Türkiye' de spor gündeminin ilk maddesi Beşiktaş'ın transferleri... Sezon başında Real Madrid'de görev yapmış Bernd Schuster'i göreve getiren, Ricardo Quaresma ve Guti gibi iki dünya yıldızı transfer eden Başkan Yıldırım Demirören transfere doymuyor. Biz de Sabah Gazetesi'nin usta kalemlerinden Haşmet Babaoğlu'na Beşiktaş'ın yeni transferlerini sorduk.
İşte Babaoğlu'nun analizi
Beşiktaş, ara transfer dönemine hızlı bir giriş yaptı. Fernandes'in ardından Simao ve Almeida'yı renklerine bağladı. Bu transferleri nasıl buldunuz?
Beşiktaş çıtayı çok yukarı çıkarttı. Neredeyse Portekiz'in ileri üçlüsünü aldı diyebiliriz. Çok ciddi bir Portekiz Milli Takımı havası gözüküyor. Quaresma rehabilitasyon için burada çok büyük bir futbolcu. Simao da bir tür emeklilik için. Ama Almedia'yı getirmek hakikaten şaşırtıcı. Almedia'yı üst düzey bir transfer olarak görüyorum. Bazen sokaktaki adamın söyledikleri, futbol yorumcularının söylediklerinden çok daha basitçe gerçeği ifade eder. Şimdi sokakta konuşulan şu "Simao Sabrosa, soldan Quaresma ceza sahasına orta yapsa sen, ben bile gol kralı oluruz" diyorlar. Bu bir gerçeği ifade ediyor. Ama futbol böyle oynanmıyor tabii ki. "Oh, çıtayı çok yükselttik. Müthiş transferler yaptık" diye Schuster'in ve de Beşiktaş futbol takımının işleri o kadar sermemesi lazım. Çünkü böyle transfer yapan takımlara karşı bu sefer özellikle Anadolu takımları ciddi bir şekilde bileniyorlar, kendilerini gösteriyorlar. Hatta küçük takımlarda şöyle bir hırs oluşuyor; "Onlar da kim? Biz onlardan daha da iyiyiz". Maçların birdenbire zorluk derecesi yükseliyor. Bence ikinci yarıda Beşiktaş bundan çekecek. Seyirci çok keyiflenecek. Birçok Fenerbahçeli arkadaşım "En az 2 Beşiktaş maçına gideriz. O adamları sahada görmek lazım. Bizi götürsene " diyorlar. Bunlar çok önemli. Ama maçların zorluk dereceleri de yükselecek. O da kesin.
Bu transferlere karşı Zapotocny, Fink ve Tabata gönderilecek ilk üç isim. Beşiktaş'ın n bu kararını nasıl buldunuz?
Bence mesela Zapo ve Tabata'nın bu transferler yapılmasa da gözden çıkarılabilir nitelikte olduklarını kabul etmemiz lazım. Fink'e gelince; çok düzgün bir oyuncu. Bir Alman disiplini var. Ama Fink'in oynadığı yer için bizden futbolcuları yetiştirmek ve onları desteklemek daha iyi olacak. Bir de yabancı kontenjanı denilen bir şey var. Bu işin de bir sınırı var.