Osmanlı tarih yazıcılığının ilk dönemlerinde kaleme alınan ve gazavatnâme türünün bilinen en eski örneklerinden biri olan eser birbirine bağlı iki ayrı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, 63. varağa kadar devam eden ve 1443-1444 yılları olaylarını ihtiva eden "Gazavât", ikincisi de "Mahmud Paşa Menâkıbnâmesi"dir. Bilinen tek nüshası, Bilkent Üniversitesi Halil İnalcık koleksiyonunda bulunmaktadır. Üzerinde iki temellük mührü bulunan eserin ilk sayfasındaki fihriste göre nüshanın yetmiş bir varaktan ibaret olduğu anlaşılmaktaysa da 63. varaktan itibaren "Mahmud Paşa Menâkıbnâmesi"nin başladığı, bunun da 66. varaktan sonraki beş varağının koparıldığı görülmektedir. "Gazavât" kısmının 25 ve 30. varakları da eksiktir. Eserin telif tarihi belli değilse de giriş kısmında II. Murad'dan merhum diye söz edilmesi, onun ölümünden (1451) sonra yazılmış olduğunda şüphe bırakmamaktadır.
Eserin "Gazavât" bölümünün muhtevasını, Bizans imparatorunun (VIII. Ioannes Palaiologos) ve Macar kralının (I. Ladislas) Osmanlılar aleyhindeki faaliyetleri, Varna Savaşı, Düzmece Mustafa olayı, Vidin, Niğbolu, Tırnova ve Varna kuşatmaları teşkil etmektedir. Bu bölüm, İzlâdi ve Varna savaşları hakkında eldeki kaynakların en ayrıntılı olanıdır. Eser ayrıca 1444 Edirne barış görüşmelerinin hangi şartlar altında yapıldığını ortaya koymakta, bu müzakerelerin seyrinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmakta, özellikle Segedin görüşmeleri hakkında önemli bilgiler vermektedir. "Gazavât"ta verilen bilgiler Batı kaynaklarıyla mutabakat halinde, hatta onları tamamlar ve tashih eder niteliktedir. Meçhul müellifin hadiseleri doğru ve ayrıntılı biçimde tesbit edebilecek durumda olduğu anlaşılmaktadır. Bu bölümde öteki kaynaklarda adları bile geçmeyen, dönemin ikinci derecede şahsiyetleriyle ilgili bilgilere de rastlanır. Osmanlı tarih yazıcılığının ilk devirlerindeki geleneğe uygun olarak eserin tamamında gazâ ruhu hâkimdir.
Nüshanın "Mahmud Paşa Menâkıbnâmesi" bölümü, Fâtih Sultan Mehmed devri vezîriâzamlarından Mahmud Paşa'nın hayatını ve faaliyetlerini konu almaktadır. Muhtevasından, Kanûnî Sultan Süleyman devrinde meydana getirilmiş bir versiyon olduğu ve bu devirde "Gazavât" ile birleştirildiği anlaşılmaktadır. Sonu eksik olan bu kısmın İstanbul kütüphanelerinde tam nüshaları da vardır. Ancak eksik olan nüshanın tarihî gerçekleri ötekilere göre daha doğru yansıttığı görülmektedir.
Anonim tarihler, Chalkokondyles ve Kemalpaşazâde'nin tarihleriyle olan bazı paralellikler, eserin XV. yüzyılda bilindiği intibaını vermekle birlikte günümüze ulaşan kaynaklarda Gazavât-ı Sultan Murad'ın kullanıldığını söylemek güçtür. Zira başta Edirne barış görüşmeleri ve antlaşması olmak üzere "Gazavât"taki çok önemli bilgiler bu kaynaklarda yoktur. Eser daha sonraki tarihçiler tarafından da kullanılmamıştır. Bunun başlıca sebebi, bilinen yegâne nüshanın Anadolu'nun bir köşesinde özel kişilerin elinde saklı kalmasından kaynaklanmış olmalıdır.
Gazavât-ı Sultan Murad'ı Halil İnalcık ve Mevlût Oğuz ilim dünyasına tanıtmışlardır (DTCFD, VII/2, s. 481 vd.). Daha sonra İnalcık tarafından kaynak olarak kullanılan ve eski harflerle kısmen neşredilen eser (Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikaları, s. 187-202), yine bu araştırmacı ve Mevlût Oğuz tarafından açıklayıcı notlar, faksimile metin ve bir lugatçe ilâvesiyle yeni harflerle yayımlanmıştır (Ankara 1978).
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi