CANSEL ELÇİN
'Komedi oynayan dram da oynar ama tersi soru işareti'
'ÇIPLAK Vatandaşlar'da başrol oynayan Cansel Elçin, oyunu 'Günaydın Hafta Sonu'nda anlattı:
■ 'The Full Monty' filminden uyarlama bir oyun. İngiltere'de Margaret Thatcher döneminde geçiyor. Çelik fabrikasındaki işçilerin kriz sonrası ayakta kalma mücadelesini anlatıyor. Ben işsiz kalan işçilerden 'Garry'yi canlandırıyorum. Evliliği tehlikeye giriyor, çocuğunu göremiyor. Bir yol bulması lazım. Para kazanmak için striptiz kulüpte dans etmeye başlıyor. Zor bir durum. Soyunma meselesi değil önemli olan, kendisini oraya götüren süreç önemli. Yani insan zor durumda kalınca neler yapabilir? Hem dram, hem komedi. Bu oyun İngiltere'de dört yıl kapalı gişe oynamış.
'KOMEDİYİ ÇOK SEVİYORUM'
■ 'Çıplak Vatandaşlar'da altı erkek oyuncu var. Bunlar vinç operatörü adamlar. Yönetmenimiz kadın. Laçin Ceylan'la 'Hatırla Sevgili' dizisinde beraber oynamıştık. Kadın gözüyle bakış açısı çok önemli.
■ Ben yıllar önce Fransa'da komedi oynuyordum yani komedi oynayan dram oynayabilir. Ama dram oynayan komedi oynayabilir mi; o soru işareti. Ben komediyi çok seviyorum.
DİLŞAD ÇELEBİ
26 EKİM'de Uniq Hall'de sahnelenecek 'Çıplak Vatandaşlar' adlı oyunun başrol oyuncuları Cansel Elçin ve Dilşad Çelebi, 'Günaydın Hafta Sonu'nda samimi açıklamalar yaptı. İşte Çelebi'nin anlattıkları...
■ Oyunda ekonomik durumlardan dolayı kadın-erkek rollerinin nasıl değiştiğini görüyoruz. Bu çaresizliği eğlenceli şekilde anlatıyor 'Çıplak Vatandaşlar'.
■ Hobi olarak doktora yapıyorum.
Aslında akademisyen olacağıma inanmıyorum ama akademik çevreyi önemsiyorum. Kadın-erkeğin en eşit olduğu ortam.
■ Şu an dizim olmadığı için rahatım ama dizi çekerken okulda zorlanıyorum. Ben makalelerden konuşmak istiyorum, arkadaşlarım diziyi merak ediyorlar.
■ Oyunculuğu çok seviyorum ama yazmadan nefes alamam. Sette sürekli yazıyorum. 'Tomris'te ilk kadın hükümdar Tomris Hatun'un hikayesini anlattım. Masalsı bir kitap. Şimdi bir çocuk kitabı yazıyorum. İlk paramı çizgi film yazarlığından kazandım. Bir çocuk filmi senaryosu da var kafamda.
Çocuk ruhluyum. Çocuklardan filtresiz olmayı öğrendim.
ÖZGE ŞAFAK
'Bana Avrupa'nın Demet Akalın'ı diyorlar'
Küçük yaştan beri müzikle ilgileniyorum. 9 yaşında bağlamaya başladım. Viyana'da caz bölümüne kabul edildim. Eşime kızıp şarkı yaptım 'Roket' adında. Çoğu şarkımı eşimden yola çıkıp yazıyorum. İiyi yorumlar geliyor.
Viyana'da Türk müziği yapıyorum. Çok seviliyorum. Bana 'Avrupa'nın Demet Akalın'ı' diyorlar. Gurur verici.
YUSUF GÜNEY
'BARIŞ MANÇO GİBİ KÜLTÜR ATAŞESİ OLMAK İSTİYORUM'
GEÇTİĞİMİZ günlerde Akçakale'ye giderek Türk askerine moral veren şarkıcı Yusuf Güney, Barış Pınarı Harekatı'na destek vermeyen ünlülere tepki gösterdi.
Sınır bölgelerine gittiğimde askere "Ne istersiniz?" diye soruyorum, "Bizi unutmayın" diyorlar. Onlara destek olmanın hükümeti, partisi olmaz. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.
'LİNÇ ALIŞKANLIK OLDU'
Akçakale'ye haber vermeden gittim. Operasyon sırasıydı. Havan topları geçiyordu. Oradan paylaşım yaptım, halk Türk bayraklarıyla geldi, "Sanatçılardan bir tek sen geldin" dediler. Verdiğim konserlerde "36 saat nöbetten geldim, konserinde yorgunluğumu unuttum" diyorlar.
Linç edilmem alışkanlık oldu. İlk zamanlar, 'Kötü bir şey yapmıyorum, niye bana kötü laf ediyorlar ki' diyordum. Önyargıları yıkmak atomu parçalamaktan zor. Artık bıraktım kimin ne dediğini.
Çoğu konserim iptal oldu. Yaşamak için gerekli olan gelirin çok altına düştüm. Milyonlarla oynadığımı, reklam yaptığımı düşünüyorlar; hiç öyle bir şey yok. Reklam yapacak olsam süslü bir hanımı takarım koluma, köşe kapmaca oynarım; ne işim var Hakkari dağlarında? Devletin bekasına karşı olanları organizasyonlarda görüyoruz. Mükemmel ev ve arabalara sahip, lüks bir hayat yaşıyor. Bu ülke sayesinde paraları balya balya götüreceksin, ama vatan-millet söz konusu olduğunda pusacak, sessiz kalacaksın. Yok böyle ikiyüzlülük! Bu zamanlarda sesiniz çıksın.
Barış Manço gibi kültür ataşesi olmak istiyorum bir TV programıyla. Türk mutfağını tanıtmak istiyorum.
SERKAN ÇAĞRI
'Detone söyleyeni ve ses rengi kötü olanı solıst yapıyorlar'
21 yıl sonra Grup Laçin'le bir araya gelen klarnet ustası Serkan Çağrı, programda şunları anlattı:
■ Hepimizin ayrı kariyerleri var, herkes gerçek müzisyen. Bizi yeniden bir arada görmek istediler. Grup Laçin sayesinde türkü severlerin sayısı arttı.
■ Geçmişi çabuk tüketiyoruz. Yeni nesil, teknoloji sayesinde bir yol buldu, kendi kendilerine müzik yapıyorlar. Sesler de aynı. Neredeyse iyi söyleyeni aramayan, kötüyü seçmeye çalışan yapımcılar var. Detone söyleyen, ses tonu rengi kötü olan solist oluyor.
■ Rap'e karşı değilim ama bu müzikte çocuklarımıza kötü alışkanlıklar veren şartlarla karşılaşıyoruz. Karanlık duyguları ve umutsuzluğu pekiştiren şarkılara karşıyım. Biz çocuklarımızı pozitif yetiştirmeye çalışıyoruz. Anne-baba olarak endişeleniyorum, argo öğreniyorlar.
■ Şu dönem sınırlarımızı korumak için mücadele veriyoruz. Savaşın içindeymişiz gibi algı yaratılıyor. Hayır, toprak bütünlüğümüzü korumaya çalışıyoruz.
GRUP LAÇİN
'Türkiye mozaiğini oluşturduk'
■ Şarkımız Endonezya'da iki ay liste başı kaldı. Hepimiz farklı bölgelerin insanlarıyız. Sivas, İzmir, Van, Edirne gibi. Türkiye mozaiğini oluşturuyoruz. O yüzden 'Sizin gibi Türk halk müziği grubu çıkmıyor' deniliyor.