Osmanlı İmparatorluğu'nda 50 yıla yakın bir süre mimarbaşılığı yapan, imparatorluğun her yanına dağılmış çok sayıda ünlü eseri bulunan Mimar Sinan, bugün bile dünyaca tanınmış mimarlara ders veriyor. Büyük ustanın 1543 yılında yaptığı İstanbul'daki Şehzadebaşı Camii'nin 1990'lı yıllardaki restorasyonunda yaşananlar, tüm dünyayı şoke etti. Mimar Sinan'ın 'çıraklık eserim' dediği Şehzadebaşı Camii'sinin zedelenen kemerleri için restorasyon çalışmaları başlatıldı. Camiinin kemerlerindeki sorun, çok sayıda mimarı bir araya getirdi. Mimarlar restore konusunda karar veremedi. Ortaya birçok fikir atıldı ama hiçbiri kabul edilmedi. Mimarlardan biri incelemeler sırasında caminin kemerlerinde bir oyuk fark etti. Bu oyuktan çıkan cam şişede gizlenmiş mektup, inanılmaz gerçeği gün yüzüne çıkardı. Mektubun Mimar Sinan tarafından yazıldığı anlaşıldı. Büyük usta mektubunda, "Bu notu bulduğunuza göre kemerlerden birinin kilit taşı aşındı ve nasıl değiştireceğinizi bilmiyorsunuz" diyordu. Mektubun devamında kemerin nasıl onarılacağını anlatan Mimar Sinan, 469 yıl sonrasına da ışık tutmuş oldu. Kemerin onarımı mektuptaki gibi yapıldı. Şehzadebaşı Camii ile birlikte büyük ustanın birçok eserlerinde de mektuplar bırakarak yol gösterdiği anlaşıldı.
SÜLEYMANİYE CAMİİ'NDEKİ ÖNEMLİ NOT
Süleymaniye Camii'nin restorasyonunda da Şehzadebaşı Camii'nde olduğu gibi Mimar Sinan'dan not bulundu. Bir oyuktan çıkan notta, büyük usta şöyle diyordu: "Her kim bu taş eskidiğinde yenisiyle değiştirmek isterse, eski taşın yerine takılacak yeni kilit taşının iki tarafından yağlı iple taşı bir taraftan sokup öteki taraftan çeksin. Sonra ipin dışarıda kalan kısımlarını kessin." Süleymaniye Camii'sini kurtaran bu mektup şu anda Topkapı Sarayı'nda saklanıyor.
BÜYÜK USTA RAYLI SİSTEM KULLANMIŞ
1950-1960 yılları arasında inşaat mühendisi, mimar ve jeofizikçilerden oluşan bir Japon heyeti Sultanahmet Camii ve Süleymaniye Camii ile yakından ilgilendi. Mimar Sinan'ın camileri gevşek zemin üzerine inşa edildiğini gören heyet, camilerde bir çatlak dahi olmamasına akıl sır erdiremedi. Camilerin sabitlenmediği, yerinde oynayarak yıkılmaktan kurtulduğu anlaşıldı. Minarelerin de raylı sistem üzerine oturtulduğu ve her yöne yaklaşık 5 derece yatabildiği ortaya çıktı.
JAPON MÜHENDİS TRANSA GEÇTİ...
Selimiye Camii'ne gidenler bir gün kubbenin altında sırtüstü yatan Japon turist görmüşler. "Burası kutsal bir yer. Oturun veya ayakta durun" diyerek uyarmışlar. Ancak, Japon trans vaziyetteymiş, gözlerini kubbeden ayırmadan şöyle sayıklıyormuş; "Bu imkansız. Ben yılların mühendisiyim. Bu kubbe var olamaz. Kubbenin o şekilde durması fizik kurallarına aykırı..."
Kaynak: Takvim