Türkiye'nin en sevilen sanatçılarından biri olan Zerrin Özer, Armağan Çağlayan'ın konuğu oldu. Zerrin Özer, katıldığı programda zaman zaman duygusal anlar yaşadı. Ve Zerrin Özer, "Abim dediğim insanın tecavüzüne uğradım" sözleriyle yaşadığı kötü olayı anlattı.
Zerrin Özer'in açıklamalarından satır başları şöyle:
İsmini ilk defa yayınladınız. "Yapımcı" diye bile geçmiyordu. Bir ara saygı duyduğum, sevgili halkımla beni birleştiren Orhan Gencebay'dı. Onun adını bile söylemişlerdi.
Bir gün bu olay başıma bu olay gelmiş, dayak yiye yiye, yumruk yiye yiye. Üstümde 180 kilo bir adam. Bağırıyorum, ben onu hayatımda en yakın abim biliyorum.
Ben o zaman başkasına aşığım ve bir tek ona anlatabiliyorum. Annem Ankara'ya diğer ablamların yanına gitmişti. Tülay ablam burada, Sezen, Pakize abla ile çok yakın arkadaştı.
Ben de evde tek kalıyorum, günlerce yorganı çekiyorum ağlıyorum. Diyorum ki, ben bunu Tülay ablama söylesem, Tülay ablam gider bu adamı vurur.
Annem de bunu duyar kalp krizi geçirir. Ben aileyi bitirmiş olurum dedim. Susmam lazım dedim. Neler yaşadım bir Allah bir ben biliyorum.
Sonra "anneciğim sana bir şey söylemek istiyorum" dedim. Ben şey abiden ayrılmak istiyorum firmadan. Hiç unutmuyorum, Cağloğlu yokuşunda bir tokat attı. "Sen şaşırdın herhalde, başına bir iş gelmesini istiyorsun" herhalde dedi. Ben nasıl anlatayım anneme? Diyor ki kızım "bildiğimiz kişi, yabancı bir insan başına bir şey mi getirsin istiyorsun" diyor.
Ben bu adamın suratına baka baka çalıştım. Sonra albüm yaptım, yine devam ettim. Zaman geçiyor, benim bir evlilik yapmam gerekiyor dedim. Ona da müsaade etmediler. Yıllarca ben bunu psikiyatristimle konuştum.
"Bunu içinden atman gerekiyor" dedi. Diyorlardı ya "Zerrin hep ağlıyor, hep siyah gözlük takıyor" Kimseye bakamıyor ki Zerrin.
Orhan abinin şarkısını bana zorla okuttular. "Çıkartmayacağız bizim için oku" dediler. Bu şarkı çıktıktan sonra canım İzzet abiciğim, İzzet Öz. İlk televizyonda beni verdi. Arabeskten nasıl nefret ediyor TRT anlatamam.
"Bu kızın hakkını nasıl yiyelim" demişler. Orhan abi gözleri dolu dolu beni aradı. Dedi ki "İlk defa ismimi görüyorum TRT'de" Kesinlikle arabeskten nefret ediyorlardı.
Benim evliliğim 13 saat sürdü. Bir senedir çıkıyorduk, biraz daha saygı duyulsun diye ben iki sene dedim. Dolandırıcılık ortaya çıkınca dediler ki iki sene hiç mi anlamadın?
Öyle enteresan bir şey ki, bana deniliyordu ki her zaman "ben basına çıkmayayım" Ne ağır adam diyordum. Hep evdeyiz, dışarı falan çıktığımız yok. Bir kere TRT'ye gelmiş resmini çekmişlerdi. O gün düğünde çok az kişi var.
Ahmet San'ı da çok severim. Resim çekmiş demiş ki "bizim kızı evlendirdik" Bundan sonra Türkiye, televizyon, medya sektörü birbirine girmiş ama benim haberim yok. Evlilik olur, bir gün geçer ondan sonra bütün kadınlar televizyona çıkar. Ertesi sabah 10'da çıktı kadınlar inanılır gibi değil. İnsanlardan para almış galiba. Şükürler olsun bana çok güzel baktı, para mara hiç işim olmaz yani. Ben hiçbir şekilde para harcamadım, o bana gayet iyi baktı.
Fakat şimdi ertesi gün olunca, bunları duyunca acayip oluyorsunuz birden bire. "Ben bu kadar salak mıyım" oluyorsunuz. Aslında Murat tek başına çok iyi bir insan, annesi de öyleydi. Bu kadar kötülüklerden sonra dedim ki benim korumam gereken bir ismim var. Onun için ben böyle bir şeyi yapamam. Beraber yaşadılar diye yazdılar ama yaşamadım.