Euro 2000, Japonya-Kore 2002, Euro 2008... 2000 ve 2002'den 2008'e kuşak yenilemeyi beceren Türkiye, sonrasında 2010'u kaçırdı. Ciddi bir gençleştirme yaşıyoruz şu anda. Bu defa jenerasyon geçişini başarabiliyor muyuz?
Milli Takım'da radikal bir değişiklik yok. Bazı yeni isimlerin geniş kadroya eklendiği bir dönemdeyiz. Son yıllarda oynayan bazı isimler çeşitli nedenlerle şu anda davet edilmiyor. Bazı genç isimler var Milli Takım'ın kapısını çalan. Sürekli bir yenilenme var kadroda. Geniş bir çekirdek kadro olacak, ama performanslarıyla kapıyı çalan gençlere de fırsat verilecek; ya da genç olmasa da yine futbol olarak kendini gösteren isimlere kapı hep açık olacak. Bazı futbolcuların geçmişteki performanslarını sürekli oynayamamak veya uzun süreli sakatlık gibi çeşitli gerekçelerle sergileyemedikleri ve aramızda olmadıklarını görüyoruz. Elbette bir çekirdek olmalı, ama iyi performans sergileyen isimleri de aramıza almalıyız.
'BİR YIL SONRA DİYEREK OLMAZ'
Son iki grup maçında puan alamadık. Son dört milli maçta bir gol bile atamadık. Kritik Avusturya sınavında sizden bir çözüm bekliyoruz.
Keşke çözümü cebimde olsa... Çok kolay olurdu. Çok kilit bir maça çıkıyoruz. Sürücü koltuğunda hala biz oturuyoruz. Bütün maçlarımızı kazanırsak ilk ikideyiz. Rakiplerimizin sonuçlarına bağlı değiliz. Sürücü koltuğunun kıymetini bilmeliyiz. İyi başladık, Belçika'ya karşı oynamak kolay değildir. Onları yendik. Almanya gibi bir takıma elbette yenilebilirsiniz. Ama o maçtaki karşı koyuşa, düşük dirence üzüldüm. Mücadele eden, savaşan bir takım görmek isterdim. Bu maçı sonradan duygusallığa kapılmadan defalarca izledim. Ve başka bir yönde, başka oyuncularla ilerlemeye karar verdim. Azerbaycan maçından sonra değişim oldu. Avusturya'ya karşı defansta iyi organize olursak, defansif oynamak değildir bu, organizasyondan bahsediyorum sadece; bütün takım defansif anlamda iyi organize olursak, sahada rekabetçi, mücadeleci olursak takımdaki mevcut yeteneklerle iyi bir sonuca ulaşırız. Kolay değil, ama takımımız bunun için istekli. Benim için en kolayı; "Kulüpler iyi durumda değil, değişim geçiriyoruz, zaman lazım" demek. Ama bunları asla söylemem. Söylediğim anda futbolcular gevşer, düşük performans gösterirler. Futbolcunun üzerinde sağlıklı bir baskı kurmak gerek. Bunu başarabilirsek istediklerimizi yaparız. Futbolcularımızın uluslararası deneyimleri yüksek olmasa da buna alışacaklar. Ben bu gruba güveniyorum. Bunu yapacaklar. Zaman istemek mazeret olur. Benim üst düzey futbol anlayışımda, "Bunu yapacağız ama bir yıl sonra" diye bir şey yoktur. Futbolcularım da, deneyimsiz de olsalar bilecekler ki, işi yapılması gereken günde yapacaklar. O zaman iyi noktalara geliriz. Tabii duygularımızı kontrol etmemiz kaydıyla.