Haydar Ali Han hayatı...

1132 (1720) yılında Bengalur'un kuzeybatısında bulunan Dodballapûr'da doğdu. XVI. yüzyılda Hicaz'dan Hindistan'a göç eden bir aileye mensup olduğu rivayet edilir. Babası Feth Muhammed Han'ın ölümü üzerine beş yaşında iken kardeşleriyle birlikte Bengalur'daki Meysûr (Mysore) Devleti'ne sığındı. Meysûr ordusunda subay olan kuzeni Haydar tarafından asker olarak yetiştirildi ve orduda bazı görevlerde bulundu. İlk askerî başarısını 1749'da Devanhalli'nin kuşatılması sırasında kazandı, mükâfat olarak elli atlı ve 200 piyadeden oluşan bir birliğin kumandanlığına getirildi. 1755'te Mâdûre bölgesindeki Dindigul'a Meysûr Devleti'nin fevcdârı tayin edildi. Burada Fransız uzmanların da yardımıyla bir silâh imâlathanesi kurdu. Daha sonra Bengalur câgîrdarı oldu. 1759 yılında Lutf Ali Beg'le birlikte Meysûr racasını zor durumda bırakan Maratalar'ı yenilgiye uğrattı. Bu hizmetinden dolayı kendisine Feth Haydar Bahadır Han unvanı verildi. Bu arada Meysûr'un genç racası Çikka Krişnarac'ı başveziri Nancarac'ın tahakkümünden kurtarması şöhretini daha da arttırdı ve raca üzerinde giderek daha etkili olmaya başladı.

1760 yılında İngilizler'le savaşan Fransızlar'a askerî yardımda bulunması muhaliflerini harekete geçirdi. Nancarac'ın yerine başvezir olan Kandey Rao, Maratalar'ın gönderdiği askerlerle Haydar Ali'yi mağlûp etti. Bir süre sonra Nancarac'ın yardımıyla durumunu düzeltti ve Kandey Rao'yı yakalayarak hapsetti. Kendisini öldürtmeye çalışan racayı ise yerinde bıraktı. Ancak bütün yetkilerini elinden aldı ve başbakan (dalavay) olarak hâkimiyetini devam ettirdi. Bu esnada Sira, Bednûr, Sundâ ve Malabar'ı Meysûr topraklarına kattı. 1766'da ölen Çikka Krişnarac'ın oğlu Necrac'ı raca yaptı. Bu duruma razı olmayan Marata Pîşvâsı Madu Rao Meysûr ülkesine saldırdı. Haydar Ali 3,5 milyon rupi ödemek suretiyle barış imzaladı. Daha sonra Haydarâbâdlılar'la birlikte İngilizler'in üzerine yürüdüyse de Arkat ülkesinde yapılan savaşta yenildi. Ancak Madras ve Bombay'daki İngiliz kuvvetlerine karşı başarıyla savaştı ve İngilizler barış istemek zorunda kaldılar (4 Nisan 1769).

1770-1772 yıllarında Maratalar'la yaptığı savaşları kaybeden Haydar Ali, bu savaşlar sırasında Maratalar lehine çalışan Meysûr racasını idam ettirdi ve yerine kardeşi Çamrac'ı getirdi. İngilizler'in kendisine karşı Haydarâbâd nizamını ve Maratalar'ı tutması üzerine Fransızlar'a yaklaştı. Bundan sonra İngilizler'le yıllarca sürecek olan savaşlara başladı. 1780 Temmuzunda kalabalık bir süvari ordusuyla Karnataka'ya girdi ve şehri yağmaladı. Konceveram yakınlarında İngiliz kuvvetlerini kesin bir yenilgiye uğrattı. Ardından asıl İngiliz ordusunu Madras yakınına kadar kovaladı. Arkat şehri ve civarındaki yerli askerler Haydar Ali'ye teslim oldular. İngilizler topçuları sayesinde Meysûr ordusunu durdurmayı başarıp 1781'de Porto Novo'da (Mahmud Bender) galip geldilerse de Haydar Ali'nin ordusunun bu bölgeyi yağmalamasını önleyemediler. Bu arada Amiral Suffre'un emrindeki Fransız deniz birliği Karnataka kıyılarında karaya çıktı ve Haydar Ali'nin kuvvetleriyle birleşti. Madras'ta başlayan kıtlık ise İngilizler'i zor durumda bıraktı. Bombay'dan gönderilen yardımcı İngiliz kuvvetleri de Haydar Ali'nin oğlu Feth Ali (Tipû Sultan) tarafından esir edildi.

Haydar Ali Han, Aralık 1782'de Çitor yakınındaki Narasingarayanpet'te bulunan ordugâhında vefat etti. Yerine oğlu Tipû Sultan geçti. Cesur bir kumandan ve iyi bir idareci olan Haydar Ali Han, müslüman olduğu halde Hindular'a müsamaha göstererek onlara yönetimde yer vermiş ve tapınaklarını donatmıştır.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA