90'lı yılların sonlarına doğru 'Vazgeç Gönül' isimli şarkısıyla büyük çıkış yapan Zeynep Dizdar, 20 yıla dayanan kariyerinde pek çok başarılı şarkıya imza attı. Zaman zaman uzun aralar verse de şimdilerde yeni şarkısı 'Bi Gülüşü' ile sevenleriyle buluşmaya kaldığı yerden devam ediyor.
Başarılı sanatçıyla Etiler'deki Hatay Medeniyetler Sofrası'nda buluştuk; hem mutfağa girdik, hem de dertleştik...
'Bi Gülüşü' şarkısıyla sahalara döndünüz. Nasıl gidiyor hayat?
İş anlamında güzel gidiyor. Her yeni şarkı, yeni bir heyecan ve yeni bir çocuk gibi oluyor. Şarkı sevildi, güzel yorumlar alıyorum. Tabii hayatımdaki en değerli varlığımı, kıymetlimi, annemi kaybettiğim için biraz buruk günler yaşıyorum. 'Bir gülüşü yeter' dediğimde en çok annem aklıma geliyor.
Şarkının içinde 'zalim' kelimesi geçiyor. Siz bugüne kadar ne zalimlikler gördünüz?
Zalimlikler de var, önümün kesildiğini düşündüğüm durumlar da var. Kişi olarak suçlamak doğru olmaz ama 'Vazgeç Gönül' gibi bir şarkıyla çıkış yapmış bir sanatçıyı sonrasında sekiz yıl bekletmek en büyük zalimlikti. Her sene ağladım. Ozan Çolakoğlu ve Ümit Sayın o günleri çok iyi bilir.
ÇOLAKOĞLU KİME YETİŞSİN?
Ozan Çolakoğlu ve Ümit Sayın ile iş birliğiniz size büyük ivme katmıştı. Hatta Ümit Sayın ile de sevgiliydiniz. O ayrılıktan sonra mı tembelleştiniz?
Yazan da var, aranjör de var diyerek rahata alıştırıldım. Haklısın, belki de o ayrılık sonrası tembelleşmiş olabilirim. Çünkü kamçılanmam lazım; benim böyle bir motivasyon anlayışım var. Onlar da bunu çok iyi yapıyorlardı. Çok iyi aranjörler var ama Türkiye'deki tek aranjör Ozan Çolakoğlu diyebilirim ama bu tempoda kime yetişsin; eşi Gülşen var, Tarkan var...
Size epey güven vermişler...
Aslında o dönem ben de şarkı yaptım. Ozan, "Şarkı yap, şarkı yap" diyordu ve hakikaten Stüdyo Sarı Ev'e gidip şarkı yapıyordum. Zaten o stüdyoya Tarkan geliyor, Murat Boz geliyor; nasıl mesudum anlatamam, prensesler gibiydim. Böyle bir ortamda gaza gelip şarkı yapmamak mümkün mü? Hatta o zamanlar Murat Boz bizim için Murat'tı, "Zeynep, beni ne zaman tanıyacaklar?" diyordu.
Neden kariyerinizde aralar veriyorsunuz?
İşime aşığım. 'Her gün üç saat şarkı söyleyeceksin' deseler, aynı şekilde jilet gibi hazırlanırım, hiç de yorulmadan sahneye çıkarım. Sahnede olmak keyifli ama onun dışındaki her şey çok yorucu geliyor.
ŞARKILARIMDA MESAJLAR VAR
Sizin şarkılarınızda bir 'Zeynep Dizdar damarı' var, öyle değil mi?
Evet, bir damar var. Ne kadar hızlı bir şarkı da olsa, sözlerde bir damar oluyor; insanın içine içine işliyor. Aslında bütün şarkılarımın içinde saklanmış mesajlar var. Ben yaşanmışlıklarımın üzerine şarkılar yapıyorum.
Ülkemizin yaşadığı sıkıntılarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Ülkesini, vatanını seven herkes gibi çok üzülüyorum ve güzel kalpli insanların daha çok üzüldüğünü düşünüyorum. Her şey güzel gitsin, herkes mutlu olsun istiyorum. Yaşanılan olumsuzluklara karşı alınan politik kararlar ve birçok şeyden temizlenmiş olmak beni umutlandırıyor. Şehitler verdik, onlar için bol bol dua ediyoruz ama daha çoğunun gitmemesi için Zeytin Dalı Operasyonu'nun yapılması gerekiyordu. Şu an o bölgedeki insanlar da daha rahat. Bir kenara çekilip ne olacağına bakmaktansa, ne olursa olsun girmek gerekiyordu. Operasyonu sonuna kadar destekliyorum. Herkes ne düşünür bilemem ama ben şu anki yönetime ve devlet büyüklerimize çok güveniyorum. Çok zeki bir cumhurbaşkanımız var, belki başkası olsa bu yaşanılanlar karşısında mağlup olabilirdik. Bir Türk vatandaşı ve sanatçı olarak ülkeme faydalı olabilmek için her şeye hazırım.
Siyasi görüşünüzü açıkladığınız için tepki almaktan korkmuyor musunuz?
Kimseyi rahatsız edecek bir şey söylemiyorum, saygısızlık yapmıyorum. Bu topraklarda yemek yiyoruz, oturuyoruz, kapımızı kapatıp rahatça uyuyabiliyoruz. Bunlar devlet büyüklerimiz sayesinde. Herkes konuşuyor ama koskoca ülkeyi yönetiyorlar, kolay mı? İnsanlar, davaları için hayatlarını adamışlar. Annemin rahatsızlığının ilk dönemlerinde sağlık merkezleri ve hastaneler o kadar kötü durumdaydı ki anlatamam. Sonraki senelerde öyle bir alt yapı sağlandı ki, hastaneler ve aciller mükemmel hale geldi. Sağlık konusunda inanılmaz ilerledik, çağ atladık. Bunu bizzat yaşadım ve gözlemledim. Aslında karşı çıkanlar da her şeyin farkında.
BİR KİŞİ 10 KERE 'EVLENELİM' DERSE EVLENİRİM
Niye bekarsınız?
Kıymetimi bilmiyorlar. (Gülüyor) Sanatçının evliliği biraz zor, olmuyor. Can Günay ile bir evlilik yaptım ve kısa ömürlü oldu, boşanmayla birlikte 1.5 sene sürdü. Bende flört daha uzun sürüyor. Asosyal falan değilim ama pek sosyal de sayılmam. Başkaları gibi yalnız kalmak gibi bir çekincem de hiç yok.
İlişkilerde ego mu baskın geliyor?
Tabii ki, karşıdaki insan değişiyor. Gün geliyor nikah masasına oturduğun adamı tanıyamıyorsun.
Meslektaşınız olmadığı sürece, yaşayacağınız her ilişkide karşınızdaki kişinin sizin konumunuzdan etkilenme ihtimali yok mu?
Haklısın, meslektaşım hariç durum böyle ama artık konumum için mi, yoksa gerçekten sevdikleri için mi yanımda olduklarını ayırt edebiliyorum. Tabii ki bizim camiadaki gibi çok birlikteliğim de olmadı. Öyle kolay kolay bağlanmam.
Bir daha evlenir misiniz?
Sevmesem evlenmezdim ama o zamanlar annemi yeni iyileştirmiştim ve bir görsün istedim. Bir şey hissetmeden asla ama bir kişi 10 kere 'Evlenelim' derse de bir daha evlenirim. (Gülüyor) Aslında evlenmek istiyorum ve şarkımın adı gibi gülüşünü sevdiğim birisi de şu an hayatımda var.
Çocuk yapmamanın eksikliğini hissediyor musunuz?
Aklım bir karış havadayken, "Aman ne yapacağım çocuğu, annemin çocuğu benim" derdim. Anne olursam çocuksu halimi kaybeder miyim diye istemedim. Yıllar geçince düşünceniz de değişiyor, "Bir çocuğum olsa ne güzel olurdu" demeye başladım. Bu yaştan sonra doğurmakla mı uğraşacağım, en iyisi evlat edinmek diyorum. Sanırım bunu yapacağım.
SAHNEDE ULTRAYIM
Bir şarkıcı olarak sürekli yapımcıya, menajere, organizatöre bağlı kalmak sizi rahatsız ediyor mu?
Evet, onlar beni sıkıyor. İnsanlar iki ayda bir şarkı yapıyor; mesela Demet Akalın'a ve Hande Yener'e şaşırıyorum, tıkır tıkır, peş peşe şarkılar çıkarıyorlar ama sahnede de ben ultrayım. Artık bunun arkasını getirmek lazım. Yapımcım, arkadaşım Polat Yağcı derse "Zeynep, iki ay sonra da şunu yapıyoruz", o zaman bende o tempoya ayak uydururum.