Maç sonunda beraberliğe sevinen bir G.Saray... Bu tablo neyi anlatıyor?
Bu, acıklı bir durum. Dünyanın neresinde oynanırsa oynansın, "F.Bahçe ile berabere kaldım" diye G.Saray'ın bayram yapması, zıp zıp zıplaması hoş değil. G.Saray'ın düştüğü durumda beraberlik muhteşem bir zafer haline gelmiş. Önemli olan bu. Beraberlikte, Bursa ve Trabzon'un kaç puan gerisinde kaldıklarını düşünmüyor,
"Vay biz yenilmedik" diye zıp zıp zıplıyorlar. Onları bir hafta önce yenen A.Gücü, Bursa'dan kendi sahasında 5 yemişken bu sevinçleri de normal.
Hagi'nin A planı aslında iyi gibi göründü. Değişikliklerle tablo değişti.
İki ayrı maç seyrettim. İlk yarıyı G.Saray en az 2-0 önde bitirebilirdi. Kanatlardan F.Bahçe'yi darmadağın ettiler. Her pozisyonda şut atan ve çerçeveyi bulan santrforlarıyla da gole çok yaklaştılar. Bu devre G.Saray rakibini bitirebilirdi. Bitişi gene G.Saraylılar önledi. Sabri, Servet ve Ayhan, F.Bahçe'nin baskı altında neredeyse tükendiği anlarda geriye, yana toplar yaparak ezilen F.Bahçe'nin çıkmasına, kontratak yapmasına, dirilmesine sebep oldular. F.Bahçe'nin ilk yarıdaki en tehlikeli iki atağı, iki G.Saray kornerinden geldi. Tabloya bakın! Çünkü kornerlerde dahi topu geriye oynama hastalığı yüzünden F.Bahçe'yi rahatlattılar. İkinci yarı tablo tamamen değişti. Hagi, akıl almaz bir korkaklıkla topa basan, ileride adam eksilten, çok güzler paslar atan ve kanat akınlarıyla F.Bahçe'yi dağıtan o hücum futbolunu yok etmek için inanılmaz değişiklikler yaptı. Aykut Kocaman'a gidip
"Seni kim rahatsız ediyor, onları alayım" dese o ancak bunları seçerdi. Çıkardığı adamlarla G.Saray'ın ileride topa basmasını, kanat akınları yapmasını ve orta sahadan top çıkarmasını önledi. Bu oyunun mimarları, Elano, Cana ve Misimoviç'i çıkararak intihar etti. İntiharın işaretini de G.Saray'ın kadrosunda ne işi olduğunu merak ettiğim, her ikili mücadeleyi kaybeden, ayağına gelen topları da rakibe atan Barış'ı sokarak verdi. Ve maç tamamen F.Bahçe'ye döndü. Ne var ki, haftalardır söylediğim gibi F.Bahçe de ahım şahım bir top oynamıyordu. Rijkaard'ınkini aratmayan ikinci yarıdaki G.Saray'ı yenebilmeleri işten değildi. Ama onlar da sanki beraberliğe razı,
"Hasbelkader bir gol atarsak üstüne yatarız" havasında oynadılar. Hakem de bu yarıda G.Saray'a yardımcı oldu. Lugano'nun çok haklı olarak itiraz ettiği pozisyonda Neill'ın yaptığı hareket kesinlikle ikinci sarıdan kırmızıydı. Hakem G.Saray'ın 10 kişi kalmasına razı olmadı.
ALEX BU MAÇTA ÇIKMAZDI
G.Saray'ın ilk defa F.Bahçe'den daha fazla istediğini söyleyebilir miyiz?
Sadece ilk yarı için. İkinci yarı "Aman berabere bitsin" diyen bir Hagi ve G.Saray vardı. Burada Aykut Kocaman da bence çok önemli bir hata yaptı. Aslında Alex 5 yıldır nasıl oynuyorsa o Alex idi. Ama bu maç bu kadar rölantiye girmişken ve G.Saray'ın hiç hücuma çıkmadığı, çıkma niyeti olmadığı açıkça görülmüşken Alex gibi duran toplarda ve gol paslarında çok önemli, gol vuruşlarında ise her zaman sürpriz yapacak bir adamı oyundan almak çok yanlış. Semih'in girmesi doğruydu. Dia veya Stoch çıkmalıydı; Alex değil. Oyun oynayan bir takımda Alex sırıtır. Oyun oynamayan bir takımda ise beklersin ki Alex bir şey yapsın.
Ne şiş yandı, ne de kebap denebilir mi?
Bence hem şiş yandı hem de kebap! Trabzonspor ve Bursaspor gecenin galipleriydi.