Müftîzâde Mehmed Sâdık Kimdir? Müftîzâde Mehmed Sâdık'ın Hayatı
İsim zinciri Mehmed Sâdık b
es-Seyyid Abdürrahîm b. Süleyman b. Abdüllatîf el-Erzincânî'dir. Babasının adı bazı kaynaklarda yanlışlıkla Abdurrahman olarak geçer (krş.
Hediyyetü'l-ʿârifîn, II, 355; Şaban, s. 122). Aynı şekilde Müftîzâde Mehmed Sâdık ile mutasavvıf Mehmed Sâdık Erzincânî (ö. 1209/1794) bazı kaynaklarda birbirine karıştırılmış (bk. Bostancıoğlu, s. 14), bir kısım kataloglarda da birinin eserleri diğerine nisbet edilmiştir (krş.
Muʿcemü'l-maḫṭûṭât, III, 1459). Hayatına dair fazla bilgi bulunmayan Mehmed Sâdık bir ara Erzincan'da müftülük yaptı, daha sonra İstanbul'a gitti ve orada yaşadı. Vefatında Üsküdar'da İcadiye'den Karacaahmet Mezarlığı'na giden caddenin sağ tarafında defnedildi. Arap dili ve grameri, belâgat, aruz, kafiye, mantık gibi ilimlerde derin bilgi sahibi bir şahsiyetti.
Ḥâşiye ʿale'l-Ḥüseyniyye adlı eserinin önsözünde (s. 3), kötünün kötüsü bir zamanda yaşadığını; değerli insanların zelil bir halde, değersiz insanların ise baş üstünde tutulduklarını, kâmil insanlar zillet denizinde yüzerken cahillerin saraylarda koltuklara yaslandıklarını dile getirir.
Eserleri. 1. Şerḥ ʿalâ Şerḥi'l-İstiʿâre li-ʿİṣâmiddîn el-İsferâyînî. Ebü'l-Kāsım es-Semerkandî'nin
Ferâʾidü'l-fevâʾid li-taḥḳīḳi meʿâni'l-istiʿârât (er-Risâletü's-Semerḳandiyye) adlı eserine İsâmüddin el-İsferâyînî'nin yazdığı şerh üzerine kaleme alınmıştır. Semerkandî'nin en önemli mecaz türü olan istiare konusunu derli toplu bir şekilde anlattığı bu risâlesi üzerine yazılmış çok sayıda şerh arasında rağbet görmüş en önemli şerhlerden biri, belki de birincisi İsferâyînî şerhidir. Müftîzâde kendi döneminde çok rağbet görmesi üzerine bu şerhi daha iyi anlaşılması için tekrar şerhetmiştir (İstanbul 1253, 1279; Kahire 1254, 1275) (bk.
SEMERKANDÎ, Ebü'l-Kāsım).
2. Ḥâşiye ʿalâ Şerḥi'l-Ḥüseyniyye fi'l-âdâb (Ḥâşiye ʿale'l-Ḥüseyniyye mine'l-âdâb). Hüseyin Şah Çelebi Niksârî Amâsî'nin
el-Ḥüseyniyye fî âdâbi'l-baḥs̱'ine Debbâğîzâde Şah Hüseyin Antâkî'nin yazdığı şerh üzerine kaleme aldığı şerhtir. Eserin adı çeşitli baskıların kapağında ve kütüphane kataloglarında
Ḥâşiye ʿale'l-Ḥüseyniyye mine'l-âdâb şeklinde geçmekle birlikte sonunda
el-Ḥüseyniyye üzerine yazılan şerhin hâşiyesi olduğu belirtilmektedir. Ancak Müftîzâde'nin önsözdeki açık ifadesi ve metnin muhtevası bu eserin bir hâşiye değil hem
el-Ḥüseyniyye hem şerhi üzerine kaleme alınmış daha mufassal bir şerh olduğunu göstermektedir (İstanbul 1255, 1272, 1290, 1292, 1308).
3. Ḥâşiye ʿalâ Şerḥi'l-Ḳuṭb li'ş-Şemsiyye / Müftîzâde ʿale'ş-Şemsiyye. Ali b. Ömer el-Kâtibî el-Kazvînî'nin mantık kurallarına dair
er-Risâletü'ş-Şemsiyye adlı eserine Kutbüddin er-Râzî et-Tahtânî'nin yazdığı
Taḥrîrü'l-ḳavâʿidi'l-manṭıḳıyye fî şerḥi'r-Risâleti'ş-Şemsiyye adlı şerh için kaleme alınan hâşiyedir (baskı yeri ve tarihi yok).
4. Ḥâşiye ʿale't-Taṣdîḳāt. Kâtibî'nin
er-Risâletü'ş-şemsiyye'sinin "Taṣdîḳāt" bölümüne Kutbüddin er-Râzî'nin yazdığı şerhe hâşiyedir (İstanbul 1254, 1279, 1838).
5. Ḥâşiye ʿale't-Taṣavvurât. Yine Kâtibî'nin
er-Risâletü'ş-şemsiyye'sinin "Taṣavvurât" bölümüne Kutbüddin er-Râzî'nin yazdığı şerhe hâşiyedir (İstanbul 1253, 1254, 1259, 1276, 1279, 1307, 1309, 1310). Ayrıca
Osmanlı Müellifleri'nde (II, 33) kendisine
Fâtiha Sûresi Hâşiyesi adlı bir eser nisbet edilmektedir.
Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ