2023 seçimi için Z Kuşağı kabul edilen, 2000 sonrasında doğan 5 milyon 940 bin 916 seçmen oy kullanacak. Toplam seçmen içinde yüzde 11.8 oy dilimine sahip olan Z Kuşağı'nın seçimin kaderini belirleyeceği konuşuluyor.
CHP'ye bakılırsa "Yaşlılar AK Parti'yi, Z Kuşağı gençler ise CHP'yi destekliyor!" CHP'nin Cumhurbaşkanı adayları arasında geçen siyasetçiler, sürekli Z Kuşağı'na hitap eden YouTuber ve sosyal medya fenomenlerinin söyleşilerine katılıyorlar. "Z Kuşağı bizi seçecek" gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Ama ortada genel tabloyu çizecek sayıda ciddi anket verisi yok.
Örneğin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen'in açıkladığı AK Parti tarafından yaptırılan son ankete göre; Z Kuşağı'nın da tercihi AK Parti. 43 ilde 5 bin kişiyle yüz yüze yapılan ankete göre; AK Parti'nin oy oranı yüzde 40 seviyesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oy oranı yüzde 51.
Şen ayrıca şu önemli veriyi paylaştı: "X ve Y kuşakları, yüzde 38 oranında AK Parti'ye oy veriyor. Yani partinin toplam oylarının iki puan altında, CHP'nin oylarının 15 puan üstünde. Z kuşağı (en genç seçmen grubu) söz konusu olduğunda 'AK Parti'ye oy veririm' diyen gençlerin oranı yüzde 33. Bu da CHP seçmeninin ortalamasının 10 puan üstünde."
Elbette bu AK Parti'nin yaptırdığı anket sonuçları. Her ankette farklı sonuçlar çıkabilir! Muhalifler her seçim öncesi kafalarında bir yargı oluşturuyor ama bu yargı genelde üç büyük il, kendi yaşadıkları semt ve sosyal medyada takip edilen insanlarla sınırlı! Sosyal medyada kopartılan yaygaralara kapılıp "Bu kez olacak, kazanacağız" deyip muhaliflerin kaybettiği o kadar çok seçim var ki...
Türkiye sadece İstanbul, Ankara, İzmir ya da 1 milyon takipçisi olan sosyal medya fenomenlerinden ibaret değil. Son 20 yılda muhafazakâr aileler eğitime, çocuk yetiştirmeye büyük emek harcadılar. Milli ve yerli duygularla yetişen, belli idealleri olan gençler de var. Elbette her görüşten idealleri olan gençler var ama kırsal bölgelerde AK Parti güçlü.
Herkesin kafasında farklı bir Z Kuşağı tasviri var. İdealist gençlerin yanı sıra para, güç ve statüye çok önem verenler, hiç TV izlemeyen sosyal medya odaklı yaşayanlar, "En havalı selfie fotosunu ben çekeyim", "Şu oyun konsolunu alsam", "PUBG'de level atlasam" diyenler, inanç merkezli hayatları olanlar, küçük yaşta çalışanlar vs. türlü türlü gençler var.
Hepsinin farklı bir öyküsü ve hayali var. Z Kuşağı hakkında yapılacak en büyük hata ezbere konuşmak olur. Özetle Z Kuşağı herkesi ters köşeye yatırabilir!
***
GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ
Ligue 1'de rekabeti ve heyecanı azaltan Paris Saint-Germain, üç yıldır üst üste şampiyon oluyordu. Fransız devi bu sezon apoleti Lille'e devretti. Lille'in başarısında bizim çocukların payı büyüktü. Burak Yılmaz oynadığı 28 maçta 16 gol ve beş asist yaptı. Yusuf Yazıcı ve Zeki Çelik'in de başarılı performanslarını ekleyince, bizim çocuklar toplamda 26 gol 12 asist kaydetti.
Fransızlar Burak Yılmaz'ı yılın futbolcusu seçer mi diye düşünüyordum. Ulusal Profesyonel Futbolcular Birliği, yılın ilk 11'ine bile Burak'ı almadı iyi mi? Yılın ilk 11'nde hiç Türk futbolcu yer almadı. Burak'ın yerine ligde 18 maçta 5'i penaltıdan olmak üzere 9 gol, 4 asist yapan Neymar'ı seçtiler!
Güneş balçıkla sıvanmaz! Lille taraftarının "Kral Burak" diye tezahürat yapması en büyük ödül aslında!
***
DIGITURK'ÜN YILLIK KAYBI
Digitürk'ün verilerine göre futbol sever her iki kişiden birisi maçları korsan yayınlar üzerinden izliyor. Korsan yayın yüzünden Digitürk yıllık 500 milyon lira zarar ediyor. Devlet de vergi kaybı yaşıyor.
Korsan maç izleyenler Digitürk'ün abonelik ücretinin yüksek olduğunu söylüyor. "Digitürk abonelik ücretini indirse sürümden kazansa" diyenler var ama çevremden görüyorum, durumu iyi olup da korsan yayın izleyenler de var!
Dünyanın her yerinde korsan yayın var ama bizde büyük bir sektöre dönüştü. Korsan yayıncılık o kadar ileri gitti ki, yurt dışından IPTV yayınları yapan korsanlar, kullanıcılardan yıllık üyelik ücreti alıyorlar. Kulüplere parayı Digitürk ödüyor ama asıl kazanan korsan yayıncılar.
Sonra da taraftarlar "Kulüplerimiz neden Avrupa'da başarılı olamıyor?" diye yakınıyor!
Yayıncı kuruluş zarar ederse, kulüplerin de geliri düşer! Peki, taraftar "Resmi yayıncı kuruluştan maçları izleyeyim kulübüm de kazansın" der mi? Böyle bir taraftar bilinci var mı ülkemizde?
***
MAVİ BAYRAKLI KAÇ PLAJIMIZ VAR?
Çevre ve doğayla ilgili genelde negatif haberler gündem oluyor. Güzel haberler de var aslında. Dünyada en çok Mavi Bayraklı plaj hangi ülkelerde var dersiniz?
Merkezi Danimarka'nın başkenti Kopenhag olan Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı'nın verdiği Mavi Bayrak ödüllerine göre bu yıl İspanya ve
Yunanistan'ın ardından Türkiye üçüncü oldu. Ülkemizdeki ödüllü plaj sayısı bu yıl 33 artarak 519'a yükseldi.
Antalya 213 Mavi Bayraklı plajla birinci sırada. Bu ili Muğla 106, İzmir 66, Aydın 39, Balıkesir 36, Mersin 9, Kocaeli 7, Bartın 3 Mavi Bayraklı plajla takip ediyor.
Marmara Denizi'nin tabanını deniz salyası kaplarken, Ege ve Akdeniz temizliği ve güzelliğiyle göz kamaştırıyor. Doğayı ne kadar çok korursak turizm gelirimiz de o kadar artar. Çocuklarımıza da temiz denizler bırakmış oluruz.
***
Altyazı
"- Hiç bir yere ait olman gerektiğini düşünmüyor musun?
- Bedeli büyük oluyor. İnsanların senden olan beklentilerine mahkum oluyorsun." (Chocolat)