardı. Aynı dili konuşamamak bile çok büyük bir sorundu. O da her zaman kendi kariyerinin üzerine bir şeyler eklemek istedi. Başınızdaki insanın size sunduğu güven performansınızı arttıracaktır, ee sizin performansınız artması hem sizi biryerlere taşır hem de başınızdaki insanları… Abdullah hoca ile herkes mutlu umarım uzun yıllar kendisiyle çalışma şanım olur.
Bozbaykuşlar adında yeni bir taraftar kitleniz oluştu. Bununla ilgili neler söylemek istersin?
Geçen yıl Kayserispor maçının ardından bir grup taraftar Abdullah hocayı çağırdı. Biz de soyunma odasındaydık ve hepimiz şaşırdık. Daha sonra kendisi bize anlattı 10 kişilik bir üniversite öğrencisi olduklarını… İBB olarak yakın bir semtin çevresinde bir stadımızın olmamasının ceremesini çekiyoruz. Taraftar kitlemizin az olması bundan kaynaklanıyor aslında yoksa biz çok sempatik bir takımız… Büyük kulüplerden gelen futbolcularımız var; Holosko, İbrahim Akın ve Gökhan Ünal gibi birkaç isim daha… Bursaspor maçında 70 kişilik bir taraftar grubumuz vardı, bize pankart açtılar motive ettiler onlara da teşekkür ediyorum. Türkiye Kupası'nda oynama gibi bir şansımız olursa daha yoğun bir taraftarın bizi desteklemeye geleceğine eminim.
Çalıştığın teknik direktörler arasında en çok hangi hoca seni etkiledi? Üzerinde emeği olan en büyük isim kimdir?
Futbol hayatımda buralara gelmemde çok hocanın emeği var tek bir isim vermem olmaz. Ama üzerimde çok emeği olan Aziz Yıldırım'ı asla unutamam. 12 yaşımdan beri beni en iyi tanıyan isim kendisi. Benim için çok uğraştı, çabaladı… Bana sert konuştuğu ama yanımdan ayrılınca kendi yanındakilere "ben bu çocuğu nasıl kullanamıyorum?" dediğini çok iyi biliyorum. Benim yüzüme hiçbir zaman çok iyisin demedi hep sert konuştu ama içinden geçenleri ben çok iyi biliyordum. Bunların yanı sıra Fatih Terim, İrfan Sarıoğlu, Tamer Güney, Rıdvan Dilmen, Tolunay Kafkas ve Ünal Karaman gibi pek çok isim sayabilirim.
Fatih Terim'den çok şey öğrendim. O bana ne kadar güvendiğini hep gösterdi. Aynı şekilde Rıdvan Dilmen psikolojik olarak beni her şeye hazırlıyordu. Destelerini asla unutamam.
Fatih Terim döneminde milli takıma çağırılmıştın. Uzun zamandır seni ay yıldızlı formayla göremiyoruz. Sence bunun nedeni ne?
O dönemde Fenerbahçe'de sürekli forma şansı buluyordum. 10 hafta boyunca kadroda olup oynamamama rağmen Fatih hoca yine de Milli takıma çağırmıştı beni. Belli bir noktadan sonra orada olmam yanlış olur. Kimse kimsenin babasının oğlu değil, hak ettiğim zaman olurum etmediğim zaman olmam. Şu an orda olmamamın sebebi geçirdiğim sakatlıklar. Yaşadığım sakatlıklar beni 2-3 ay geri attı. Tam toparlanıyordum üst adalem yırtıldı… Son dönemlerde milli takım hocaları geliyor. Tabi ki hedefim tekrar milli takımda forma şansı yakalamak. Formumun üst seviyesine çıkmak için elimden geleni yapıyorum.