Kazanmak için büyük oyunculara sahip olacaksın. Antrenörün kim olduğuna önem vermem. İyi oyuncular olmadan kazanamazsınız, ama onları da kaybedebilirsiniz. İşte antrenörün fark yarattığı nokta budur.
Bu sözler
Notre Dame Futbol Antrenörü Lou Holtz'a ait.
Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, Türkiye'ye adım attığında yer yerinden oynamış, UEFA bu transferi manşete taşımıştı. Galatasaray Başkanı
Adnan Polat "Rijkaard bir devrimdir" açıklamasını yapmıştı. Rijkaard'ın futbolculuğuna hep şapka çıkardım.
Yaratıcı, hem aklı hem de fizik gücüyle oynayan bir yıldızdı. Lakabı
"Kadife ayak" idi. Barcelona'da iki lig şampiyonluğu yaşadı. 2006'dakini Şampiyonlar Ligi zaferi ile taçlandırdı.
Rijkaard'ın Galatasaray'daki teknik direktörlük performansı "Taşlı tarla"ya benziyor. Taraftarın, camianın beklediği farklılığı ortaya koyamıyor. Başarıyı yakalayamadıkça sinirleniyor, bu gerginliği yüzünden basın toplantılarında şaşırtan ifadeler kullanıyor. Üç örnek vereceğim:
1- UZATMALARLA 80 dakika 10 kişi oynayan Fenerbahçe'ye Almanya'da yenilince
"Rakibimiz sezonu bizden erken açtığı için daha diriydi" dedi.
Galatasaray sezonu 5 Temmuz'da açtı.
1 Temmuz'da "Aslan'ın sefası" başlıklı yazımda
"Avrupa arenasında ter dökecek olan Bursa, F.Bahçe, Beşiktaş ve Trabzon sezonu açtı ama Galatasaray'da tatil sürüyor! Rakiplerinden 10 gün sonra idmanlara başlayacak olan Aslan'ın bu rehaveti başını yakabilir" demiştim.
Rakipleri çalışırken tatili 50 güne uzatan Galatasaray'ın bugünkü fizik gücü ortada. Rijkaard, sezonu 5 Temmuz'da açma kararını neden verdi? Tüzüğe dalan yönetim buna niye karşı çıkmadı? Rijkaard, yönetimin maaşlı adamı değil mi? Üstelik Başkan Adnan Polat daha önce futbol şube sorumluluğu yapmadı mı? Herkes tabanca gibi oynuyor,
"Sefacı Aslan" yerlerde sürünüyor.
2- OFK ile İstanbul'da 2-2 biten maçtan sonra Rijkaard futbolcularını
"Taç atmaya koşarak gittiler. Zaman kazanmak için değişiklik yaptım, koşarak çıktılar. Futbolcularıma profesyonelliği öğretemedim" diye eleştirdi. Böyle bir mazereti, hele OFK gibi bir takıma karşı kabul etmem, Galatasaray camiası da asla onaylamaz. Rakip çok güçlü olur, son dakikalara girilmiştir, profesyonellik gereği vakitten çalmaya çalışırsın. Galatasaray bunu yapamadığı için bazı maçlarda rakiplerine yakalanmıştı. Ama
Rijkaard, OFK beraberliğine bunu bahane edince takım Sivas'ta işi abarttı. 7. dakikada golü attıktan sonra duran toplara adeta emekleyerek gitmeye kalktı. 83 dakika vakit geçer mi? Futbolcular niye böyle davrandı? Çünkü
sezonu geç açtıkları için güçleri yok.
3- SİVAS'TAKİ yenilgi sonrası Rijkaard,
"Milli futbolcuların yorgunlukları maça yansıdı. Milli takımda futbolcularımız 90 dakika, diğerleri 45 dakika oynuyor. Bunlara da dikkat etmek zorundalar" diyerek Hiddink'i suçladı.
Bu ifadeler marka olmuş Rijkaard'ın Galatasaray'da yaşadığı çaresizliğin itirafıdır. Fatih Terim döneminde Galatasaray milli takımlara yerlisi, yabancısıyla 15 civarında futbolcu gönderir, Florya'da teknik heyet dışında sadece bir avuç futbolcu kalırdı. Romanya maçında Galatasaray'dan üç (89'da çıkan Arda dahil), Fenerbahçe'den de üç futbolcu 90 dakika oynadı. Rijkaard Barcelona ile 2006'da İspanya Ligi ve Şampiyonlar Ligi'ni alırken kaç futbolcusu Milli Takım'a gidiyordu? Sayalım:
Eto'o, Ronaldinho, Messi, Deco, Xavi, Gio, Puyol, Marquez, Edmilson, Larsson, Van Bommel. Üstelik bu 11 futbolcudan çok uzak yolculuklar yapanlar da vardı. Demek ki;
çaresizlik insanı, kendini ve başarılarını inkar edecek hale getirebiliyor.