Spor Toto Süper Lig'e kötü bir başlangıç yapan Galatasaray, Gaziantepspor'u 1-0 mağlup ederek evinde ilk galibiyetini elde etti.
Deplasmanda Sivasspor'a, ardından içi sahada Bursaspor'a yenilen ''Cim bom'', ilk 3 puanını ligdeki 3. hafta karşılaşmasında deplasmanda Eskişehirspor'dan almıştı. Sarı-kırmızılılar, ilk iç saha galibiyetini Gaziantepspor'u yenerek elde etti.
İlk iki maçını kaybeden Galatasaray, Eskişehirspor ve Gaziantepspor galibiyetleriyle üst üste iki karşılaşmadan 3'er puanla ayrılıp, puanını 6'ya çıkardı.
RIDVAN DİLMEN: Hırs, arzu var. Ya futbol? (SABAH)
Ali Sami Yen'de çoktandır resmi maç kazanamamak Galatasaray'ı hırslandırmış. Müthiş bir arzu var, doğru. Eskişehir'deki galibiyetin de ancak Gaziantepspor'dan da üç puan alınırsa anlamı olacak. İşte böyle bir tempoda başladı Galatasaray. Çok mücadele ettiler. Ama pozisyona giremediler.
Galatasaray'ın eskiden bir kimliği vardı; rakibi ezen, iki devrede en azından 25'er dakika rakip sahada oynayan. Bunu kaybetti. Artık öne geçmek için debelenen, öne geçince de korumaya çalışan bir yapıda.
Bu maçta alınan 1-0'lık galibiyetin ve kötü futbolun bir özrü var. Kaostan çıkma çabası. Ligde ikide sıfırla başlamışsın, Avrupa'dan elenmişsin. Ama artık bundan sonraki maçlarda özrün yok.
"Galatasaray iyi" dememiz için rakip sahada her devre en az 20-25 dakika oynadığını görmemiz lazım.
LEVENT TÜZEMEN: Kimi cezalandırdı? (SABAH)
İyi bir lider başkalarının gördüğünden daha fazlasını gören, başkalarının gördüğünden daha uzağını gören ve başkalarından daha önce gören kişidir. Rijkaard geçen yıldan bu yana Galatasaray'ı çalıştırıyor. Bir yıl oyuncuları tanımak ve onların neler yapabileceklerini öğrenmek adına uzun bir süre değil mi? Hele hele Rijkaard gibi kariyeri yüksek bir hoca oyun felsefesini, "Biz geride oyunu kabul edemeyiz. Önde oynamamız gerekir" diye açıklamışsa ve oyuncuları tanıyorsa ilk yarıdaki kadroyu çıkarmamalıydı.
Rijkaard devrede Ali Turan-Elano ikilisini çıkartıp, sağ kanadı Sabri-Aydın ikilisiyle tamir edince Galatasaray anında hücumda etkili olmaya başladı. İki kanat da çalışınca Gaziantep savunmasının dengesi ve rahatı bozuldu. Eğer elinde Sabri varsa oynar. Ancak hoca olarak önce "Milli Takım'da oynadı" diye Sabri'ye disiplin gösterisi yaparsan bedelini takım çeker. Sabri hem tribünlere hava getirdi hem de Galatasaray'a hücumda hız kazandırdı.
HAKAN DİLEK: Kral'ın aşkına (FOTOMAÇ)
Galatasaray bu kez bütün 'ustalarını' sahaya sürmüş. İnsua, Misimoviç, Kewell, Baros… Tabi ki yine sakatları var. -O olmazsa olmuyor zaten.- Karşısında bu kez "dişli'' bir ekip var. Her pozisyonda kademeli adam tutarak oynuyor Tolunay Kafkas'ın Gaziantepspor'u. Orta sahayı aşmakta mahir, son vuruşlarda biraz ürkektiler. Özellikle Julio ve Popovetkili isimler. İlk yarı defansa da iyi yaslanıyor, özellikle 'ileriyi' oynatmıyorlar. O kadar ki Galatasaray ilk net gol pozisyonunu taa 46. dakikada İnsua'nın ortasında topu kaleciye nişanlayan Baros'la buldu. Bir tek şeyi yapacaktı Galatasaray; kanatları kullanacaktı. Bunu da ikinci yarı yaptı. Elano yoktu yerine 'yırtık uçurtma!' Aydın vardı. Ve elbette ki kanattaki müzmin ayrılığımız Sabri.
Hızlı oynamalıydı Galatasaray skoru koruyarak. Öyle de yaptı. Özellikle Pino'nun 80'lerde kenardan taşıyıp Baros'a aktarmak istediği top içerikte sarı-kırmızılı ekibin nasıl oynaması gerektiğini anlatıyordu. Bu gecikmiş iştah Galatasaray için yeterli olur mu bilinmez. Bu kadar isteğe rağmen bir gol için tam bir saat beklemek zorunda kaldılar. Ama bu çok zor maçı da kopardılar… Kral'ın ruhuna; parçalı formanın aşkına…
BÜLENT TULUN: Abuk sabuk işler (FOTOMAÇ)
UEFA Avrupa Ligi'nden Ağustos ayında elenmiş 3 maçta 6 puan kaybetmiş Galatasaraytakımı, son derece mütevazı Gaziantepspor karşısında ilk şutunu 39. dakikada rakip kaleye atıyorsa ve ilk pozisyonunu bu şekilde yakalıyorsa, bunda ne topun çizgiyi geçmesi ne dedikodular bu futbolun izahı değildir. Üç gün evvel milli takımda direkt oynayan Sabri yerine Ali Turan ile başlıyorsan gerçekten senin kariyerini tartışırım Rijkaard.
İnsua olmayan solbek mevkiini doldurabilir görünüyor. Misimoviç, Elano'nun başka bir versiyonu. Teknik ve inceci ama takım savunmasına katkısı yok. Bazı maçları kurtarabilir ama genel fatura yüksek olacak. Baros'un bu kadar az topla buluşturulabildiği bir sıradan maçı 1-0'a yatarak kazanma hesapları içindeyse vah Galatasaray'ın haline. Yazık harcanan bunca paraya. Teknik heyetin Türkiye rekoru maaşına... Herkes yol yakınken şapkasını önüne koyup düşünmeli, ama önce şapka lazım...