Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil'in, Bodrum Bitez'de eşi adına satın aldığı villaya, ruhsata aykırı birçok kaçak bölüm yaptığı belirlendi.
Yılmaz Özdil, Bodrum Bitez Mahallesi'ndeki villayı 2 Mayıs 2017'de eşi adına Aktur A.Ş.'den 4.6 milyon liraya satın aldı. Elbette yıllarca medyada müdürlük, yazarlık yapmış birinin belli bir birikimi olabilir ama Özdil'in Bodrum'daki yapısı, yürürlükte olan imar planında, 'ticaret alanı' sınırları içinde kalıyordu.
Bodrum Belediyesi yapıya ilk olarak Hülya Özdil adına 'ofis ve işyeri- iki bağımsız bölüm-142.5 metrekare' olmak üzere yapı ruhsatı tanzim etti ve bir süre sonra yapı kullanım izin belgesi verdi. Böylece imar planlarında ticari alan vasfı olan yapıyı, Özdil ailesi villaya çevirdi.
Yapı ruhsatının tek katlı iki adet bitişik ofis ünitesi için düzenlendiği, ancak 142.5 metrekare iskânlı yapıya; depo, jeneratör odası, bodrum kat ilavesi yapıldığı anlaşıldı. Böylece 310 metrekare haline gelen villa için Özdil ailesi, 31 Aralık 2017 tarihine kadar olan yapıları kapsayan İmar Barışı'na başvurdu. Ancak İmar Barışı sonrasında da kaçak yapılaşmaya devam edildi. 2018 yılında 45 metrekarelik teras ve müştemilat yapıldı.
Vay anam vay neler dönmüş öyle! Bu Yılmaz Özdil, halkçı, yüce Kemalist köşe yazarı değil miydi?
İMAR AFFINA KIZDI
Hem imar affına kız, "Deprem ülkesinde imar affı olur mu birader?" diye yazı yaz, hem de imar affından faydalan! Daha sonra da imar affını ihlal et, villanı yavaş yavaş büyüt, denize doğru yürüt.
Ee ülkedeki Kemalistleri nasıl kandıracağını bilen zeki bir yazar, parsel kaydırmayı, ticari alanı yapıya dönüştürüp, büyütüp, kıyıya doğru yürütüp, denize sıfır 7 milyon dolarlık villa yapmayı da bilir elbette.
Yılmaz Özdil, Türkiye'de tarafsız gazeteci olunamayacağının en net örneği aslında! Önemli gerçek de tuttuğun tarafı saklamaktır bu ülkede! Bir gazeteci olarak tarafsız basın diye yakınıp, takunyacı dinciler, yandaşlar diye dalga geçip, büyük servet yapmak ayrı bir hüner gerektirir. İşte o hüner Yılmaz Özdil'de fazlasıyla vardır. Çünkü o, bu ülkedeki büyük Kemalist potansiyeli çok önceden keşfedip voliyi vuranlardandır!
Ne de olsa o Atatürk aşığıdır, her resmi bayramda bir Atatürk yazısı patlatır! "Beyaz leblebi sever onu havaya atıp ağzıyla tutarak yer" diye yazdığı Atatürk kitabını 2.500 TL'ye satmasını bilir!
Yürüyedur halkçı yüce Kemalist yazar! Bakalım 'villa yürütücü' diyenlere cevap verecek misin, yoksa ölü taklidi mi yapacaksın?
Zoom değil, Havelsan Diyalog!
Karantina günlerinde uzaktan çalışmayı, eğitimi Zoom ve Skype uygulamaları üzerinden yaptık.
Yerli konferans uygulaması Havelsan Diyalog ise testlerin tamamlanmasının ardından bu ay içinde kullanıma sunulacak. Teknolojide ilk olmak önemlidir, atı alan Üsküdar'ı geçer! Bu dönemde Zoom indirilme rekoru kırdı. Ama Zoom'un birçok gizlilik sorunu, kullanıcıların tepkilerine neden oldu.
ŞİKAYET GELİYOR
Özellikle şirketler bu durumdan şikâyetçi. İşte bu noktada ülke güvenliği için Havelsan Diyalog'un kullanımı yaygınlaştırılmalı. Başta okullar olmak üzere devlet kurumları Havelsan Diyalog'un kullanılmasını mecburi kılmalı. Tabii biz bu çağrıyı yaparken uygulama da altyapısıyla tatmin etmeli.
3 gün boşuna mı bekledik?
Yasağın bitmesinin ardından İstanbul'da Bayrampaşa Sebze ve Meyve Hali'nde yine yoğunluk yaşandı. Hem de gece yarısında! Elbette üç gündür ihtiyaçlarını alamayan marketler, manavlar, pazarcılar acele ettiler. Ama bu yaratılan kalabalık üç gün evde beklemeyi anlamsız kılıyor! Buna bir çözüm bulunmalı. Meyve-sebzenin kalitesini ölçmek için illa elleyip dokunmak mı gerekiyor?