İbn Ebü’l-Cârûd kimdir ?

Mekkeli olup kaynaklarda hayatına dair yeterli bilgi bulunmamaktadır. İmam Şâfiî'den el-Emâlî ile diğer bazı kitapları rivayet etmiş, Mekke'de Şâfiî mezhebine göre fetva vermiştir. Döneminde, bir konuda İmam Şâfiî'nin görüşünün ne olduğu hususunda bir ihtilâf meydana geldiği zaman kendisine başvurulan bir otorite idi (Beyhakī, II, 327; Abbâdî, s. 25). Ayrıca Süfyân b. Uyeyne, Yahyâ b. Maîn ve Şâfiî'nin talebesi Büveytî gibi muhaddis ve fakihlerden de rivayette bulunan İbn Ebü'l-Cârûd, İbn Hibbân ve İbn Hacer el-Askalânî tarafından güvenilir râvilerden sayılmıştır.

İbn Ebü'l-Cârûd'dan Tirmizî, Ebü'l-Abbas Ahmed b. Muhammed el-Ezherî, Za'ferânî, Rebî' b. Süleyman, Ebû Hâtim er-Râzî, İsâm b. Muhammed el-Cürcânî, İbn Vâre ve Ya'kūb b. Süfyân el-Fârisî gibi fakih ve muhaddisler rivayette bulunmuştur. Şâfiî literatüründe adı sık sık geçen İbn Ebü'l-Cârûd'un Tirmizî'nin es-Sünen'inde İmam Şâfiî'den rivayet ettiği bazı görüşleri yer almaktadır (Tirmizî, "Ṭahâret", 6, "Ṣalât", 13). İbn Ebü'l-Cârûd'un aslen Mekkeli olması ve burada iken Şâfiî'den ders almasından hareketle onun rivayetlerinin çoğunluğunu, Şâfiî'nin hukukî görüşlerinde bir dönüm noktası teşkil eden Mısır'a seyahatinden önce sahip olduğu "kadim" görüşlerinin teşkil ettiği söylenebilir.

İbn Ebü'l-Cârûd'un Şâfiî'nin ders halkasında kendisine vekil bıraktığı Büveytî'den rivayette bulunmasından hareketle onun Mısır'a giderek Şâfiî'yi burada ziyaret etmiş olabileceğini söyleyen Mustafa eş-Şek'a İbn Ebü'l-Cârûd'un, "Ebû Ya'kūb el-Büveytî komşumdu; geceleri her uyandığımda onun Kur'an okuduğunu ve namaz kıldığını görürdüm" (Hatîb, XIV, 300; Sem'ânî, II, 339) şeklinde sözlerine dayanarak kendisinin, Büveytî gibi Kur'an'ın mahlûk olmadığı yönündeki görüşlerinden dolayı Bağdat'a getirilerek onunla birlikte hapsedildiği sonucuna varmıştır (el-İmâm Muḥammed b. İdrîs eş-Şâfiʿî, s. 183). Ancak kaynaklarda İbn Ebü'l-Cârûd'un halku'l-Kur'ân meselesinden dolayı hapsedildiğine dair bir bilgi bulunmadığı gibi onun Büveytî ile olan komşuluğunun Mısır'da olması da muhtemeldir.

Takıyyüddin İbn Kādî Şühbe'nin Ṭabaḳātü'ş-Şâfiʿiyye'sinin bazı nüshalarında İbn Ebü'l-Cârûd'un adının Abdullah b. Zübeyr olduğu ve 219 (834) yılında vefat ettiğine dair bir not bulunmaktadır (I, 70). Ancak bu isim ve ölüm tarihi ona değil İmam Şâfiî'nin bir diğer öğrencisi olan Ebû Bekir Abdullah b. Zübeyr el-Humeydî'ye aittir. Zehebî'nin uzun bir ömür sürdüğünü belirttiği İbn Ebü'l-Cârûd'un (Târîḫu'l-İslâm, s. 371) İmam Şâfiî'nin öğrencisi olması ve kendisinden rivayette bulunan kişilerin yaşadığı tarihler dikkate alındığı zaman II. (VIII.) yüzyılın ikinci yarısı ile III. (IX.) yüzyılın ilk yarısı arasında yaşadığı söylenebilir.

Beyhakī, İbn Ebü'l-Cârûd'un el-Muḫtaṣar adında bir eseri olduğunu ve bu eserin Büveytî'nin el-Muḫtaṣar'ındakinden daha fazla rivayet ihtiva ettiğini söylemekteyse de (Menâḳıbü'ş-Şâfiʿî, I, 257) eserin günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir. Diğer taraftan İbn Abdülber en-Nemerî, İbn Ebü'l-Cârûd'un Zâhirî mezhebinin kurucusu Dâvûd ez-Zâhirî ile kıyasın anlamı üzerinde mektuplaştığını ve Dâvûd'un ona karşı kıyasın iptali konusunda bir risâle yazdığını söylemektedir (el-İntiḳāʾ, s. 105).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN