108'de (726) Medine'de doğdu. Aşere-i mübeşşereden Abdurrahman b. Avf'ın torunu olan babası rivayetleri Kütüb-i Sitte'de yer alan bir muhaddis ve fakihti; Medine'de kadılık yapmıştı. İbrâhim'in yetişmesinde İbn Şihâb ez-Zührî'nin büyük katkısı olmuş, İbrâhim ayrıca Saffân b. Süleym, Sâlih b. Keysân, İbn İshak, Abdullah b. Muhammed b. Akīl, Hişâm b. Urve, Muhammed b. İkrime el-Mahzûmî'den rivayette bulunmuştur. Kendisinden oğulları Ya'kūb ve Sa'd ile Şu'be b. Haccâc, Leys b. Sa'd, Bişr el-Hâfî, İbnü'l-Mâcişûn, Abdurrahman b. Mehdî, Ahmed b. Hanbel, Ebû Dâvûd et-Tayâlisî hadis rivayet etmiştir. Döneminde Medine'de onun en çok hadis bilen kişi olduğu, İbn İshak'tan sadece ahkâm konusunda yaptığı rivayetlerin 17.000 civarında bulunduğu belirtilmekte (Hatîb, VI, 83), Zehebî ise farklı senedler ve mükerrerlerle bu sayıya ulaşıldığını, gerçekte söz konusu rivayetlerin bu rakamın onda birine dahi ulaşmadığını kaydeder (Aʿlâmü'n-nübelâʾ, VII, 40). İbrâhim b. Sa'd, ömrünün sonuna doğru oğullarından biriyle Bağdat'a yerleştiğinden çok sayıda Iraklı kendisinden hadis almış, Abbâsî Halifesi Hârûnürreşîd ona ikramda bulunmuş, fetvalar sormuş (Hatîb, VI, 84; Safedî, V, 352), beytülmâlin velâyeti görevi de kendisine verilmiştir. Rivayetleri Kütüb-i Sitte'de yer alan İbrâhim b. Sa'd 183'te (799) Bağdat'ta vefat etti; bu tarih 182 (798), 184 ve 185 olarak da zikredilmiştir.
Ahmed b. Hanbel, İbrâhim b. Sa'd'ın sika, hadislerinin "müstakīm" olduğunu söylemiş, Yahyâ b. Maîn, özellikle Zührî'den yaptığı rivayetleri başkalarının rivayetlerine tercih ederek onun için sika, hüccet veya "leyse bihî be's" ifadelerine yer vermiştir. Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî, Ebü'l-Hasan el-İclî ve İbn Adî de onun için sika terimini kullanırken Ebû Hâtim er-Râzî bir rivayete göre sika, diğer bir rivayete göre ise "leyse bihî be's" demiş, Vekî' b. Cerrâh, sika olup olmadığını bilmediği gerekçesiyle başlangıçta rivayette bulunmamışsa da daha sonra ondan hadis almıştır.
Aynı zamanda fakih olan İbrâhim b. Sa'd, ud çalarak şarkı söylemeyi ve mûsiki dinlemeyi câiz gördüğü için eleştirilmiş, Zehebî ise mûsikiye dair kesin bir nas olmadığı için onun tenkit edilemeyeceğini belirtmiştir. Kendisine yöneltilen eleştiriler sebebiyle biyografisine Mîzânü'l-iʿtidâl'de yer veren Zehebî hadislerinin delil olarak kabul edilmesi, cerh ve ta'dîlde görüşüne başvurulacak münekkitler arasında sayılması dolayısıyla onu Ẕikru men yuʿtemedü ḳavlühû fi'l-cerḥ ve't-taʿdîl, er-Ruvâtü's̱-s̱iḳātü'l-mütekellem fî-him bimâ lâ yûcibü reddehüm ve Teẕkiretü'l-ḥuffâẓ gibi eserlerine de almıştır. İbn İshak'ın es-Sîre'sinin râvilerinden olan İbrâhim b. Sa'd'ın bazı hadislerini ihtiva eden bir cüzün VIII. yüzyılda istinsah edilmiş nüshası Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye'de (Hadis, nr. 1558, vr. 373-392) bulunmaktadır (Sezgin, I, 95).
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi