Milâttan sonra 303'te İzmit'te (Nikomedia) öldürülen Saint George'un mezar kalıntıları veya sadece başı sonradan, hıristiyan geleneğinde onun doğum yeri olarak bilinen Lüdd'e taşınmış ve mezarının üzerine yapılan kilise zaman içerisinde şehirle özdeşleşen bir mâbed halini almıştır. İslâm kaynaklarında da kıyametten önce Hz. Îsâ'nın deccâli bu kilisenin veya şehrin kapısında öldüreceğine dair rivayetlere yer verilmektedir (DİA, XXII, 472).
Ne zaman kurulduğu kesin biçimde tesbit edilemeyen, ancak Firavun III. Tutmosis dönemi (m.ö. 1484-1450) belgelerinde adının geçmesinden milâttan önce II. binyılda var olduğu anlaşılan bu Ken'ânî şehir, uzun süren İsrâiloğulları hâkimiyetinin çeşitli aşamalarından sonra Romalılar tarafından zaptedildi. 70 yılında Kudüs'ün düşmesinin ardından yahudi haham okulu buraya taşındı. Hıristiyanlığın ilk asırlarında piskoposluk olan şehrin adını III. yüzyılın başlarında Romalılar Diospolis'e çevirdiler; ancak bu isim fazla yaşamadı. 636'da barış yoluyla müslümanların eline geçen Lüd, Emevîler döneminde bir ara mahallî idare merkezi olarak kullanıldı; Emevî Halifesi I. Velîd'in (705-715) Filistin'e vali tayin ettiği kardeşi Süleyman'ın 4 km. güneyine kurduğu Remle'nin idarî merkez yapılmasıyla da gerilemeye başladı. 399'da (1008-1009) Fâtımî Halifesi Hâkim-Biemrillâh tarafından yıktırılan Saint George Kilisesi'nin yerine Haçlılar 1150'de aynı adı taşıyan büyük bir katedral yaptılar ve şehrin adını da Saint George koydular. Hittîn Savaşı'ndan (583/1187) sonra Selâhaddîn-i Eyyûbî'nin yönetimine giren şehir, Memlükler zamanında Kahire-Dımaşk güzergâhının konaklama noktalarından biri haline geldi ve buraya Sultan Baybars'ın emriyle günümüze kadar ayakta kalan Ömer Camii yapıldı (667/1269).
Osmanlı döneminde idarî merkez Remle'nin gölgesinde köye dönüşen Lüd sonradan ona bağlı bir nahiye merkezi oldu. 1552'de Kanûnî Sultan Süleyman'ın eşi Hürrem Sultan tarafından Kudüs'te yaptırılan imaretin vakıfları arasında Lüd arazisi de vardır. XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren belirgin bir gelişme gösteren Lüdd'ün nüfusu giderek artmaya başladı ve yüzyılın sonunda 2000'i Ortodoks hıristiyan olmak üzere 7000'e ulaştı. Bu gelişmeyle birlikte Ortodokslar, harap ve metruk halde bulunan Saint George Katedrali'ni yeniden inşa etmek için girişimde bulundular. Latin kilisesi mensuplarının itirazı üzerine Sadrazam Âlî Paşa, konuyu incelemek ve bir rapor hazırlamak üzere Suriye Valisi Mehmed Râşid Paşa başkanlığında bir komisyon kurdu. Eylül 1870'te incelemelerini tamamlayan komisyon Ortodokslar lehine görüş bildirince Latin kilisesine bağlı Haçlılar'ın yaptığı katedralin yerine onun kalıntılarından da yararlanılarak biraz daha küçük olan bugünkü kilise inşa edildi. Aynı yıllarda İngiliz arkeolog ve misyonerlerinin yoğun ilgisini çeken Lüd'de Palestine Exploration Fund adlı kuruluş uzun süre devam eden arkeolojik araştırmalar başlattı ve misyonerlik cemiyeti burada biri erkeklere, diğeri kızlara ait olmak üzere iki okul açtı; XX. yüzyılın başında ise Mekteb-i Maârif adı altında bir Osmanlı devlet mektebi kuruldu.
1892'de açılan Yafa-Kudüs demiryolu istasyonlarından biri Lüd'de idi; ayrıca şehrin Yafa-Kudüs ve Hayfa-Kahire ana yollarının kavşak noktasında bulunması önemini arttırıyordu. Bu durum İngiliz manda yönetimi döneminde (1920-1948) gelişmenin hızlanmasına sebep oldu. 1927'de meydana gelen bir deprem, yeni yapılanmanın eski yerleşim merkezinin dışına doğru kayması sonucunu doğurdu ve gelişmenin hızını arttırdı. 1934'te 4 km. kuzeyine bir havaalanı yapılması Lüdd'ün özellikle ekonomik açıdan gelişmesine büyük katkıda bulundu ve Lüd 1939'a kadar Remle kaymakamlığına bağlı bir nahiye merkezi iken altmış köye sahip yeni bir kazanın merkezi oldu. 1947 Birleşmiş Milletler paylaşım planında Lüd Filistin Arap topraklarında bırakıldıysa da 11 Temmuz 1948'de İsrail ordusu tarafından işgal ve ilhak edildi; iki gün sonra da 22.000 nüfusla birlikte burada oturan 10.000 civarında mültecinin tamamına yakını İsrail sınırları dışına çıkarıldı (Morris, s. 207). Böylece eski Lüdd'ün yerinde bu tarihten itibaren az sayıda müslüman ve hıristiyan Arap nüfusun yaşadığı ve genellikle Arap ülkelerinden gelen yahudilerin yoğun biçimde yerleştirildiği yeni bir şehir oluşturuldu (2003 yılında nüfusu 57.000). İngilizler'in manda yönetimi döneminde yaptıkları havaalanının David Ben Gurion adı altında İsrail'in en büyük uluslararası havaalanına dönüştürülmesiyle Lüd, uçak bakım-onarımının yanı sıra sivil ve askerî uçakların yapımının da gerçekleştirildiği büyük sanayi kuruluşlarına sahip oldu; kâğıt, gıda, sigara ve elektrikli alet sanayileri de gelişmiş durumdadır. Şehrin tarihî eserleri arasında Ömer Camii ile onun mimarı Alâeddin Ali es-Sevvâk'ın yaptığı 1273 tarihli Cindâs Köprüsü başta gelir.
Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ