Süleymaniye müderrislerinden Karslı Hoca Mehmed Efendi'nin oğludur. İlmiye sınıfından yetişti, çeşitli medreselerde ve bu arada Süleymaniye Medresesi'nde müderrislik yaptı. Daha sonra kadılık mesleğine geçti ve 1837'de Selânik kadısı oldu. İki yıl sonra Takvîm-i Vekāyi' musahhihliğine getirildi. 1845'te Bursa kadılığına tayin edildiyse de görev yerine gitmeden İstanbul'da öldü. Mezarı Eyüp'te babasının kabri yanındadır. Şiirle de meşgul olan Cemâleddin Efendi şiirlerinde Cemâl mahlasını kullanmıştır.
Cemâleddin Efendi'nin asıl şöhreti, Takvîm-i Vekāyi' musahhihliği sırasında Sultan Abdülmecid'in emriyle 1843 yılında kaleme aldığı Âyîne-i Zurefâ adlı eserinden gelir. Bazı Osmanlı tarihçileri ve eserlerine dair olan bu risâle bir mukaddime ile üç bölümden meydana gelmektedir. Mukaddimede genellikle Kâtib Çelebi'nin Takvîmü't-tevârîh'inden iktibasla tarih ilminin konusu ve tarihten alınacak ibretlere, Osmanlılar'da Türkçe ve Farsça tarih yazıcılığının başlangıcına temas edilmiştir. Birinci bölümde belli başlı Osmanlı tarihlerinin hangi yıllar arasındaki olayları ihtiva ettiği, ikinci bölümde resmî devlet vak'anüvisi olmayan Osmanlı tarihçilerinin biyografileri ve eserleri, üçüncü bölümde ise Sahaflar Şeyhizâde Mehmed Esad Efendi'ye kadar Osmanlı şehnâmecileriyle vak'anüvisleri ele alınmıştır.
Biyografileri verilen hususi tarih yazarları şunlardır: Kemalpaşazâde, Hoca Sâdeddin, Hasan Beyzâde, Cizyedarzâde Bahâeddin, İdrîs-i Bitlisî, Ebülfazl Mehmed, Mehmed Muhyiddin, Celâlzâde Mustafa, Ramazanzâde Nişancı Mehmed, Mir'ât-ı Kâinât müellifi Mehmed, Karaçelebizâde Abdülaziz, Şeyhî Mehmed, Peçuylu İbrâhim, Solakzâde Mehmed, Selânikî Mustafa, Âlî Mustafa, Müverrih Nedim Bey (Cemâleddin Mehmed'in çağdaşı) ve Câvid Ahmed Bey. Üçüncü bölümde ele alınan resmî Osmanlı tarihçileri ise (şehnâmeci ve vak'anüvis) şunlardır: Fethullah Ârifî, Hasan Hükmî, Naîmâ Mustafa, Râşid Mehmed, Küçükçelebizâde Âsım, Sâmî, Şâkir, Subhî, İzzî, Şefîk Mehmed, Nişancı Abdurrahman Abdi Paşa, Rahmî, Hâkim Mehmed, Çeşmizâde Mustafa Reşid, Mûsâzâde, Behcetî, Süleyman Molla, Enverî, Edîb, Nûri Bey, Ahmed Vâsıf, Pertev Mehmed, Âmir Bey, Mütercim Âsım, Şânîzâde Atâullah ve Sahaflar Şeyhizâde Mehmed Esad Efendi.
İkdam gazetesi sahibi Ahmed Cevdet, Âyîne-i Zurefâ müellifinin bıraktığı yerden son vak'anüvis Abdurrahman Şeref Bey'e kadar esere bir zeyil yazmış (s. 78-156) ve eseri bu zeyille birlikte Osmanlı Târih ve Müverrihleri adıyla yayımlamıştır (İstanbul 1314). Zeyilde Esad Efendi'nin hayatı tekrar fakat daha geniş olarak ele alınmış ve ardından Recâi Mehmed, Âkifpaşazâde Nâil Bey, Ahmed Cevdet Paşa, Ahmed Lutfî, Hayrullah Efendi, Ahmed Vefik Paşa, Mustafa Nûri Paşa, Mehmed Fevzi Efendi, Ahmed Midhat Efendi ve Abdurrahman Şeref Bey'in biyografileri ilâve edilmiştir. Zeyilde verilen tarih yazarlarının hayat hikâyeleri daha ayrıntılıdır.
Âyîne-i Zurefâ'nın önemi bu alanda yazılmış ilk eser olmasından gelir. Eserin adı ebced hesabıyla telif tarihine (1259) tekabül etmektedir. Âyîne-i Zurefâ'ya, sadr-ı âlî mektupçularından Hâfız Ahmed Lutfî ile Râşid efendiler mensur, Seyyid Halil Fethî-i Sivâsî ise manzum birer takriz yazmışlardır. Cemâleddin Mehmed Efendi ayrıca, Me'debetü'l-hıtân (İstanbul 1252) adıyla sünnetçi esnafı için faydalı bir risâle de kaleme almıştır.
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi