Feth Ali Han kimdir?

İran'da hüküm süren Türkmen asıllı Kaçar Devleti'nin kurucusu Ağa Muhammed Şah'ın dedesidir. Aşaka Baş (Aşağı Baş) aşireti reisinin oğlu olarak 1097 (1685-86) veya 1104 (1692-93) yılında Esterâbâd'da doğdu ve orada büyüdü. Babasının ölümünden sonra aşiretinin başına geçti. O sırada Esterâbâd Türkmenleri'nin reisi olan Muhammed Han onunla Hacı Fazl Ali ve Muhammed Ali Beg adlı kardeşlerini hapse attırdı. Kardeşleri öldürüldüyse de kendisi hapisten kaçmayı başardı ve Yomut Türkmenleri'nin yardımıyla önce Mübârekâbâd'ı, arkasından Esterâbâd'ı ele geçirdi. Muhammed Han'ı öldürterek kardeşlerinin intikamını aldı. Daha sonra etraftaki şehirleri zaptedip durumunu güçlendirdi. Bunun üzerine yöredeki bazı beyler de onun hizmetine girdiler.

1709'da bağımsızlığını ilân eden Kandehar Valisi Mîr Veys'in oğlu Mîr Mahmûd kumandasında İran'a saldıran Afganlar Safevîler'in başşehri İsfahan'ı kuşattılar (1722). Ordusuyla Esterâbâd'dan gelen Feth Ali Han Afganlar'ı bozguna uğrattı ve şehri kurtardı. Ancak muhalifleri onun saltanat peşinde olduğunu iddia ederek Şah I. Hüseyin'i aleyhine çevirdiler. Feth Ali Han bu durumdan incinip Esterâbâd'a döndü; ardından da tekrar saldıran Afganlar İsfahan'ı aldılar. Başşehrin düşmesinden sonra Şah Hüseyin'in küçük oğlu ve veliahdı Tahmasb Mirza (II. Tahmasb) Kazvin'de kendini şah ilân etti (1722). Bu defa da yeni şahın etrafındakiler, İsfahan'ın düşüşünün Feth Ali Han'ın geri çekilmesinin sonucu olduğunu söyleyerek onu tahrik ettiler. Bunun üzerine Feth Ali Han Tahmasb ile bozuşup ordusunu mağlûp etti, onu tamamen kendi nüfuzu altına alarak Esterâbâd'a götürdü, ona gereken saygıyı gösterdi, kendisini de saltanat nâibi ve emîrülümerâ tayin ettirdi. Tahmasb Feth Ali Han'a ayrıca vekîlüddevle unvanını ve Simnân valiliğini verdi. Daha sonra ikisi birlikte Afgan beylerinden Melik Mahmûd-i Sîstânî'nin elinde bulunan Meşhed üzerine yürüdüler. Meşhed yakınlarında Kürt ileri gelenleri de Tahmasb'a katıldılar.

Feth Ali Han 14 Safer 1139'da (11 Ekim 1726) öldürüldü. Öldürülmesiyle ilgili çeşitli rivayetler vardır. Esterâbâdî, onun Horasan'da Tahmasb'ın ordusunu tecrübesiz bulduğu için Esterâbâd'a döndüğünü, buna kızan Şah Tahmasb'ın Nâdir'in de (Şah) uygun görmesiyle onu hapse attırdığını ve rakibi Yuharu Baş (Yukarı Baş) Türkmen reisi Mehdî Han tarafından hapiste iken öldürüldüğünü naklettikten sonra (Dürre-i Nâdire, s. 58-59) ikinci bir rivayete yer vermekte ve Tahmasb'ın, kendisinin Afganlar'a karşı Irâk-ı Acem'e gitmesine engel olduğu için Feth Ali Han'ı Nâdir'e şikâyet ettiğini ve onu Feth Ali'nin öldürülmesiyle görevlendirdiğini söylemektedir (a.g.e., s. 66). Dünbülî'ye (s. 9) ve Sipihr'e (s. 14) göre ise Nâdir tarafından, kendisinin ordu kumandanlığına yükselmesini engellediği için hile ile ve şahın da onayı ile öldürülmüştür. Bir başka rivayete göre, Feth Ali Han'ı kıskanan Nâdir'in Şah Tahmasb'a onun kendisini öldüreceğini söylemesi üzerine vehme kapılan Tahmasb, Kaçarlar'ın Develü kolunun ulubeyi Muhammed Hüseyin Han'a emir vererek onu öldürtmüştür. Ayrıca Safevî kuvvetlerinin, Meşhed'i zaptederek burada şahlığını ilân eden Sîstanlı Melik Mahmûd'u muhasara ettiği sırada Feth Ali Han'ın Nâdir'e gösterilen aşırı iltifattan rahatsız olarak ordunun hareket planına ait sırları Melik Mahmûd'a ifşa etmeye kalkışması sebebiyle Tahmasb tarafından öldürüldüğü de söylenmektedir. Naaşı Meşhed'de Hâce Rebî'e gömülmüştür.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA