İbnü’n-nakīb el-makdisî

Aslen Belhli olup 15 Şâban 611'de (20 Aralık 1214) Kudüs'te doğdu. Tahsil için Kahire'ye giderek çeşitli hocalardan ders okuduğu belirtilmekteyse de bunlardan sadece Ebü'l-Fazl Yûsuf b. Abdülmu'tî el-Mehîlî'nin adı verilmiş, burada ayrıca tasavvufla da ilgilendiği, Şehâbeddin es-Sühreverdî'den faydalanıp hırka giydiği, kendisinin de Radıyyüddin Ebû Muhammed Hüseyin b. Abdülmü'min et-Taberî'ye hırka giydirdiği zikredilmiştir. İbnü'n-Nakīb Âşûriyye Medresesi'nde, ardından bir hücresine yerleştiği Ezher Camii'nde ders okuttu. Zehebî, Ebû Hayyân el-Endelüsî, Birzâlî ve Ca'berî onun talebeleridir. Daha sonra Kudüs'e dönerek ömrünün sonuna kadar burada yaşadı. Kaynakların Hanefî olduğuna işaret etmesine rağmen İbnü'l-İmâd'ın Hanbelî olduğunu söylediği İbnü'n-Nakīb Muharrem 698'de (Ekim 1298) vefat etti. İbnü'n-Nakīb'in zâhid ve mütevazi şahsiyetine işaret edilerek içlerinde devlet erkânının da bulunduğu pek çok kişinin onu ziyaret ettiği belirtilmiş, emir bi'l-ma'rûf nehiy ani'l-münkere büyük önem verdiği ve her şartta bunu yerine getirmeye çalıştığı kaynaklarda zikredilmiştir.

Eserleri. 1. Muḳaddimetü Tefsîri İbni'n-Naḳīb fî ʿilmi'l-beyân ve'l-meʿânî ve'l-bedîʿ ve iʿcâzi'l-Ḳurʾân. İlk defa İbn Kayyim el-Cevziyye'ye nisbet edilerek el-Fevâʾidü'l-müşevvıḳ ilâ ʿulûmi'l-Ḳurʾân ve ʿilmi'l-beyân adıyla neşredilen eserin (nşr. M. Bedreddin en-Na'sânî, Kahire 1327) daha sonra aynı şekilde çeşitli baskıları yapılmışsa da (Beyrut 1982, Beyrut, ts.; nşr. Muhammed Osman el-Huşt, Kahire 1994, Kahire, ts.) Ahmed Muhammed Şâkir, kitabın İbn Kayyim el-Cevziyye'ye nisbetinin çok şüpheli olduğunu ve yazma nüshasında yer alan ismin sonradan eklendiğini ortaya koymuştur (el-Menâr, XIX/2 [1334], s. 121-122). Bu makalenin ardından birçok ilim adamı onun görüşüne katılmış, ancak eserin gerçek sahibini gösteren olmamıştır (meselâ bk. Bekir b. Abdullah Ebû Zeyd, s. 184-185). Kitabın İbnü'n-Nakīb el-Makdisî'ye aidiyetini ve el-Fevâʾidü'l-müşevvıḳ isminin uydurma olduğunu ilk defa Zekeriyyâ Saîd Ali ileri sürmüştür. Saîd Ali, 1991 yılında tamamladığı doktora tezinde (Belâġatü'l-Ḳurʾân ʿinde'l-müfessirîn, s. 3-19) ve daha sonra yayımladığı makalesinde el-Fevâʾidü'l-müşevvıḳ'taki ifadelerle İbn Kayyim el-Cevziyye'nin savunduğu görüşler arasında çelişki bulunduğunu örneklerle göstermiş; Ebû Hayyân el-Endelüsî, Süyûtî ve diğer müelliflerin eserlerinde İbnü'n-Nakīb'e nisbetle yer alan alıntıların bu kitapta da geçtiğini belirtmiştir. İbnü'n-Nakīb'in tefsirinin Süleymaniye Kütüphanesi'nde mevcut yazma nüshalarındaki (aş.bk.) ifadeler ve kullandığı kaynaklarla el-Fevâʾidü'l-müşevvıḳ'takiler arasında da büyük benzerlikler vardır. Zekeriyyâ Saîd Ali, daha sonra eseri İbnü'n-Nakīb el-Makdisî'ye nisbet ederek geniş bir girişle birlikte Muḳaddimetü Tefsîri İbni'n-Naḳīb adıyla yayımlamıştır (Kahire 1415/1995). İbnü'n-Nakīb eserinde meânî, beyân, bedî' ve i'câzü'l-Kur'ân'a dair tartışmaları toplamış, bunların Kur'an âyetlerinin tefsirindeki önemini ortaya koymuştur. Ebû Hayyân el-Endelüsî'nin de belirttiği gibi (Baḥrü'l-muḥîṭ, I, 6) eser geniş bir derleme olmakla birlikte müellifin şahsî görüş ve tercihlerini de ihtiva etmektedir. Ebû Hayyân tefsirinde, Bahâeddin es-Sübkî ʿArûsü'l-efrâḥ fî şerḥi Telḫîṣi'l-Miftâḥ'ta ve Süyûtî el-İtḳān'da İbnü'n-Nakīb'in eserini kaynak olarak kullanmışlardır. 2. et-Taḥrîr ve't-taḥbîr li-aḳvâli eʾimmeti't-tefsîr fî meʿâni kelâmi's-semîʿi'l-baṣîr. Müteahhir kaynaklarda eserden "tefsir" diye söz edilirken ilk defa Kâtib Çelebi bu ismi kullanmıştır (Keşfü'ẓ-ẓunûn, I, 358). İbnü'n-Nakīb bu kitabında sebeb-i nüzûl, nâsih-mensuh, kıraat, i'rab, hakāik, ahkâm, tefsir ve te'vil başlıkları altında önceki müfessirlerin görüşlerini naklettikten ve âyetler arası münasebeti gösterdikten sonra yer yer kendi düşüncelerini de ifade etmiştir. Tefsirde Taberî, Mâtürîdî, Zemahşerî, İbn Atıyye el-Endelüsî, Fahreddin er-Râzî, Muhammed b. Ahmed el-Kurtubî, Sîbeveyhi, Ebü'l-Bekā el-Ukberî, Hatîb et-Tebrîzî, İzzeddin İbn Abdüsselâm, Sülemî ve Kuşeyrî gibi âlim ve mutasavvıfların görüşlerine fazlaca yer verilmiş, bu sebeple Ebû Hayyân el-Endelüsî kitap hakkında "kesîrü't-tekrîr, kalîlü't-tahrîr, müfritü'l-ishâb" (tekrarları çok, müellife ait yazılar az, ayrıntı ifrat derecesinde) ifadesini kullanmıştır. Eserin bilinen on cildinden altısı Süleymaniye Kütüphanesi'nde (Fâtih, nr. 177; Lâleli, nr. 238; Cârullah Efendi, nr. 71-74), ikisi Fas'ta, biri Tunus'ta, biri de Bağdat'ta bulunmaktadır (Muḳaddimetü Tefsîri İbni'n-Naḳīb, neşredenin girişi, s. 37-38). Tefsirin Süleymaniye Kütüphanesi'nde (Lâleli, nr. 1511, vr. 29-44) Muḫtaṣarü'l-cüzʾi'l-evvel min Kitâbi't-Taḥrîr ve't-taḥbîr li-aḳvâli eʾimmeti't-tefsîr fî meʿâni kelâmi's-semîʿi'l-baṣîr adıyla kayıtlı bir muhtasarı mevcuttur. 3. Risâletü'l-âyâti'l-beyyinât fî tefsîri baʿżı âyâti müteşâbihâti'l-Ḳurʾâni'l-Kerîm. İbtisâm es-Saffâr tarafından Mektebetü'l-Ezher'de gösterilen eseri (Muʿcemü'd-dirâsâti'l-Ḳurʾâniyye, s. 608) belirtilen yerde bulamadığını söyleyen Zekeriyyâ Saîd Ali aynı kütüphanede (nr. 14479 [395 Mecâmî'], vr. 62-93), Fevâʾid mine't-Taḥrîr ve't-taḥbîr li-aḳvâli eʾimmeti't-tefsîr adıyla kayıtlı İbnü'n-Nakīb el-Makdisî'ye nisbet edilen bir yazmanın bulunduğunu bildirmiştir (Muḳaddimetü Tefsîri İbni'n-Naḳīb, neşredenin girişi, s. 39). 4. Minhâcü'l-ʿârifi'l-müttaḳī ve miʿrâcü's-sâliki'l-mürtaḳī. Dâvûdî'ye göre kırk varaklık tasavvufî bir kasidedir.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA