Sözlükte "belli bir zaman tesbit etmek" anlamındaki vakt kökünden türeyen mîkāt (çoğulu mevâkīt) "bir iş için belirlenen zaman ve yer" demektir; bu bakımdan hacda ihrama girilen yerlere de mîkāt denir. İlm-i mîkāt güneş, ay ve yıldızlar vasıtasıyla zamanın, özellikle namaz vakitlerinin belirlenmesi ilmidir. İslâm astronomisinin amaçlarından biri, namazların tam vaktinde ve kıble yönünde kılınabilmesine imkân sağlamaktır. İslâmiyet'in ilk yıllarında namaz vakitleri, her insanın kolayca uygulayabileceği pratik yöntemlerle ve yaklaşık olarak tayin edilebiliyordu. II. (VIII.) yüzyıldan itibaren bu konuda uyulması gereken ilmî esaslar ortaya konuldu ve bunlara bazı küçük değişikliklerle günümüze kadar uyuldu. III. (IX.) yüzyılda ilk defa her boylam derecesi veya yılın her günü için "el-evkātü'l-hamse" (el-evkātü'ş-şer'iyye) denilen ezan saatleri ve kıble tayini tabloları hazırlanmış, bu konudaki faaliyetler VIII. (XIV.) yüzyılda Şam'da en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bu işle uğraşan kimselerden dinî kurumlarda görevli olanlara muvakkit, ilmî çalışma yapan astronomlara ise mîkātî adı verilmektedir (ayrıca bk. MUVAKKİTHÂNE).
Beş vakit namazın şartlarından biri vaktin girmesidir ve bu şart sadece farz namazlar için değil onlara bağlı sünnetler, vitir, teravih ve bayram namazları için de geçerlidir. Kur'ân-ı Kerîm'de farz namazların kılınma zamanlarına ilişkin bazı işaretlere rastlanmaktaysa da (el-Bakara 2/238; en-Nisâ 4/103; el-İsrâ 17/78; en-Nûr 24/36; er-Rûm 30/17-18; Kāf 50/39-40; ed-Dehr 76/25) bu vakitler daha çok Hz. Peygamber'in fiil ve sözleriyle açıklık kazanmıştır. Onun yaptığı açıklamalar hadis kaynaklarında müstakil kitap veya bab başlıkları altında yer almış (Buhârî, "Mevâḳītü'ṣ-ṣalât", 1, 9-14, 18-21, 27; Müslim, "Mesâcid", 166-179; Tirmizî, "Ṣalât", 1), genellikle vaktinde kılınan namazın önemi, kazâya kalan namazlar, vakitlerin cevaz, kerahet, haramlık ve fazilet bakımından değerlendirilmesi gibi konularda olan bu açıklamalar fıkıh kaynaklarında etraflı şekilde ele alınarak tartışılmıştır (bk. VAKİT).
Farz namazı vakitlerinin tayininde, öncelikle sabah ve akşamın başlangıç saatlerinin astronomik olarak açıklığa kavuşturulması zorunluluğu vardır. Bunların tesbiti için, gün doğumundan (tulû') önce doğu ufkunda gün ağarmasının (fecr-i sâdık, fecir) başladığı ve gün batımından (gurûb) sonra batı ufkundaki kızıllığın (şafak-ı ahmer, bazı âlimlere göre beyazlığın, şafak-ı ebyaz) kaybolduğu zaman güneş ışınlarının ufuk düzlemiyle yaptığı açıların kaç derece olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Habeş el-Hâsib, Neyrîzî, Bîrûnî ve İbnü'l-Heysem her iki açıyı da 18, Ebü'l-Hasan İbn Yûnus ve İbnü'ş-Şâtır gün doğumunu 19, gün batımını 17 ve Hasan b. Ali el-Merrâküşî gün doğumunu 20, gün batımını 16 derece olarak hesaplamışlardır. Günümüzde ise gün doğumu açısı 18, gün batımı açısı 17 derece olarak kabul edilmektedir.
Namaz Vakitlerinin Matematiksel Yolla Hesaplanması. Güneşin gökküredeki konumuna bağlanan namaz vakitlerinin belirlenebilmesi için güneşin o konumuna ilişkin saat açısının bulunması gerekir.
Şekilde G güneşin herhangi bir andaki konumu, NZSZ1 meridyen, NS ufuk düzlemi, Z baş ucu (zenit), Z1 ayak ucu (nâdir), AB ekvator düzlemi, P gök kutbu, PP1 ekvatorun kutupları olsun; GPZ açısı (H) güneşin saat açısıdır. δ güneşin dik açıklığı (declination) ve α sağ açıklığı (rectesantion), ϕ gözlem yerinin enlemi ve h da yükseklik olmak üzere H saat açısını veren genel bağıntı şu şekilde elde edilir:
PG = 90° - δ
GZ = z = 90° - h
ZP = 90° - ϕ
cos (z) = cos (90 - ϕ) cos (90 - δ) + sin (90 - ϕ) sin (90 - δ) cosH
𝑐𝑜𝑠𝐻=𝑐𝑜𝑠𝑧−𝑠𝑖𝑛ϕ.𝑠𝑖𝑛δ𝑐𝑜𝑠ϕ.𝑐𝑜𝑠δcosH=cosz−sinϕ.sinδcosϕ.cosδ
Namaz vakitlerinin tayininde güneşin doğuş ve batış zamanlarının hesabı ise şu şekilde yapılır: Bir yerin en yüksek noktasında bulunan bir gözlemciye göre güneş kursunun üst kenarının ufukta görünmesi doğuş anına, kaybolması da batış anına tekabül eder. Güneş doğuş ve batış sırasında ufukta olduğuna göre merkezinin ufuktan uzaklığı z = 90°'dir. Ancak üst kenarının ufuk düzleminin altına inmesi için kırılma etkisinin ve yarı çapının da dikkate alınması gerekir. Güneşin yarı çapı ortalama R = 16', z = 90°'de ışınlarının kırılma miktarı ise ΔΘ = 34''dır. Kırılma ve yarı çap etkileri göz önüne alındığında güneş kursunun üst kenarının batması için z = 90° 50' olur. Bu durumda güneşin doğuş ve batış anındaki H saat açısını veren genel bağıntı
𝑐𝑜𝑠𝐻=𝑐𝑜𝑠(90°50′)−𝑠𝑖𝑛ϕ.𝑠𝑖𝑛δ𝑐𝑜𝑠ϕ.𝑐𝑜𝑠δcosH=cos(90°50′)−sinϕ.sinδcosϕ.cosδ
şeklini alır. Burada H gerçek güneş saati açısıdır ve doğuş için -H, batış için ise +H değeri alınır. Fakat günlük hayatta gerçek güneş saati değil ortalama güneş saati kullanılır. Bu saatler arasındaki farka astronomide zaman denklemi (ET) adı verilir. Bu durumda H değerine zaman denklemi değerini eklemek gerekir. Zaman denklemi değeri ise şu şekilde elde edilir:
YZ = 6.646065556 + (8640184.542*T + 0.0929*T2) / 3600
ET = 12 - α + YZ
T = (JD-2415020) / 36525
Ülkemizde ortalama güneş saati İzmit'ten geçen meridyene göre düzenlendiğinden diğer yerler için boylam farkı eklenir veya çıkarılır. ET bu zamana ait zaman denklemi değeri, L hesabın yapıldığı yerin İzmit boylamından farkı olsun. Buna göre doğuş için 12 - H - ET ± L ve batış için 12 + H - ET ± L sonuçları bulunur. Aynı yöntemle z = 108° ve z = 107° alınarak imsak ve yatsı vakitleri hesaplanır. İkindi vakti için ayrıca zenit uzaklığı tesbit edilmelidir; formül şöyledir:
φ = ϕ - δ
Asr-ı evvel: z = Arctan (1 + φ)
Asr-ı sânî: z = Arctan (2 + φ)
Öğle vakti için ise güneşin meridyenden geçiş anının hesaplanması gerekir ve bunun formülü α - ET ± L şeklindedir. Ancak öğle vaktinin girebilmesi için bulunan bu değere 7 dakika eklenmelidir; bu şekilde güneşin zeval noktasından batıya meylettiği an hesaplanmış olur.
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi