Uzun reklam kuşakları izlenmez olunca, reklamcılar millete reklam seyrettirmenin yollarını aramaya başladılar. Önce görüntünün altından geçen bant reklamlar devreye girdi. Ekranın altından, sağından, solundan sokuşturulan bu reklamlar da etkili olmayınca, devreye 'yerleştirme' girdi.
Dizi ya da programların önünde bir ibare belirdi:
'Bu programda reklam yerleştirme vardır' diye. Banyodaki çamaşır makinesinin üzerine konulan koca deterjan kovasını, kahramanımızın içtiği kola kutusunu gözümüze soktular.
Baktılar ki o da yetmeyecek, daha derine 'yerleştirmeye' karar verdiler. Yani senaryonun içine...
Pazartesi akşamı Show TV'deki İçerde dizisinde bu 'yerleştirme' yöntemi zirve yaptı. Alyanak ile yardımcısı Berke ellerindeki gramofon ve taş plakları ne yapacaklarını bilemezken, bizim uyanık Berke, tıpkı reklamdaki gibi "Satılır, satılır" dedi ve hemen elindeki cep telefonuyla fotoğrafını çekip malum internet satış listesine koydu. 10 saniye geçmeden bir genç gelip 400 liraya o gramofon ve taş plakları alıp, gitti.
Birkaç dakika sonra kebapçı Celal'in kızı Melek, kapıya gıcır gıcır bir otomobille geldi.
Korumalar, "Ooo, hayırlı olsun" filan dedi. Her zaman alışık olduğumuz gibi otomobilin önündeki logo, siyah bantla kapatılmamıştı.
Sebebini, sonraki diyalogları dinleyince anladık. Melek dedi ki, "Yeni hayatıma, yeni otomobil..." Sloganı hatırladık tabii ki.
O sırada kamera da otomobilin etrafında 360 derecelik turunu tamamlıyordu.
Belli ki artık reklama direnmeye lüzum yok. Adamlar 'yerleştirmeye' kararlı çünkü...