İlginç bir tesadüf; Mine Kırıkkanat, Leman Sam ve Gonca Vuslateri'nin tepki çeken açıklamaları üst üste geldi. Gonca, "Hiç ama hiçbir Türk'ten çocuk yapmayı düşünmüyorum" dedi. Gonca; kendini hayal kırıklığına uğratan zengin Cihangir çapkınlarına kızayım derken, tüm Türk erkeklerini aşağılamış oldu.
Gonca zaten Amerikan erkeklerini seviyormuş, son beş-altı sevgilisi de ABD'liymiş. Sev daha çok sev ama kendini farklı göstermek için lafı 'Bu ırktan çocuk yapmam' demeye getirirsen, saygısızlık edersin.
Leman Sam da Nepal'de binlerce insanın hayatını kaybettiği depremden sonra şu tweet'i attı: "Nepal'de Hindu tanrıçası için yüzlerce hayvan katletmişlerdi; cezasız mı kalacaktı? Bugün binlercesi öldü, tanrıçaları kabul etsin artık..." Aşırı hayvan sevgisi yüzünden depremde ölenlere kızmak, lafı 'Oh
iyi oldu'ya getirmek bence klinik bir vaka. Sam daha önce de Kurban Bayramı'nda kurban kesenleri IŞİD ile aynı kefeye koymuştu.
Mine Kırıkkanat ise Twitter'a "Kamyoncular ve şoförler benim okurum değil. Zaten kitap okuru da değiller. Ben okurlarımla buluşmaya geldim İzmir'e!" diye yazdı. Tıpkı yıllar önce sahilde mangal yapan orta direk insanları, 'kısa bacaklı, kıllı mangalcılar' diye aşağıladığı gibi.
Bu yazar, oyuncu ve şarkıcı üç kadının zihniyeti aşağı yukarı aynı; kendi halkından nefret etmek, onları her fırsatta aşağılamak ve böyle yaparak kendilerini farklı yere koymak, üstün görmek.
SİYASETTE DE AYNI
İki-üç kitap fazla okumak mı sizi daha üstün yapıyor?
Türk aydınının, sanatçısının ve entelinin temel sorunu; insan kazanmamak. Aşağılayarak, tepeden bakarak insan kazanamazsınız. Halbuki eğitimli olmak insanı daha anlayışlı, sağduyulu yapmalı.
Hep söylenir; Türkiye'nin asıl sorunu gerçek bir burjuva sınıfına sahip olmaması. Gerçek burjuva sınıfı; yaşadığı toplumu ileriye götürür, bizim sonradan görmeler gibi alttakilerin üstüne basmaz, onları aşağılamaz.
Bakmayın onlar da birçokları gibi hasbelkader bir yerlere geldiler. Belki de kendi eksikliklerini halkı aşağılayarak örtmeye çalışıyorlar. Halbuki bu halkı aşağılayan tavırlarıyla, gerçek solcuları da taca çıkarıyorlar.
Siyasette de durum aynı; halktan kopuk olanlar, halkı anlamayanlar hep kaybediyor.
Seçim zamanı halkçı takılmakla olmuyor bu işler. Halk kendi gibi olanı seçiyor, hep dağdaki çobanın oyu kazanıyor! Sonra da 'Bu halktan bir cacık olmaz' deyip suçu yine aşağıladıkları insanlara atıyorlar.
Yılardır hep aynı filmi izliyoruz: 'Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok!'