Geçtiğimiz günlerde katıldığı TV programında Amerika'da temizlikçilik yaptığını söyleyerek dikkatleri üzerine çeken Bergüzar Korel'in ablası Zeynep Korel, GÜNAYDIN'a konuştu. Programda çocukluk günleri hakkında da çarpıcı açıklamalar yapan Korel; neden bir anda ortaya çıkıp böyle açıklamalar yaptığını, annesi Hülya Darcan ve babası Tanju Korel'le ilişkisini, çocukluk travmalarını samimiyetle anlattı...
Bir programda "Çocuğunuzun kendisini çirkin ördek yavrusu gibi hissetmesine neden olmayın" dediniz. Kendinizi öyle mi hissediyorsunuz?
Ne yazık ki. Her ne kadar basında mutlu bir aile tablosu çizmiş olsak da çok mutsuz bir ailede büyüdüm. Annemin babamla çok sorunlu bir evliliği olmuş. Sürekli aldatılmış bir kadın. Evde sürekli kavga, gürültü vardı. Babamla 7 yaşıma kadar doğru düzgün vakit bile geçirememiştim. Çok mutsuz evliliği olan bir anne tarafından büyütüldüm. Çocukluğumda "Zeynep olmasa boşanırdım" sözünü çok duydum. Sanki önünde engelmişim gibi hissettim, hisettirildim de. Annemin beni sevmediğini düşündüm. Annem bende yaptığı hataları kardeşimde yapmadı. Bu açıdan daha şanslıydı o.
BERGÜZAR'DAN KURUŞ ALMADIM
Kardeşiniz Bergüzar Korel'le ilişkiniz nasıldı?
Onun doğmasını o kadar çok istedim ki... Doğduğu andan itibaren hep ona karşı büyük bir sorumluluk hissettim. Bana "Küçük anne" derdi. Çok düşkündüm ona. Hep koruyup kollamaya çalışırdım onu. Şimdi bakıyorum da "Benim kız kardeşim bu olamaz" diyorum. Bergüzar ünlü olduktan sonra bambaşka biri oldu. O eski, benim üstüne titrediğim insanın yerini bambaşka biri aldı. Artık onu tanıyamıyorum.
Kardeşinizin size düzenli para ödemeyi kestiği için böyle bir açıklama yaptığınız söyleniyor...
Asla böyle bir şey yok. Bergüzar hiçbir zaman bana tek kuruş aylık para yardımında bulunmadı. Bulunmasını da istemem zaten. O bana bakmak zorunda mı para kazanıyor diye? Bergüzar'ın tek kuruşu evime girmemiştir. Kızımın eğitim ve sağlık masrafının bir kısmını kendi üstlenmişti. Onun için bir süre para gönderdi. Bir kısmını diyorum çünkü o paranın üstüne ben para ilave edip kızıma havale ediyordum. Tüm banka dekontları da elimde.
Yaptığınız açıklama sonrası anneniz ya da kardeşiniz sizi aradı mı?
Hayır. Annem beni her yerden engelledi. Ben sadece Amerika'da yaptığım iş hakkında konuştum. Onun dışında Bergüzar'ın özel hayatı hakkında tek kelime etmedim. Ya bir telefon açıp sorsana "Kızım konuştun mu böyle?" diye. Onu bile sormadı. Beni tanısa zaten böyle bir şey açıklamayacağımı bilirdi.
İddialara göre kardeşinizi para vermeyi kestiği için tehdit etmişsiniz, hatta 'Seni mahvedeceğim' diye mesaj atmışsınız.
Böyle bir şey asla söz konusu değil. Ben ona sadece kızımla ilişkimi bozduğu ve bana karşı düşmanlaştırmaya çalıştığı için mesaj attım. Kızımla arama girmemesi konusunda uyardım. Buna devam ederse ileride yayınlamayı düşündüğüm kitapta onun kamuoyu tarafından duyulmasını istemeyeceği bazı şeyleri yazacağımı belirttim. 'Mahvedeceğim' kelimesi de buna vurgu yapmak içindi. Çocuğumu iki ay kaldığı yaz tatilinde parayla kendilerine çekmeye çalıştılar. Onu paraya boğarak bana karşı kışkırtıp benden kopartmaya çalıştılar. Bana karşı biriktirdikleri öfkeyi kızımı benden uzaklaştırmaya çalışarak çıkardılar. Kızıma onlar kadar para veremem belki ama onun için canımı veririm.
DAVA AÇACAĞIM
Katıldığınız program dışında kimseye konuşmadığınızı söylüyorsunuz ama bir köşe yazarı aksini söyledi.
Bunu iddia eden Cengiz Semercioğlu. Asla onunla telefonda konuşmadım. Sadece bir kez mesajlaştık, o da Instagram üzerinden. Programında söylediklerine itirazım vardı. "Sizinle gerçeği konuşmak istiyorum" diye mesaj attım. O da bana "Telefonunuzu verin, konuşalım" dedi. Ben de "Kayıt yaptırmam ve canlı yayına bağlanmam" diye mesaj atınca geri dönüş bile yapmadı. Zaten kendisi ve buna benzer asılsız iddiaları ortaya atanlar hakkında hukuki sürece başvurdum.
Şimdi geriye dönüp baktığınızda 'Keşke hiç konuşmasaydım' diyor musunuz?
Hayır. İyi ki de konuşmuşum. Herkesin gerçek yüzünü gördüm. 'Annem beni mi yoksa kardeşimi mi daha çok seviyor?' diye sorardım. Cevabını aldım. Annem ve kız kardeşim beni uçurumdan aşağı attı. Beni yaşarken öldürdüler. Annem beni engelledi her yerden. Yok saydı. Sormadı bile 'Açıklamalar doğru mu?' diye. Demek ki onlar için zaten yokmuşum. Kardeşi kardeşe kırdırdı. Bergüzar "Ben ona para yardımında bulunmuyorum" diyebilirdi. Çevresindeki yalaka takımının belaltı vuruşlarına müsaade etti. Benim tüm özel yaşamım televizyon kanallarında yalan, yanlış şekilde ifşa edilirken ikisi de neredeydi? Hadi beni düşünmediler, o çok kıymet verdikleri 'Korel' soyadını da mı düşünmediler? Eğer vicdanları varsa doğruyu söylerler.
TEMİZLİKÇİLİK YAPTIĞIMI TÜRK KOMŞULARIM BASINA SIZDIRMIŞ
■ Temizlikçilik yaptığınızı neden açıklama ihtiyacı hissettiniz televizyona?
Ben çıkayım da televizyona konuşayım gibi bir durum olmadı. Olay şöyle gelişti; benim apartmanımda Türkler de oturuyor. Bazı dairelere temizlik yaptığım bilinince Türk komşularım bunu basına sızdırmış. Benden kadın olarak Amerika'da kendi ayakları üstünde durmak için verdiğim mücadeleyi anlatmamı istediler. Ben temizlik şirketi kurmak istiyorum. Ama ilk önce hem para biriktirmem, hem de sistemi öğrenmem lazım, bunun için temizliğe gidiyorum. Ayrıca Amerika'da sınıf ayrımı o kadar da keskin değil. Düşünün, temizliğe gittiğim bazı dairelerden daha pahalı bir evde oturuyorum.
30 YAŞINDA DAYAĞINI YEDİM, GURURUMA DOKUNDU
Çocukken şiddet gördünüz mü?
Evet. Babamdan da, annemden de gördüm. Babam dayak yiyerek büyüdüğü için ona bu durum normal geliyordu. Onu suçlamıyorum. Annem daha çok psikolojik şiddet uyguluyordu. Ama en son 30 yaşındayken dayağını yedim. Babamı yeni kaybettiğimiz bir dönemdi. İçindeki buhrana yenildi ve bana şiddet uyguladı. O yaşta dayak yemek gururuma dokunmuştu.